Türkiye çırpınırken, "çare" nerede?..
Türkiye'de yaşanan sosyo ekonomik olaylar; hükümetin dayatmaları ve yurttaşların buna bakış açıları konusunda sarsıcı bir paradoksu da gözler önüne seriyor...
İnsanın aklına tek soru geliyor;
"Herkesin bu kadar şikayet ettiği bir parti, 18 yıldır halen nasıl iktidarda durabiliyor?.."
Bu soruyu laf olsun diye sormadık, tam aksine devlet ve iktidar- halkla siyaset arasındaki uçurum büyüdükçe, artan sorunlara yurttaşların tepkileri de giderek artıyor...
Örneğin; bağnazlıktan, tarikat ve cemaatlerden, hatta cumhuriyet düşmanlarından da beslenen bir siyasi iktidarın, Andımız'ın yasaklanması gibi kimi icraatları var ki, bırakın muhalifleri, bizzat AKP'ye oy veren seçmenin bile tepkisini çekiyor...
Peki; Türkiye çok gerekçeli böylesi açmazları yaşarken, aslında nerede ve niçin çırpınıyor?..
Anketlerin doğruluğu konusunda her zaman ihtiyatlı davranan bir gazeteci olarak; konu partilerin ne kadar oy alacağından çok, toplumun sosyo ekonomik yaklaşımlarının irdelenmesi olunca, kimi araştırmaların sonuçları dikkat çekici bir tabloyu da ortaya çıkartıyor...
İşte, son dönemde AKP'nin icraatlarına yönelik bakış açısını irdeleyen anketlerde de, iktidarın adeta zorla dayattığı kimi uygulamaların toplum nezdinde artık büyük tepki çektiği kanıtlanıyor...
Andımız'a büyük destek...
Türkiye'de son aylarda kamuoyunun tepkisini çeken o kadar fazla siyasi dayatma var ki, muhaliflerin yanısıra bizzat AKP destekçileri bile "yeter artık" demeye başladı...
İşte dün medyaya yansıyan kimi anket sonuçları da, bırakın AKP ile muhalifler arasındaki mesafeyi, bizzat iktidarla destekçileri arasında bile büyük bir uçurumu gözler önüne seriyor;
- Ülkede en büyük sorunun "ekonomi" olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 59'a ulaşmış...
- Devletin "Corona" salgınını kötü yönettiğini düşünenlerin oranı yüzde 60'ı geçmiş...
- AKP'nin "İstanbul Sözleşmesi"nden çekilmesine karşı çıkanlar yüzde 53 düzeyinde...
- "Başkanlık" sistemine karşı olanların oranı yüzde 58'e ulaşmış...
AKP'nin pervasız icraatlarını irdeleyen böylesine onlarca anket var ki, neredeyse tamamı hükümetin dayattığı uygulamaların büyük bölümünün toplumdan artık destek görmediğini de ortaya çıkartıyor...
En çarpıcı sonuçlar ise "Andımız" konusunda...
Aksoy Araştırma'ya göre;
CHP seçmeninin yüzde 96'sı, İYİ Parti seçmeninin 92.9'u, MHP seçmeninin yüzde 83.8'i, AKP seçmeninin yüzde 74.9'u ve HDP seçmeninin yüzde 39.5'i "Andımız'ın okullarda okutulmasını devam ettirirdim" yanıtını vermiş...
AKP'nin oy ortalaması...
Toplum madem icraatlara tepkili, o halde gelelim kitleleri düşündüren, şaşırtan ve "çare" aratan oy meselesine...
Yani, AKP'nin nasıl olur da halen iktidarda durabildiği konusuna odaklanalım...
Son anketlere bakılırsa, yeni jenerasyonun
(z kuşağı) yüzde 75'i AKP ve ittifak partilerine oy vermeyecekmiş...
Birgün'ün derlediği son aylardaki "16 anketin ortalama sonuçları" ise yazının başında dikkat çekilen sarsıcı paradoksu daha da derinleştiriyor;
Derlemeye göre; AKP'nin "ortalama" oy oranı yüzde 36.3, CHP yüzde 24.8, İYİ Parti yüzde 12.7, MHP yüzde 9.6, HDP ise yüzde 9.9 seviyesinde bulunuyor...
2018'deki ortalamalara bakılırsa, Cumhur İttifakı'nın en az yüzde 7 oy kaybettiği anlaşılıyor...
İktidarın kadrolu seçmeni!..
Peki; AKP'nin icraatları bizzat kendi tabanında da tepki çekerken, iktidar oy oranını halen nasıl koruyabiliyor?..
Aslında bu paradoksun yanısıra, şaşırtıcı bir sosyo-politik çelişkiyi de barındıran vahim gidişat, herkesin aklında aynı sorulara yanıt arıyor;
- 18 yıllık yıpranmışlığına rağmen, AKP'nin oy oranı son 16 araştırmanın ortalamasına göre "yüzde 36" seviyesinde ise, anketlerde mi sorun var?..
- Onlarca ankette, pandemi, ekonomi, İstanbul Sözleşmesi, başkanlık sistemi, Kanal İstanbul, eğitim ve dış politika gibi; AKP'nin icraatlarına toplumun en az yüzde 60'nın tepkili olduğu ortaya çıkmışken, perde gerisinde nasıl bir çıkmaz bulunuyor?..
Bu soruların ilk yanıtı, iktidarın belediyeler, sosyal dayanışma vakıfları, tarikat ve cemaatlerin desteğiyle ayakta tuttuğu, en az 5 milyon aileden oluşan "kadrolu seçmenler"den güç almaya devam etmesi!..
Diğer yanıt ise üç yıllık İYİ Parti'nin oyları yükselirken, ana muhalefetin (tabanın tepkisini çekerek) yerinde sayması, gerilemesi, hatta parçalara bölünmesi...
Üçüncü yanıta gelince; birçok parti kurulurken ve yenileri yoldayken, kimi anketlerde yüzde 10, bazılarında ise yüzde 20 civarında görünen "kararsızlar"ın halen "seçenek" sıkıntısı çekmesi...
Meselenin özeti şudur; Türkiye, siyasetinden toplumuna kadar derin bir çelişkinin yarattığı, anlaşılmaz bir paradoksta çırpınmaya devam ediyor... "Çare" yine Türk Ulusu'ndadır..