Türkiye, kendi ekseni etrafında dönüyor!
Doğrusu yabancı devlet adamlarının Türkiye’yi yönetenlerin sırtını sıvazlayarak, izledikleri politikayı yere göğe sığdıramayacak şekilde övüyorlarsa bundan gurur değil kuşku duymak gerekir. Tarihin sayfaları, Türkiye’nin önemine dikkat çeken yabancı devletlerin bunu Türkiye’yi yanına çekerek kullanmak amacıyla yaptığını gösteren sayısız olaylarla doludur. Bu bakımdan yabancı yetkililerin Türkiye’ye yönelik olarak yaptıkları olumlu ve olumsuz değerlendirmeleri her zaman ihtiyatla karşılamak gerekir. Bu bağlamda son zamanlarda Türkiye’nin dış politikada eksen kaybına uğradığını ifade eden görüşlere de Türkiye’nin “dünya gücü” olduğu yolundaki abartılı yaklaşımlara da fazla bir değer vermemek gerekir.
Bölgesel yönelimin nedeni AB’dir!
Bilindiği gibi Türkiye, AB’yle olan ilişkilerinde büyük sıkıntılar yaşamaktadır. AB’nin makul talepleri bir yana dayatma niteliği taşıyan isteklerini dahi hiç tereddütsüz yerine getirmeye çalışan Türkiye’ye AB tam üyelik konusunda bir türlü yeşil ışık yakmaktadır. AB, Türkiye’ye hem yeşil ışık yakmıyor hem de durmadan Kıbrıs, Ermenistan ve azınlıklar konusunda dayatmalarda bulunuyor. Türkiye’deki iktidar, AB ile sıkıntıya giren ilişkilerini ABD ve İslâm ülkeleriyle ilişkilerini sıklaştırarak telafi etmeye çalışıyor. ABD ile ilişkilerini sıklaştırmak için de Türkiye, ABD yönetimini bölgede rahatlatacak adımları tereddütsüz atıyor. Türkiye’nin son zamanlarda Irak, İran, Suriye ve özellikle de Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle ilişkilerini sıklaştırmasının nedeni budur.
Gelişmeleri çok farklı biçimde değerlendirenler de vardır. Bunlardan birisi de ünlü ABD’li düşünür Chomsky’dir. O, “Türkiye bölgede önemli bir bağımsız güç olabilir” diyor. Chomsky, Türkiye’nin 1 Mart tezkeresinin reddini ABD’ye karşı, Anadolu Kartalı tatbikatının iptalini ise İsrail’e karşı Türkiye’nin bağımsız davranma yeteneğinin ölçüsü olarak görmektedir. Bu görüşün güçlü tarafları olduğu gibi zayıf yanları da vardır: Bir defa 1 Mart tezkeresinin reddi aslında bir iş kazasıdır. Anadolu Kartalı tatbikatının iptali ise daha çok ABD’nin ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. ABD, söz geçiremediği İsrail’i Türkiye’yi kullanarak hizaya getirmeye çalışmaktadır. Çok açıktır ki, bölgedeki gelişmeler hiçbir zaman formel bir düzlem üzerinden yürümemektedir.
Diğer yandan Newyork Tımes, Türkiye’nin ilişkileri bağlamındaki gelişmelere bir “doğu-batı” sorunu olarak yaklaşmaktadır. Gazeteye göre “Türkiye ile Batı arasında gerilim artıyor... Türkiye büyük bir gayretle Müslüman ülkelere yaklaşırken, uzun zamandır var olan bir soru ABD ve Avrupa’nın canını sıkıyor: Bu büyük laik, Müslüman ülke, Batı yerine Doğu’ya mı dönüyor?” diye yazıyor. Bazı diplomatlar ise Türkiye’nin eksen değiştirdiği falan yoktur. “Türkiye’nin ekseni aynı, üslubu farklı” diyerek olanı biteni değerlendiriyor. Başbakan Erdoğan ise “Türkiye’nin dış politikası yön değiştirmiyor, normalleşiyor” demektedir. Gerçekte Türkiye, herhangi bir eksen değiştirmiyor, kendi ekseni etrafında dönüyor.