Tutulmayan sözler...
Hükümetin her vaadine şüpheyle baktığımız döneme girdik. Bu konuda bazı örneklemeler yeterli olacak. Erdoğan'ın 24 Haziran seçimlerinden önceki sözlerini hatırlayın:
"Polis, hemşire, öğretmen ve imamların ek göstergelerini 3600'e çıkaracağız."
Bu, düşünülmeden verilmiş bir sözdü. Gerçekleşmesi mümkün değildi. Nitekim öyle oldu, bir kenara itilip kaldı. Yakın çevremdeki bazı öğretmenler, umutlarını kestiler. "Bıktık yalanlardan" deyip emeklilik dilekçelerini verdiler.
"Tutulmayan bu söz" bütçeye telafisi mümkün olmayan yük getiriyordu. Bir daha da gündeme alınmadı.
Alanlar var
Ortada bir de hakikat var. Genel müdürden yardımcılarına ve daire başkanlarına kadar 3600 göstergeye sahipler mevcut.
Büyükşehirlerde bazı tuhaflıklar ise devam ediyor; "Daire başkanları" ek göstergeden yararlanıyor. Ancak, bunlara bağlı Su ve Kanalizasyon Genel Müdürlüğü'ne bağlı -İSKİ, ASKİ, İZSU vb..- daire başkanları ve tüm kurumların şube müdürleri alamıyor. Bu nasıl çelişki?
Hayvanların korunması!
Her katliamda akla gelen "Hayvanları Koruma Yasası" yeniden hortladı. Bunun nedeni, 5 köpek yavrusunun, çuvala konulup kuyuya atılması. Hayvan severler hareketlenince Erdoğan ve iktidar sözcüleri konuşmaya başladılar; "Yeni senede bu iş tamam."
Gelin de güvenin.
Bu konuda Yaşar Usluer'in "Neden çıkmaz" diyen analizini hatırlayın. Maaş ödeyemeyecek duruma sokulan belediyeler getirilecek yeni harcamalar "imkânsız ötesi." Yeni maliyetler öyle böyle değil.
Bari cezalar artsın
Bu şartlarda çıkabilecek hayvan yasası dört bir yanından budanacak. Yani hiçbir işe yaramayacak. Bir hayvan sever olarak isteğim, sadece "psikopatların cezalarının ağırlaştırılması." Yani bu tiplere uzun süreli cezaevi şartları hazırlanmalı.
Kadınlarını dahi koruyamayan bir devlet hayvanları sahiplenebilir mi. Sanmıyorum. Vaziyet, EYT'lilerden -Emeklilikte Yaşa Takılanlar- beter.
Gelen mesajlara bakıyorum 700 bini aşkın insanımız felaket durumda. Hele kirada oturuyorlarsa hallerini düşünün.
Batan kim?
Erdoğan'ın "ümidinizi kesin" şeklindeki son deklarasyonu her şeye tüy dikti. EYT'liler için durum "ümitsiz vaka." İktidara bir de hatırlatma yapacağım. Bu şartlarda seçimi nasıl kazanabilirler? Cumhurbaşkanının açıklamasında tuhaf bir durum daha vardı; "Kuzey Avrupa ülkeleri bu yüzden battı."
Nasıl battılar anlayamadık. "Sistem çöktü" denebilir ama yaşam standartları güllük-gülistanlık.
Tutulmayan sözler, hayata geçmeyen vaatler Cumhuriyet Halk Partisi'ni kesin favori haline getirdi. Görünen köy kılavuz istemiyor.
Yıldız kaydı
Türk tiyatrosunun en önemli isimlerinden Yıldız Kenter'i kaybettik. Sahnelediği eserlerin yanı sıra pek çok kaliteli filmde de rol aldı.
İnsan yetiştirmede hoca idi. Onunla ilgili pek çok anım var. Akılda kalan en önemli çalışması "Ben Anadolu" idi. Bugün, ömrü boyunca yaşatmak için uğraştığı Kenter Tiyatrosu'nda başlayacak törenlerle uğurlayacağız.
Rahmet dilekleriyle mekanı cennet olsun diyorum.
Lucescu'nun yolu
Türk Millî futbol takımı "yenilmeyelim" taktiğiyle çıktığı maçta Andorra'yı 2-0 mağlup etti. Bu bir başarı mı dersiniz?
Suni çim sahada -halı saha maçı gibi- taraftarımızın ev sahibinden fazla olduğu ortamda, evet ya da hayır demişiz ne fark eder.
Yoğurt meselesi
Başlangıçta yerden yere vurduğumuz Lucescu'nun tayin ettiği rota doğru çıktı. Ne kadar lejyonerleşmiş gencimiz varsa, bizi finallere taşımayı başardılar. Demek ki Rumen çalıştırıcının göle maya çalması tuttu. Merhum Eyüp Karadayı'nın fıkrasını hatırladık: "Bu kadar yoğurdu ne yapacaksın."
Önemli olan bundan sonrası. Nereye kadar gideceğiz. İşte bu bölüm tehlikeli. Futbolcuların rehavete kapılması ihtimalini devamlı kontrol etmeliyiz.
Yayın tarafı
Her şeyden önce şifresiz bir naklen yayın oldu. Spor Koordinatörü Mehmet Buğra Şahin, Şenol Güneş'e döndü. Her maçta ayrı ekip kullanıyor.
Burada Hünkâr Mutlu'ya gecikmiş bir taziyede bulunmak istiyorum. Babasının vefatını yeni öğrendim. Mutlu ailesine baş sağlığı, merhuma rahmet diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Sabır, nezaket ve kuvvettir. İngiliz Atasözü