Türk olunca kurallar katı...
Pazar günü, Azerbaycanlı bir kardeşimizin, Nejat'ın öyküsünü yazmıştım..
Milyonlarca Suriyeli'nin elini kolunu sallayarak dolaştığı İstanbul'da, günlerdir Göç İdaresi'nce gözaltında tutuluyordu..
Sözü İstanbul Emniyet Müdürü sayın Mustafa Çalışkan'a bırakmış ve bir anlamda "Bu kardeşimizin durumu vicdanınıza emanet" demiştim..
O vicdan sesi duymuş.. Zira sayın Çalışkan, pazar sabahı telefonla aradı..
Konuyu araştırdığını, bilgileri aldığını belirterek, mevzuyu kanunlara bağladı..
Dikkati ve nezaketi için teşekkür ediyorum..
Ancak, benim anlatmaya çalıştığım tam da buydu.. Elbette kanunlar önemli, elbette kurallar göz ardı edilemez..
Ancak, milyonlarca Suriyeli'nin, bir mühür, bir imzalı kağıtla, dokunulmaz gibi, elini kolunu sallayarak dolaştığı İstanbul'da, ben kurallardan çok, bir Türk'ün pozitif ayrımcılıktan yararlanıp yararlanamayacağını merak etmiştim..
Öğrendik ki yararlanamıyormuş..
**
İnandığım bir gerçek var.. Daha büyük bir ülke olabilmek için, Türkiye'nin, batıda, kuzeyde ya da güneyde stratejik ortaklar peşinde koştuğu, heba edilmiş yıllara bakınca, Türk Dünyası'na yönelmenin, Türk Birliği peşinde koşmanın, tek ve akl-ı selim çıkış olduğu kanaatindeyim..
Büyük yeraltı zenginlikleri, stratejik önemleri, ekonomik ve sosyal potansiyeliyle Türk Dünyası'nın sahne olabileceği bir birliğin, Dünyanın geri kalanı için kabus olduğuna inanıyorum..
Ne kadar mümkün, koşullar ne kadar uygun tartışılır..
Ama zaten bu adımlar için de, teşpihte hata olmaz, 'bir deliye' ihtiyacımız var..
Bu deli, 'Delikurtlar' gibi bir deli..
Bu kadar 'akıllıdan'(") çektiğimiz ortada..
Bazen delilikte fayda var..
Ama bunu yapabilmenin ön koşulu, Türk Dünyasyla öncelikle gönül köprüsü kurabilmek..
"Size selam getirmişem" diye türkü mırıldanmak yetmiyor..
Türk Dünyasının her ferdini kardeş bilmek, pozitif ayrımcılık yapabilmek gibi adımlar gerekiyor..
Ama hala güneyde kahraman olmaya çalıştığımız için, bu pozitif ayrımcılığı Suriyelilere gösteriyoruz, Azerbaycanlı 'Mıvırcım'ı da sınırdışı ediyoruz..
Yeniden gelebilir mi?
Gelebilir..
Ama her zorunlu gidişin yaratacağı gönül yarası, geleceğimizde açılmış yaradır..
Müdürüm, ben bunu anlatmaya çalışmıştım.. Siz kanunlar dediniz..
Dikkat ve özeninize teşekkürün yanında, gönüllerimizde açılan yarayı da takdirinize sunarım..
***
HABERLER 'MERKEZDEN' Mİ YAZILIYOR?
Diyarbakır'da HDP binası önünde annelerimizin tuttuğu nöbete dair bir açıklama yaptı, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener..
Dedi ki;
-Evlatları terör örgütü tarafından dağa çıkarılmış annelerimiz, Diyarbakır'daki bir parti binası önünde gözyaşı ve hasretle nöbet tutuyor.
Şu gerçeği bilmek zorundayız;
Ağlayan sadece o annelerimiz değil, bütün millettir.
Bu acıyla feryat eden, 82 milyondur.
Bu gerçeğin ışığında, bir anne olmanın yanında, Türkiye Cumhuriyeti'nde İçişleri Bakanlığı yapmış bir siyasetçi olarak uyarmak zorundayım;
O annelerin feryadının çözüm adresi, bir partinin kapısı değil, devletin kapısıdır.
**
Ardından da bir uyarıda bulundu;
-Dikkat buyurun;
Annelerin talebi, "Evlatlarımızı kurtarın" değil, "Evlatlarımızı geri verin"dir.
Ve bu çaresizlik nöbeti, O PARTİNİN TERÖR ÖRGÜTÜYLE İLİŞKİSİNİN EN SOMUT DELİLLERİNDENDİR.
Acılı anneler, aklı olan herkesin kabullendiği BU GERÇEĞİN İZİNİ TAKİP EDEREK, O KAPIYA DAYANMIŞTIR.
Devletin görevi, bu çaresizlikten propaganda üretmek değil, hukuken gereğini yapmak ve bu gerçeğin bedelini ödetmektir.
O annelerin vicdanı üzerinden kurgu yapanları uyarıyorum;
Annelerimiz, devletin kapısı yerine, parti kapısına gittikçe, O PARTİYE VE ŞÜREKASINA 'DEVLET' MİSYONU BİÇİYORSUNUZ. VE BUNUN NASIL BÜYÜK BİR TEHLİKE OLDUĞUNUN FARKINDA MISINIZ?
**
Bu önemli tespit ve uyarılara havuz medyasından ilginç bir tepki geldi..
Haber diye yayınladıkları 'bildiride' diyordu ki;
-İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyarbakır'daki evlat nöbeti tutan ailelerle ilgili, 'günler sonra' yazılı bir açıklama yaptı.. Akşener açıklamasında 'pkk ve hdp aleyhinde tek kelime etmedi.' Aksine eylemin yeri bir partinin kapısı olmamalıdır dedi..
**
Peki bir başka havuz kanalı acaba nasıl değerlendirmiş diye baktım.. Orada da spiker arkadaş şöyle başlıyordu;
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyarbakır'daki evlat nöbeti tutan ailelerle ilgili, 'günler sonra' yazılı bir açıklama yaptı.. Akşener açıklamasında 'pkk ve hdp aleyhinde tek kelime etmedi.' Aksine eylemin yeri bir partinin kapısı olmamalıdır dedi..
**
Birkaç başka kanala daha baktım.. Diyordu ki spiker arkadaşlar;
- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Diyarbakır'daki evlat nöbeti tutan ailelerle ilgili, 'günler sonra' yazılı bir açıklama yaptı.. Akşener açıklamasında 'pkk ve hdp aleyhinde tek kelime etmedi.' Aksine eylemin yeri bir partinin kapısı olmamalıdır dedi..
**
Açıklamada büyük harfle yazdığım bölümleri tekrar okuyun efendim.. Terör örgütü ve onun siyasi ortağı tespiti var mı yok mu göreceksiniz..
Ama bambaşka kanalların haberlerinin girişini de bir kez daha okuyun..
Havuz medyası onca editöre para öderken, haberin 'Merkezden' gelen metinlerine bakın..
İktidar borazanı medya habercilik mi yapıyor, sözcülük mü, göreceksiniz..
Ayıptır ayıp..
İnsanın meslektaş diye anılmaktan utandığı insanlar olmaya mecbur musunuz; a benim kiralık arkadaşlarım?