Türkiye, KKTC'ye destekte ne bekliyor?
Türk Lirası''nın yabancı paralar karşısındaki değer kaybı KKTC ekonomisini olumsuz şekilde etkilemeye devam etmektedir. Resmi para birimi Türk lirası olan KKTC''de özellikle sabit gelirli vatandaşlar büyük sıkıntı yaşamaktadır. Her şeyin Sterlin üzerinden hesaplandığı üretimin çok sınırlı olduğu KKTC''de görülmemiş bir kriz başgöstermiştir.
Pandemi sürecinin yarattığı yıkımın yaraları henüz sarılmadan, turizm, eğitim, inşaat sektörlerinde çalışanlar yanında işçinin, emekçinin, memurun, emeklinin yaşamakta olduğu sıkıntılara çareler aranırken, döviz krizi ile mevcut problemler adeta çözülemez hale gelmiştir. Dövizdeki artış anında, roket gibi fiyatlara yansırken, zaten zar zor geçinen insanlarımıza bir darbe daha vurulmuştur.. Memur, işçi, çifçi, hayvancı, emekli, özel sektör çalışanları aldıkları ücretlerin artık yetersiz kalmasıyla içinden çıkılmaz bir durumla karşı karşıyadır.. Kısa sürede elzem gıda fiyatlarına, kira, ulaşım gibi hayatımızdaki temel ihtiyaçlara yüzde yüze varan zamlar yapılmıştır. (geçtiğimiz ay 500 sterlin karşılığı 5000 TL kira ödeyenler, bu ay 11.000 TL kira ödemek zorunda kalmıştır.. 3 TL olan bir adet simit 8 TL olmuştur. Hükümet fiyat kontrolünü yapacak olanaklara sahip değildir. Hükümet kaynak arayışı , yeni destek paketleri için yüzünü her zaman olduğu gibi Ankara''ya çevirmiştir ve Türkiye''den gelecek mali destek yaşanmakta olan sıkıntılara çare olabilecektir.
Geliri düşen, geçinemeyecek durumda olan vatandaşlarımız kurtuluşu Güney Kıbrıs''ta görerek akın akın orada iş aramaya başladı. Bu durum, yaşanmakta olan ekonomik krizin, siyasi bedellerini de gündeme getirdi..
KKTC''deki Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen), Güneyde, ENOSİS''ci, faşist, ırkçı, Türk düşmanı çizgisiyle bilinen, EOKA''cıların sendikası SEK ve Enosisçi Akel''e yakın PEO ile ortak proje başlatmıştır. Yapılan düzenleme ile ilk etapta 10 bin Türk işçinin Rum devletinde, Rumların çalışmaktan kaçındığı turizm, inşaat, restoran, temizlik ve hizmet sektöründe istihdam edileceği,bunun için Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum) vatandaşı olma, KC kimliği-pasaportu taşıma, Türk-Sen ve SEK/PEO sendikasına üye olup 60 euro aidat ödeme şartı vardır.
Bu şartları kabul edenler güneyde Rumların beğenmediği işlerde çalışıp vasıfsız işçi için minimum asgari ücret olan 900 euro ( 19 bin TL) maaş alacaktır. Vasıflı işçilerin maaşı 25-30 bin TL''ye kadar çıkarken,yüzlerce işsiz gencimizin güneyde çalışmak için başvurduğu öğrenildi.. İlk gün, aralarında doktor, mühendis ve üniversite mezunlarının olduğu 499 Türkün başvuru yaptığı Rum medyasına da yansıdı..
Bilindiği üzere KKTC''de şu anda net asgari ücret 4324 TL''dir ve aradaki korkunç fark nedeniyle çalışanlar bile KKTC''deki işlerini terk edip güneyde çalışmayı düşünmektedir.
Halen Güney''de 1500-2000''e yakın Türk çalışırken, 3 bine yakın Türkün de Güney''e yerleştiği, orada yaşamaya başladığı bildirildi.. Güneyde çalışmaya başlayacak 10 bin işçi, 10 bin aile ve 50 bin nüfus demektir. KKTC nüfusunun altıda birinin Ruma muhtaç duruma düşmesini hazmetmek mümkün değildir. İşsiz kalan gençlerimizin, elinde AB pasaportu olan gençlerimizin KKTC''yi terk ederek göç etmesi ise felaket bir durumdur.
Türk işçilerinin Güney''de çalıştırılması Rum yönetiminin, KKTC''yi içten çökertmek için uzun süreden beri planladığı stratejisine güç katmaktadır. Bu yolla KKTC''nin zayıflatılmalı ve yok edilmesi planlanmaktadır. Cumhurbaşkanı Tatar''ın ortaya attığı ve Türkiye''nin desteklediği egemen eşitlik temelinde iki devlete dayanan çözüm modeli darbe alacaktır.
Ekonomideki çöküş nedeniyle milli partilerden oluşan koalisyon hükümetine büyük tepki vardır. Anavatan Türkiye''ye tepki vardır. 23 Ocak''ta gerçekleşecek milletvekili erken seçiminde halkın federasyoncu/Birleşik Kıbrısçı partilere yönelmesi tehlikesi vardır.
Anavatan Türkiye vakit geçirmeden her zaman olduğu gibi KKTC''ye kaynak aktarmalıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan biran önce KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Başbakan Sucuoğlu''nu Ankara''ya davet etmeli, sorunlara çözüm bulacak acil toplantı yapılmalıdır. Bu toplantı sonucunda KKTC halkına mali konularda güvence verilmeli, endişeler giderilmelidir.. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın açıkladığı ekonomik tedbirlere benzer, mali yapımızı düzeltecek önlemler KKTC için de alınmalıdır. Anavatan Türkiye, KKTC için acil ekonomik çözüm paketi hazırlamazsa ekonomik nedenlerden dolayı Ruma muhtaç duruma düşen KKTC vatandaşlarının iflas etmiş Birleşik Kıbrıs maskaralığını, denize düşen yılana sarılır misali, dertlerine çare olarak görmeleri olasıdır. 23 Ocak''taki seçimde federasyon isteyen partilerin başarılı olması halinde egemen eşitlik temelindeki iki devlet siyasetimizin olumsuz yönde etkilenmesi işten bile değildir.. KKTC ve Anavatan Türkiye''ye duyulan güven ve bağlılığa vurulacak darbenin sonuçları çok vahim olacaktır.. Doğu Akdeniz, Mavi Vatan ve Kıbrıs''a ilişkin tüm haklı kazanımlarımız ve tezlerimiz ağır yara alacak, milli davamız tarihimizde ender görülen bir şekilde zarar görecektir.