Türkiye'yi İsrail'e mahkûm eden "Rufailer!"
2007 yılında ASELSAN’da çalışan ODTÜ mezunu elektrik mühendisleri Ali Ünsem Ünal, Gölbaşı’nda aracının içinde tabancayla, Evrim Yançeken evinin 7’inci katından atlayarak, Hüseyin Başbilen de arabasının içinde, sol el bileği ve ensesini keserek ’intihar’ edivermişti.
Hasan Günal teoriler com. sitesinde intiharlarla ilgili şu yorumu yapıyordu:
“Bundan birkaç yıl öncesine kadar F-16 üretim merkezi TAI’de ’uçakların dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistemi’bir tane Türk mühendisin dahi giremediği bir bölümde üretiliyordu. Bu sistem Türk F-16’sının, bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu gösteriyordu. Yalnız burada bir sorun vardı. Bir Türk F-16’sı İsrail, ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında onları dost görüyordu. Bu da bir savaş halinde onların bizi sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını taşıyordu. Aselsan mühendisleri (..) bu uçak tanıma sistem hâkimiyetini lehimize çevirmeyi başardı.”
“İntihar etmelerinden” önce Aselsan mühendislerinin hangi proje üzerinde çalıştıklarını da sayın Günal’ın satırlarından aktaralım:
“ABD, herhangi bir savaş (..) sırasında, ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter, tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati araçları, uydusundan verdiği bir emirle saf dışı bırakabiliyor. (..) Bu; ’Türk ordusunun savaş başlamadan yenilgisi’anlamına geliyor. (İntihar ettiği söylenen HD)Aselsan mühendisleri ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışıyorlardı.”
Şu tesadüfe bakar mısınız lütfen!
Yine aynı yıl (2007) içinde benzer konularla ilgili çalışmalar yapan dünya çapında Türk bilim insanlarının bulunduğu Atlasjet yolcu uçağı, Isparta’da, “Dağı gördüm” diyerek inişe geçtikten hemen sonra dağa çakılarak düştü ve yolculardan kurtulan olmadı.
İnceleme sonunda uçağın karakutusunda pilotların ses kayıtları bulunamadı..
Ne kadar ilginç öyle değil mi?
* * *
Dün bu köşede, TSK envanterinde bulunan 170 adet tankın modernizasyonunun 2000 yılında bir İsrail firmasına veriliş hikâyesini Kara Kuvvetleri’nden tümgeneral rütbesiyle emekli olan Erdal Sipahi’nin ağzından aktarmış ve sormuştuk:
“- Kim bu, ’yukarı’daki?”
* * *
Gelelim değerli ve birikimli gazeteci Ünal İnanç üstadın yazdıklarına:
“Stratejik müttefikimiz ulu Amerika’nın verdiği istihbari bilgilerle, ederinin on katı parayla İsrail’den satın aldığımız Heron uçaklarının başarılarını dinlemekten bana gına geldi. NATO’nun ikinci büyük ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri, ancak küçültmek için böyle bir yere konulabilirdi.”
“Arşivime baktım, bir VHS video kaseti ile verbatim marka bir CD elime geçince sevindim. Bu kaset ve CD, İDEF fuarında ve çeşitli yerlerde ilk defa Türkiye’de imal edilen, yazılımı da Türkiye’ye ait insansız hava aracını tanıtıyordu. Hava aracını imal eden Serhat Bilgi ile tanışmıştım. Haberleşme alanında Türkiye’ye çağ atlatan rahmetli komutanım, eski PTT Genel Müdürü, Em. Tümgeneral Servet Bilgi Paşa’nın oğluydu. Milli Savunma Bakanlığı ile imzaladığı Sadak Projesi devreye giren birtakım Rufailer tarafından iptal edilmiş ve Türkiye’ye lazım olan bir araç devreden çıkarılmıştı.”
İnsan ürpererek soruyor:
“-Yahu neler oluyor?”
Türkiye İsrail ve ABD’nin çiftliği, Türk milleti de bu iki ülkenin ırgatı mı?