Türkiye parçalanırken!
Birilerinin AKP’nin tekerini patlatması lazım. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde bunu yapacak olan muhalefet partileri, seçimlerde ise millettir. Başbakan Davutoğlu’nu parantez içine almak gerekiyor. Çünkü onun iradesi bırakınız Türkiye’yi yönetmeye, Erdoğan’dan işaret almadan MİT Müsteşarına izin vermeye bile yetmiyor.
Başbakanlık için yapılmış olan bin yüzden fazla odalı saray, Erdoğan’ın talimatı ile elinden alınıyor. Yani Davutoğlu kendi konutuna bile sahip çıkamıyor. Daha bir dizi örnek gösterebiliriz amma Davutoğlu’nu parantez içine almamız için bu kadarı yeter. Türkiye’nin geleceği Erdoğan’da düğümlenmiş, çözecek el aranıyor. Şimdi Erdoğan tutmuş “Başkanlık isterim” diyor. Hem de “Türk tipi”... Yani, Fransa’daki gibi olmasın, ABD’deki gibi olmasın, yani, icraatımı denetleyecek kurumlar, yanlış yaptığımda sigaya çekecek organlar olmasın diyor. “Türk tipi” başkanlık isteyenler Anayasa’dan “Türklüğü çıkartıyor”, Türkçe yer adlarının Kürtçe isimlerle değiştirilmesinin önünü açıyor ve ülkesinin bir bölümüne “Kürdistan” diyor.
Bir seçim oldu, millet Erdoğan’a, “Başkanlık hayallerinden vazgeç” dedi. Erdoğan birkaç gün işi soğumaya baraktı, “Milletin iradesine saygı”dan falan bahsetti. Şimdi, partileri koalisyona zorluyor. Gören de zannedecek ki, Erdoğan’ın AKP’si gerçekten bir koalisyon kurulmasını istemekte. Erdoğan’ın en istemediği şey, koalisyon. Ve Erdoğan’ın oyunu bozacak en etkili hamle de onun koalisyon talebine “Evet” deyip masaya oturmak...
O masadan bir hükümet çıkar mı? Muhtemelen çıkmaz, çünkü dediğimiz gibi, Erdoğan ortak kabul etmiyor. Lâkin masa devrildiğinde Erdoğan’la masaya oturan partinin millete anlatacağı çok şey olacaktır. Sen, ortada fol yok yumurta yokken şu şartla görüşürüm, bu şartla görüşürüm dersen, Erdoğan da, bunların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek der ve milleti buna inandırır. Kabul edelim ki, Erdoğan’ın inandırıcılığı MHP’den de CHP’den de oldukça fazla, hatta ikisini katlıyor.
İşte böyle bir zeminde kim ki Erdoğan’ın tekrar seçim talebine yol açacak bir davranış sergilerse o aslında Erdoğan’ın değirmenine su taşıyor demektir. Akıldan çıkartılmaması gereken bir ihtimal var, o da, yapılacak bir seçimde HDP’nin bu sefer baraj altında kalmasıdır.
HDP baraj altında kalırsa AKP, tek başına ve belki de anayasayı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşacaktır. Böyle bir neticeye sebep olanlar Türkiye’yi 36 etnik parça olarak gören, Anayasa’dan Türklüğü kaldırma sözü veren, “Özerk Yönetimler” kılıfı altında vatan ve devletin bütünlüğünü tarihe gömecek bir gücün önünü açmış olacaklardır. HDP açık tehlike, AKP ise gizli HDP’dir. Bunu anlamak için dâhi olmaya gerek yok.
Dünkü yazımız bu zaviyeden okunursa daha faydalı olacaktır. Çünkü vatan ve devlet, partiden ve şahıslardan önemlidir.