Türkeş’i anarken bir iftirayı gömmek -1-

4 Nisan 2012 Alparslan Türkeş’in vefatının 15 yıldönümüdür. Bu münasebetle rahmetli Türkeş’e yönelik sayısız saldırılardan birisini ele almak ve tarihe gömmek amacı ile bu makaleyi gündeme taşıyorum. Türkiye’de sol hareketin büyük bir bölümü tarafından “Özel Harp Dairesi-Alparslan Türkeş-MHP” bağlantısı efsanesi tekrar tekrar gündeme getirilmiştir. Bu iftirayı en acımasız ve kanıtsız şekilde sömüren ise Ecevit Kılıç’ın “Özel Harp Dairesi-Türkiye’nin Gizli Tarihi” adlı kitabıdır.
Kılıç’ın kitabından alıntılarla çarpıtmaları tek tek ortaya koymak mümkündür. Kılıç şöyle diyor: “Savaş sırasında Türkiye’de tanınmayan Türkeş’in adını Naziler çok iyi biliyordu. Avrupa’daki gizli örgütler üzerinde en kapsamlı araştırmayı yapan ünlü araştırmacı Daniele Ganser’e göre Nazilerin İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’de bağlantılı olduğu kişi Alparslan Türkeş’ti”.
Kılıç’ın bahsettiği Daniele Ganser’in “NATO’nun Gizli Orduları” adlı kitabı son derece yüzeysel, ikincil ve üçüncül kaynaklara dayalı bir çalışmadır. Kitabın Türkiye bölümü ise kullandığı kaynaklar açısından tam bir felakettir. Bu bölümde kullanılan bir çok kaynak PKK’nın Almanya’da bastırdığı propaganda kitaplarına dayanmaktadır. Nitekim, A. Türkeş ile ilgili iddiasını ileri sürdüğü 393-394. sayfalara baktığımız zaman Ganser’in bu görüşüne kaynak olarak Fikret Arslan ve Kemal Bozay’ın yazdığı “Grauen Wolfe heulen wieder” adlı (Bozkurtlar yeniden uluyor) Almanya’da yayınlanan komünist ajitasyon/propaganda kitabı olduğunu görürsünüz. Böyle bir kaynağa dayanarak ortaya attığınız iddia uyduruktur.
Kılıç, Türkeş ile ilgili bir başka efsaneyi de özensiz bir şekilde gündeme taşıyor. 1948’de 16 Türk subayı iki ordu arasında yapılan bir anlaşma gereği “gerilla savaşı” konusunda eğitim almak üzere ABD’ye yollandı diyor. Gerçekten de 16 Türk subayı 1948 senesinde ABD’ye yollanıyor ancak subayları Genelkurmay Başkanlığı keyfi olarak seçmiyor. Yapılan İngilizce dil sınavını kazanan 16 subay yollanıyor. Subayların politik görüşlerinin seçilme ile herhangi bir ilgisi yok. Ancak Kılıç, 27. sayfada “Nazilerin Türkiye’deki bağlantılı ismi olan Alparslan Türkeş” ve s. 29’da “Alparslan Türkeş ve Turgut Sunalp’in liste başı olduğu ekip” diyerek iki çarpıtma yapıyor. Ölçüt, dil sınavında yüksek puan almak için liste başı olmayı oluşturacak tek şey dil sınavından yüksek puan almak. Ancak Kılıç, burada gördüğü bir listeye atıfta bulunmuyor sadece psikolojik operasyon yapıyor.
ABD’ye yollanan 16 subay içinde 27 Mayıs’ta Milli Birlik Komitesi içinde ve Alparslan Türkeş’in politik olarak karşısında yer alan Ahmet Yıldız ve Mucip Ataklı da var. Özellikle Ahmet Yıldız, 1970’li yıllarda Türkiye’de solun önde gelen isimlerinden.
Bu subaylar gerilla ve özel harp eğitimi mi alıyorlar? Hayır, aldıkları eğitim “İleri Piyade Tekamül Kursu”. Zaten Kılıç da Türkeş’in “Şahinlerle Dans” adlı kitabındaki anılarına dayanarak eğitimin Georgia’da Amerikan Piyade Okulu’nda gerçekleştiğini ifade ediyor. Kılıç’a göre bu okuldaki eğitimin son üç ayında özel harp teknikleri öğretilmiş. Demek ki 3 ayda özel harpçi olunuyormuş!!! Kılıç, kitabında Fransa’da kurulan özel harp yapısından bahsederken şöyle diyor: “Elemanları tamamen Amerika’da özel harp eğitiminden geçirilen bu örgütün baş kahramanı ise Alparslan Türkeş’le benzer özellikler taşıyan Francois Grassouvre’ydi. O da İkinci Dünya Savaşı sırasında tıpkı Türkeş gibi Nazilerin yanında yer almıştır.” Kılıç, böylece bir yandan büyük bir yalanla Türkeş’i Nazi bağlantılı olarak ortaya koymakta ve ülkesi Fransa, Nazi orduları tarafından işgal edilen ve onlarla işbirliği yapan Francois Grassouvre ile benzer göstermektedir.
Kılıç’a bu yetmiyor; “Portekiz’de özel harp örgütünü kuran Yves Guillon da Türkeş gibi yüzbaşı iken ABD’de eğitim almıştır” diyerek devam etmektedir. Doğrusu çok etkileyici bir benzerlik... Aslında Kılıç, kitabın değişik yerlerinde ilgili ilgisiz konuyu Türkeş’e getirerek psikolojik savaş metni kaleme alıyor.
Kılıç, 49. sayfada Özel Harp Dairesi’ni kuran kadroların isimlerini veriyor. Bunların arasında Alparslan Türkeş yok. İlk kez bir doğru ile karşılaşıyoruz Türkeş ile ilgili. Türkeş emekli olduğu 13 Kasım 1960 tarihine kadar Seferberlik Tetkik Dairesinde hiç görev yapmamış. Bu nasıl özel harp dairesi kurucusu ki özel harp dairesinde hiç çalışmamış.

Yazarın Diğer Yazıları