Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI
Enes İSLAMOĞULLARI

Üç ihtimâl daha var!

Üç ihtimal daha var Türkiye’nin önünde, üç şehir... Yeni Türkiye’nin, yeni sahiplerinin ikbâl ve istikbâl, yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürmüş Türk Medeniyeti’nin ahlâk ve insanlık mücadelesinde üç cephe...
Türkiye’nin on yılı aşkın süredir siyasal islâmcıların eliyle mâruz bırakıldığı ahlâk erozyonunun önüne set çekebilecek üç umut, kaybettiğimiz bütün değerlerimizi yeniden tesis edebileceğimiz bir ufuk var...
Türk Milleti’nin bütün fertlerinin kendi evlâtlarına nasıl bir ülke bırakmak adına vereceği bir karar, bundan sonra Türkiye’de gücün mü adâletinin, yoksa adâletin mi gücünün muteber olacağını ortaya çıkaracak bir turnusol kağıdı...
Belki ahlâk kazanamasa da, ahlâksızlığın kaybettiğini görebileceğimiz, belki vicdânın sesini yeniden işitebileceğimiz, belki bize, bir zaman dünyaya insanlık dersi veren Türk Medeniyeti’nin hâyâlini yeniden kurabilme imkânı verebilecek bir dönüm noktası...
İnsanların memleketle ilgili bir mesele gündeme geldiğinde gırtlak gırtlağa gelmediği, her tarafın diğerini hâin bilmediği, arabaların arkalarına ne Rabia, ne K.Atatürk imzalı etiketler yapıştırılmadığı, toplumun tüm bireylerinin mensubiyetiyle var olmak yerine yalnız ve yalnız kendi kimliğiyle var olabildiği bir ülkede yaşamak için yapılacak bir seçim...

***

Üç ihtimal daha var!
Birincisi yalnız ihtimâl..
Nüfusu on beş milyona dayanan İstanbul, yani Mustafa Sarıgül...
İkincisi yüksek ihtimâl...
Yaklaşık beş milyon nüfusa sahip Ankara, yani Mansur Yavaş...
Üçüncüsü büyük ihtimal...
Dört milyon insanın yaşadığı İzmir, yani Aziz Kocaoğlu...
Yani Türkiye nüfusunun üçte biri, yani Recep Tayyip Erdoğan’ı tek adamlığa götüren yolun tıkanması, yani kendisini milletin hizmetkârı görmek yerine sahibi gibi algılayan anlayışın çöküşü...
Toplumun adâlet kılıcının bal tutup da yalanan parmağı kestiği bir memleket, hizmet etmenin çalmayı meşrûlaştırmadığı bir ülkede yaşamak adına ortaya koyulan irade...
Hırsızların kaybettiğini, yolsuzların cezalarını çektiğini, insanların birbirine tahammül edebildiğini görmemizi sağlayacak bir tablo...
Dindarlara rağmen dinin kazanacağı bir zafer...
Zulme rağmen mazlumun, zorbalığa rağmen insanlığın, yalana rağmen doğrunun üstün gelebileceği bir meydân...

***

Ve ben bütün bunları, bugüne kadar AKP’nin kapısının önünden geçmemiş bir birey olarak, bugüne kadar CHP’nin kapısının önünden geçmemiş bir birey olarak, bugüne kadar MHP’nin kapısının önünden geçmemiş bir birey olarak söylüyorum...
Ve ben bütün bunları, ömründe bir kez AKP’ye oy vermemiş ve vermeyecek, ömründe bir kez CHP’ye oy vermemiş, ömründe bir kez MHP’ye oy vermemiş bir birey olarak söylüyorum...
Ve ben bütün bunları, birileri operasyon da yapıyor olsa hırsızlığın hesâbının sorulabildiği, Başbakan’ın çocuğu da olsa herkesin yargının karşısına çıkartılabildiği bir istikbâle inanan bir birey olarak söylüyorum...
Ve bütün bunları, belki AKP kaybederse, belki zulüm ve adâletsizlik kaybederse, belki ülkede istikrarsızlık olursa, belki ekonomi yerle bir olursa maddi anlamda her şeyini kaybedebilecek bir birey olarak söylüyorum...
Ve ben bütün bunları, Türk Milleti’nin yolsuzluğa yol vermeyeceğini ifâde edeceği bir seçime, bir tercihe tanıklık edeceğimize inanan bir birey olarak söylüyorum...
Ben, bütün bunları, ahlâk kazanamasa da, ahlâksızlığın kaybetmesi gerektiğine inanan bir birey olarak söylüyorum...
Üç ihtimâl daha var!..

Yazarın Diğer Yazıları