Türkiye savaşa mı hazırlanıyor?
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin ABD ve Batı’nın gözüne girmek için kayıtsız şartsız Haçlı ittifakının yanında yer alması, birileri için mümbit bir zemin haline geldi...
Gazete haberlerine göre...
Başta en modern tanklar olmak üzere TSK envanterindeki en kaliteli silahlar Suriye sınırına sevk edilirken, cesaret ve kabiliyeti üst düzeydeki komutanlar da bölgedeki birliklerin yönetimine atanıyor. Ve Türkiye adım adım sıcak bir çatışmaya doğru sürükleniyor. Bu sürüklenişte dış faktörler şöyle özetlenebilir:
* Dünya savaş lobisinin silah stoklarını eritmek için Türkiye’yi Suriye bataklığına çekmek istemesi..
* İslâm âlemi arasındaki Osmanlı korkusunu canlandırmak için Türkiye’nin Suriye’de işgalci duruma düşürülmek istenmesi..
* ABD’yi perde arkasından yöneten Yahudi lobisinin İsrail’i rahatlatmak ve Türkiye-Suriye savaşına bir şekilde müdahil olacak olan İran’ı yıpratmak için bu savaşı hayatî görmesi...
Türkiye’yi savaşa sokabilecek iç sebepler..
* Erdoğan’ın seçimlerden önce askerî bir başarıya ihtiyaç duyması.
Böyle olduğu içindir ki Erdoğan başta Rusya olmak üzere İran ve diğer Suriye destekçisi devletleri sürekli azarlıyor. Devletlerarası nezaket kuralları Türkiye tarafından devamlı çiğneniyor. BM’yi tahrike çalışıyor.
* Türkiye, AKP hükümetinin en iddialı olduğu konu olan ekonomide duvara toslamış bulunuyor. Böyle bir ortamda milli birlik ve milli duyguları şahlandıracak uluslararası bir başarıya Erdoğan’ın şiddetle ihtiyacı var.
* AKP tabanı ilk defa Erdoğan’la Suriye konusunda ters düşmüş bulunuyor. Tabanın neredeyse tamamı Suriye ile savaşa hayır diyor. Erdoğan (AKP’li yetkililer aksini söyleseler de) kendi tabanına haklılığını göstermek için savaşı seçenek olarak görüyor..
* Basında, TSK’nın da değişik vesilelerle uğradığı itibar kaybını telafi etmek için Suriye ile savaşa sıcak baktığı iddiaları dillendiriliyor. Görüldüğü gibi Türkiye-Suriye savaşı için bütün şartlar oluş(turul)muş durumda. Şartlar böylesine müsait olmasına rağmen bir Türkiye-Suriye savaşı çıkmaz ise, neden çıkmaz?
Şu sebeplerden...
* Türkiye’nin “hükümet” değil “devlet aklı” , BM ve NATO’suz bir müdahalenin faturasını göze almaz, alamaz..
* Halkın “savaşa hayır” demesi, savaşın kısa sürede Suriye’nin hezimeti ile neticelenmemesi halinde iktidarı sıfırlamakla kalmaz, Yüce Divan’a götürür...
* Türkiye’nin ekonomik imkânları Suriye ve onu bir şekilde destekleyecek olan İran ve Rusya ile savaşmaya yetmez...
* Silah çeşitliliği ve stokları da yetmez..
* Bu savaşta PKK baş edilemez bir güç haline gelir ve Türkiye önce çözülür sonra bölünür...
* Şimdi sınır bölgeleri hedef iken, savaş sürecinde hem PKK, hem diğer ülkelerin füzeleri ile Ankara dahil bütün iller hedef haline gelir; hükümet bunun altından kalkamaz.. Daha pek çok sebep yüzünden “devlet aklı” bir savaşa evet demeyecektir. Her şeye rağmen Türkiye-Suriye savaşı çıkarsa bunun tek sebebi kifayetsiz muhterisler olacaktır.
Devlet Bey’i dinledim
Dünkü grup toplantısında Devlet Bey’i dinledim.
Daha doğrusu dinlemek için epeyce zorlandım.
Yine hazırlanmış metni okuyor, onu bile yanlış okuyordu. Kameralar ne kadar gizlemeye çalışsa, toplantıya katılanlar bile uyuklar haldeydi..
En ilginci de..
Devlet Bey’in AKP’nin dış politikasını yerden yere bir kez daha vuruşu oldu. İnsan ister istemez, “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diyor.. Çünkü bu toplantıda AKP dış politikasını eleştiren Devlet Bey, daha birkaç gün önce Davutoğlu için verilen gensoruda Davutoğlu lehine oy kullanmış, kullandırmıştı...
Şimdi biz “kâle” mi yoksa “hâle” mi inanacağız?