Türk Ocakları ve İstanbul Türk Ocakları Başkanı
Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en ağır krizinden geçtiği dönemde Türk Milliyetçisi aydınlar, özellikle de günlük parti siyaseti içinde olmayan aydınlar için Türk Ocakları büyük önem taşımaktadır. Çünkü Türk Ocakları tarihsel olarak 20. Yüzyılda devletin yıkılması ve yeniden kurulması aşamasında olduğu, öncü rol oynamış ve artık tarihe mal olmuş abide bir kuruluştur. Türk Ocakları’nın son yıllarda Türk Milli kimliğine, Türk tarihine, Türk kültürüne, Türk devletine ve doğrudan Türk’ün varlığına yönelik saldırıların gerçekleştiği bir ortamda hakkını vererek, yeterli ölçüler içinde Türk milletinin hukukunu savunduğunu söylemek ne yazık ki zordur.
Burada zafiyet, Türkiye’nin dört bir yanına dağılmış olan Türk Ocakları şubelerinden değil, ne yazık ki, Türk Ocakları Genel Merkezi’nden kaynaklanmaktadır. Türk Ocakları şubelerinin çok önemli bir bölümü büyük bir şevk ile çalışırken, Genel Merkez aynı dik duruş, gereken sertlik ve tavizsiz tavrı sergilememiştir. Dileriz önümüzdeki günlerde Türk Ocakları “ben kültürel bir kuruluşum” mazeretinin arkasına sığınmadan Türk Milliyetçisi aydınların beklediği fikri öncülüğü gerçekleştirecek adımları atar. Çünkü Türk Ocakları, Türk Milliyetçilerinin olmaz ise olmazıdır, vazgeçilmezidir. Kızarız, eleştiririz ancak Türk Ocakları bizimdir.
Türk Ocakları Genel Merkezinin durumu bu iken, İstanbul Türk Ocakları Şube Başkanı Cezmi Bayram da bir süreden buyana Türk Milliyetçiliği çizgisi içinde izah edilmesi zor işlere imza atmakta ve açıklamalar yapmaktadır. Ekopolitik adlı müzakere zeminin bir parçası olan teşkilatın toplantılarına katılması, Hakkari’de PKK’lılar ile yaptığı sohbetler bağımsız aydın sıfatı ile yapabileceği ancak taşıdığı Türk Ocağı başkanı sıfatı ile izah edilmesi mümkün olmayan girişimlerdir.
Cezmi Bayram en son olarak Aktüel adlı dergiye verdiği demeçte, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saldırmış, tam bir ticani ağzı ile konuşmuş ve PKK’ya taviz vermede müzakereci zihniyetin parçası olduğunu göstermiştir. Atatürk’ün Türk Milletini İslam medeniyetinden çıkarmaya çalışarak mağdur ettiğini iddia eden Cezmi Bayram, Cumhuriyetin Türklük üzerine inşa edilmesine rağmen Türklüğe darbe indirdiğini ileri sürmüştür. Atatürk’ün koruma kanunu yüzünden Türk Milliyetçilerinin konuşamadığını da iddia eden Cezmi Bayram daha sonra PKK’ya şirin görünme aşamasına geçmiştir.
Kürtçenin liselerde seçmeli ders olarak olarak okutulması gerektiğini, Türklerin de Kürtçe öğrenmeye ihtiyacının olduğunu iddia eden İstanbul Türk Ocakları Başkanı Bayram’a göre bu, Türkiye’nin Kuzey Irak ile ticaretine de fayda sağlayacakmış. Bu kadar zırvanın kendisine Türk Milliyetçisi diyen bir kafada nasıl bir araya geldiği ayrı bir hayret konusudur. Ancak daha da hayret edilecek olan husus, Türk Dünyasının en büyük şehrinde Türk Ocakları şube başkanının bu görüşleri ile o görevde oturmaya devam etmesidir.
Atatürk düşmanı, bölücülüğe teslimiyetçi, AKP zihniyetini temsil eder şekilde Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş esaslarına saldıran bir kişinin Türk Ocakları şube başkanı olarak kalması, Türk Ocaklarının tarihine ve misyonuna hakarettir. Aktüel’de çıkan yazının duyulmasından sonra Türk Ocakları şubelerinde haklı bir infiale neden olmuştur. Önümüzdeki günlerde bu infial kendisini ortaya koyacaktır. Bu noktadan sonra olması gereken Türk Ocakları Genel Merkezi’nin Türk Ocakları İstanbul Şubesi Başkanı Cezmi Bayram’ı istifaya davet etmesi veya görevden almasıdır. Türkiye böyle bir süreçten geçerken, Türk Milliyetçisi aydınların sağlam duran bir Türk Ocakları’na, Türk Ocakları’nın da beyni ve bel kemiği sağlam Türk Milliyetçisi önderlere ihtiyacı vardır.