"Türk-Yunan dostluğu" palavradır
Türk-Yunan dostluğunun sadece lafta kaldığı, Rum-Yunan ikilisinin her fırsatta Kıbrıs ve Yunanistan'da Türk düşmanlığı kampanyası yürüttüğü kritik günlerden geçmekteyiz. Kıbrıs sorununa çözüm bulmak amacıyla sürdürülmekte olan müzakereler Cenevre'ye taşınmış, önce Mont Pelerin, bilahare de Cenevre'deki 5'li Konferans'ta Yunanistan'ın olumsuz tutumu nedeniyle sonuç alınamamıştır. Cenevre Konferansı'nda Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocias'ın adeta toplantıyı torpillemesi bana göre süreci çökertmiş ve devamını gereksiz kılmıştır. İki liderin ısrarla müzakerelere devam etmeleri olsa olsa kendi siyasi gelecekleri için önem arzetmektedir; yoksa toplantılardan sonuç alınması mümkün değildir.
Tarihsel olarak Yunanistan yönetimleri, Osmanlı'dan bağımsızlıklarını kazandıktan sonra Anadolu topraklarını ele geçirme planları yapmış ve yapmaktadır. Bu akılsızlar Kıbrıs'ın tamamını Yunan yapacakları gibi bir saplantının esiri olmuştur. İleri düzeyde psikayitrik vakalar İstanbul'u Yunanistan'a katmayı düşünecek kadar ileri boyutta kafayı sıyırmıştır.
Kurtuluş Savaşı'nda Ege'de,özellikle İzmir'de aldıkları dersi içlerine sindiremeyen Rum fanatik milliyetçileri şu anda birkez daha emperyalist batının da desteği ile kirli emellerini gerçekleştirme planı yapmaktadır.
Yunanistan şerefsiz FETÖ'nün başarısız 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Yunanistan'a kaçan soysuzların iadesini sözde mahkeme kararı ile engellemiştir. Yunanistan'ın "biz hukuk devletiyiz, bizde işler böyle yürür" açıklaması oldukça komiktir. Yunanistan katilleri ve teröristleri ezelden beri korumaktadır. Yunanistan,Uluslararası Adli Yardımlaşma ve Suçluların İadesi Anlaşması kapsamında 2007'den bu yana Türkiye'nin 6 Dev- Sol, 24 DHKP-C, 8 FETÖ, 1 Hizbullah, 1 MLKP, 1 PKK, 1 THKP-C, 5 TKP-ML ve 3 diğer örgütlerden olmak üzere toplamda 50 teröristin iadesine ilişkin talebini gözardı etmektedir.
Yunanistan'da, PKK, DHKP-C,TAK olmak üzere aklınıza hangi Türkiye düşmanı terör örgütü gelirse gelsin bunların kampları vardır. Yunanistan bunlara sahip çıkmakta, desteklemektedir. Lavrion mülteci kampının, PKK'nın Avrupa'daki askeri üssüne dönüştürüldüğü ve burada teröristlerin eğitildiği, teröre yataklık eden Yunanistan'ın terrorist başı Apo'yu nasıl himayesine aldığı, Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu verdiği unutulmamıştır. Abdullah Öcalan'ın Suriye'den ayrıldıktan sonra üç kez Yunanistan'a gitmesi, yakalandığında Kenya'daki Yunan Büyükelçilik binasında gizlenmesi, üzerindeyse Güney Kıbrıs Yönetimi tarafından verilen gazeteci Lazaros Mavrosadına düzenlenmiş sahte bir pasaport çıkması dikkat çekicidir. Lavrion yanında, teröristlere Kinesa ve Dileysi kamplarında bomba, suikast ve sabotaj eğitimi verildiği ve daha sonra kaçak yollardan Türkiye'ye sokularak eylem yaptırıldığı,masum sivillerin kanlarının döküldüğü, canlarının alındığı artık gizli değildir.
Yunanistan "Düşmanımın düşmanı dostumdur." anlayışına uygun hareket ederek, özellikle PKK ile işbirliğine gitmiştir. Türkiye'nin, Yunanistan'ı teröre destek veren ülkeler listesine koyma girişimleri, maalesef Avrupa Birliği (AB) ve Amerika'da (ABD) olumlu yankı bulmamıştır. AB üyeleri arasındaki dayanışma adına, PKK ve diğer terör örgütlerinin yaptığı tahribatı göz ardı etmekte,Yunanistan'ı korumaktadır.
AB'nin desteği ile alınan siyasi kararla FETÖ'cü teröristleri iade etmeyen Yunanistan'a AB'nin sahip çıkması AB ile Yunanistan arasındaki iğrenç ilişkinin yeni bir göstergesidir. Önceki gün Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başsözcüsü Margaritis Schinas'ın, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın hafta sonu Kardak Kayalık'larına gitmesine ilişkin, iyi komşuluk ilişkilerinin AB'ye katılım için önemli bir kriter olduğunu söylerek aklı sıra Türkiye'yi uyarıp tehdit etmesi bu çirkin ilişkiyi birkez daha ortaya koymuştur.
Yunanistan'ın 12 adayı silahlandırması, Ege'de hava sahamızı ve karasularımızı ihlal etmesi, Yunanlı siyasilerin kışkırtıcı/tahrikkar eylem ve söylemlerde bulunmaları dostluk bir yana tek kelime ile düşmanlıktır.
Rum-Yunan ikilisinin ezeli düşmanlıkları artarak devam etmektedir. Durum böyle iken Kıbrıs'ta "anlaşacağız" diye emperyalist patentli tiyarto da sürmektedir. Rum-Yunan ikilisinin düşmanca dürtüleri, saçma saplantıları gerçek dostluğun ve barışın engeli olduğu bilinmelidir.