Türkiye’nin gündemini kim yönetiyor?
Bir zamanlar saçından, kılından, yediği yemekten ve odasının boyutundan şikâyet ederdi. Gazete okuyamamaktan ve televizyon seyredememekten yakınırdı. Şu sıralarda ise şikâyetleri tamamen ortadan kalktı. Sanki adam, terör örgütünün kurucusu, bundan dolayı “müebbet hapis” cezasına çarptırılmış bir suçlu değil de ülkenin gündemini belirleyen bir numaralı siyasi aktördür.
“Yol haritası” yapıyor, tarih veriyor, eylemlilik ya da eylemsizlik kararı alıyor. Aldığı kararları uzatıyor ya da kısaltıyor. Belediye başkanlarına, bazı parti liderlerine bazen fırça atıyor bazen de çeki düzen veriyor. Devleti “kitle katliamları olur”, “halk sokaklara dökülür”, “onbinlerce insan ölür” diye tehdit ediyor. Baydemir’e “ağzını yırtarlar”, “ya istifa ya öz eleştiri yap” diyor. AKP hükümetine küfür eden Baydemir, hapisteki bu mahkûmun talimatı üzerine “dut yemiş bülbül gibi” suspus kesiliyor.
İçeriden “Devlet benimle görüşüyor” işler yolunda gidiyor haberleri yolluyor. “Demokratik özerklik” çalışmaları için talimat iletiyor. Meclis’e “hakikatleri araştırma komisyonu kurulsun” diye işaret veriyor. Başbakan Erdoğan’ın bizzat kendisi Öcalan’la “devlet görüşür ve başından bu yana da görüşülüyordu” anlamına gelen sözler ediyor. Devletle görüşmelerinde işlerin yolunda gittiğini hisseden adam, bu defa sivil toplum kuruluşlarıyla temasa geçiyor.
Tartışmaların tamamı asimetrik ve yönlendirmeli bir biçimde yürütülüyor. Tartışmalara bölücü ve ayrılıkçı kesimi temsilen en az üç, karşı cenahta görüş bildiren ise bazen hiç bazen de en fazla bir kişi katılıyor. Böylece alan, tartışma platformu olmaktan çıkıyor bir tarafın görüşlerini kamuoyuna pazarlama platformuna dönüşüyor.
Öcalan’ın söyledikleri açık değil midir?
Öcalan, sözde “kültürel ve fiziki soykırıma uğrayan” halkı için “öz savunma birliği” oluşturulsun diyor. DTK da Öcalan’ın ortaya koyduğu “demokratik özerklik” kapsamında “öz savunma birliği”ni gerçekleştirmek için Doğu ve Güneydoğu’da sosyal, siyasal ve güvenlik alanında örgütlenmeye gitme kararı alıyor. DTK sözüm ona “Halkın kendi güvenliğini oluşturması”nı benimsiyor. Ordu içinde ordu kurmak anlamına gelen bu açık gelişmeye karşın AKP hükümeti, yasaları işleterek harekete geçmiyor. Yapılmak istenilenleri anlamazlıktan geliyor.
Öcalan, “kimse silahları benim şartlarım kabul edilene kadar bırakmaktan” söz edemez diyor. Bunun üzerine “silahların miadı doldu” diyenler tövbe etmek zorunda kalıyor. Öcalan “yeni anayasa yapılsın” diyor, seçimler sonrası iktidar partisi bile gündemin birinci maddesinin anayasa değişikliği olacağını söylüyor. Öcalan, “yeni anayasada ‘Kürt’ kimliği tanınsın” diyor. İktidar yetkilileri bunun çaresi olarak da Türk milleti kavramını “etnik” bir kategoriye indirgeyerek anayasadan çıkartılması gerektiğinden söz ediyor.
Siyasi manzara böyledir. Bu durumda Türkiye’yi hadi daha hafifleterek soralım, Türkiye’nin gündemini size göre kim yönetiyor?