Türk'ün Tarihi ve Komut Kabir'de Türklük simgeleri...
Ata Büyükada'da... Anadolu Kulübü'nün bahçesine bakan taraçasında hazırlanmış bir sofra... Konu, Türk'ün tarihinin ne zaman başladığıdır. Bu sırada sofraya davetsiz bir konuk yaklaşıyor; vücudunu masaya doğru eğiyor, oturanların başları üzerinden elini uzatarak Atatürk'ün elini sıkmaya çalışıyor, fakat kolu yetişmiyor. Atatürk:
-Bir yer bulunuz, oturunuz, diyor.
Bu kişi, tarihçi Ahmet Refik'tir.
Masanın karşı tarafında, Gâzi'nin tam karşısına gelen sandalyeleri sağa sola gürültüyle iterek kendine yer açıp oturuyor. Ahmet Refik Bey'in eli hemen, dolu kadehle birlikte Atatürk'e uzanıyor
-Şerefe!
Şerefeler art arda geliyor birer ikişer dakika aralıklarla.
Atatürk'ün kaşları çatılıyor. Son şerefe teklifini kabul etmiyor çekiyor kadehini geri. Ahmet Refik Bey'e soruyor:
-Türk Milleti'nin tarihi ne vakit başlar?
Tarihçi şaşalar, sorunun ne amaçla sorulduğunu çıkarmaya çalışmaktadır. Atatürk sorusuna yanıt alamayınca, karşıda gördüğü 12 yaşında bir kız çocuğunu yanına çağırıp soruyu ona sordurur:
-Bu efendiye sorunuz bakalım "Türk'ün tarihi ne vakit başlıyor?"
Yanıta meydan vermeden yine soruyor:
-Bilmiyor, sen söyleyebilir misin?
-Öğretmenimiz Türk'ün tarihinin çok eski olduğunu söyledi.
-Aferin! Fakat bu beylere göre beş asır önce bir çadır halkı ile başlarmış.
Ve sonra Ahmet Refik Bey'e dönüyor:
-Ahmet Refik Beyefendi, kendinizi müdafaa ediniz!
Yanıt yok, derin bir sessizlik...
-Mesele ciddidir. Kendinizi müdafaa buyrunuz!
Hava elektrikli... Sessizlik... Herkes nefes almaktan çekiniyor...
Atatürk işin peşini bırakmaya niyetli değildir ama. Bozuyor sessizliği:
-O halde şu sandalye üzerine çıkınız ve tarih bilmediğinizi itiraf ediniz.
Ahmet Refik yapıyor denileni, itiraf ediyor bilgisiz olduğunu.
(Atatürk daha sonra bir vesile ile bu Ahmet Refik'in gönlünü almıştır.)
(Niyazi Ahmet Banoğlu-Nükte ve Fıkralarla Atatürk)
Komut-kabir ve Türklük simgeleri
Yalnız anıt-kabir değil orası; kanıt-kabir, tanıt-kabir, yanıt-kabir, komut-kabir'dir. Düşün Türk çocuğu, o kabire eklediğim uyakları iyi düşün... Kanıtı gör, yanıtı al, tanıtı tanıt, komuta uy, kayıtsız ve koşulsuz.
Ve bu komut-kabirdeki Türklük simgeleri... Bu vesile ile onları da sunalım:
Ziyaretçileri Atatürk'ün huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 metre uzunluğundaki yolun iki yanında, oturmuş halde 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Bu sayı 24 Oğuz Boyu'nu temsil eder. Anadolu'da uygarlık kuran Hititler'in sanat üslubu ile yapılan bu aslan heykelleri, güç ve görkemi de simgelerler.
Anıtkabir'de, simetri gözetilerek yerleştirilmiş 10 tane kule var. Bu kulelere Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin oluşumunda etkisi olan önemli kavramları temsil eden Mehmetçik Kulesi, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Millî Kulesi, İnkılap Kulesi, Cumhuriyet Kulesi isimleri verilmiş. Kareye yakın dikdörtgen kulelerin üzeri piramit biçiminde çatıyla örtülüdür. Çatıların tepesinde ise eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır. Anıtkabir'in 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. 33.53 metre yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir.