Türk kalesi yıkılırken haykıran bir aydın

Hüseyin Özbek adını duymuşluğunuz var mı? Varsa, takdire layıksınız, yoksa, and olsun ki hüsrandasınız. Hüseyin Özbek, aydındır öncelikle. Aydını, aydınca tanımlayan adamdır da. İşte böyle: “Aydın, önyargıları, peşin kabulleri olmayan, yaşadığı topluma, dünyaya eleştirel bakabilen, kültürel birikimi, estetik zevkleri gelişmiş insandır. Aydın, bireyci tavrı, bireysel inisiyatifi gelişmiş, özgüven içinde, gerektiğinde toplumun çoğunluğu ile de ters düşmeyi göz alabilen kişidir”. Özbek, aydın olma vasıflarına “sürüden biri olmama” yı da ekliyor. Bu bana, 1993 yılında yayımlanan ikinci şiir kitabımdaki bir dörtlüğü çağrıştırdı: “İnsanlar bilirim ölse de diri/İnsanlar bilirim sürüden biri/İnsan var, ufku dar, düşünen hayvan/İnsan var, insana düşün iksiri.”
Hüseyin Özbek’in imzalayıp gönderdiği “Türk Kalesi Yıkılırken” ve “İngilizce Ninnilerle” (Kum Saati yayınları) adlı değerli kitapları da bana “düşün iksiri” olarak birkaç gün arkadaşlık ettiler. Arkadaşlıklarından memnunum, bu memnuniyetimi sizlerle de paylaşacağım şimdi.
Önce kısaca sayın Özbek’i tanıtayım. Türkçe-Edebiyat öğretmenliği yapmış önce, sonra Hukuk Fakültesini bitirip avukatlığa başlamış. Şimdilerde İstanbul Barosu’nun Genel Sekreterliği’ni yapmakta. Yeni Hayat, Ufuk Ötesi ve İstanbul Barosu’nun yayın organında muhtelif tarihlerde yazdığı yazılardan seçmeler yaparak kitaplaştırmış Özbek Bey.
İngilizce ninnilerle çocuklarımızın uyutulacağını (büyükler zaten o avazla gezmekteler) basından okumuşsunuzdur. Yazarımız bu durumu, işin içine azıcık da kara mizah katarak şiddetle ve nefretle kınıyor. Ama bu kitabın ağırlığı ninnilerden yana değil. Ermeni soykırımı iddialarına dair son derece derinlikli bilgi ve yorumlar var. Benden söylemesi, bunları her yerde okuyamazsınız. Bu kitapta, Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzil Rüstemhanlı’nın “Siz Türk değil Azerîsiniz, neden birlik unvanınıza Türk koymuşsunuz” diyen Almanya’nın Bakû Büyükelçisine verdiği tokat gibi bir yanıtı da okuyabilirsiniz. Kurtuluş Savaşı yıllarında başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere, birçok önemli görevi hakkıyla yapan Yusuf Kemal Tengirşek’in anılarından derlenerek bu kitaba alınan pırlanta değerindeki alıntıları okumak ise, Türklüğün kıymetini bilme cehdimize cehd katarak pekiştirecektir.
“Türk Kalesi Yıkılırken” adlı eserinde Hüseyin Özbek’in, zekâ timsali deyimleri ve kimi Türklük özürlülere taktığı lakaplar dikkatimi çekti, önce onları bir paylaşayım sizlerle: Sefil Toplum Örgütleri, Sefil İnisiyatifler, Tüsiad Solcuları, Çağdaş Levantenler, Efruz ve Bihruz Beyler, Eroin Cumhuriyeti Kürdistan, Çağdaş Levantenler, Kavuklu Arkası.
Bu kitapta Kuzey Irak’a yatırımla ödüllendirilen “En fazla müsaadeye mazhar” T.C pasaportlu kişilerin esame listesi de var. Hüseyin Özbek, başta CHP’li Kemal Anadol’un yazdığı “Büyük Ayrılık” romanı olmak üzere, son yıllarda özellikle yazılan ve yazdırtılan neredeyse tüm “mübadele romanları” nın, tam bir otopsisini yapmak suretiyle eleştiriyor kıyasıya. Özbek’in iyi bir kitap eleştirmeni olduğunu da söylemeliyim. Yazarımızın dili akıcı, temiz ve gerektiği yerlerde de oldukça ironik. Bu da onu okunaklı ve dokunaklı kılıyor. Yazdığı konuları, bir hukukçu özeni ile, açık kapı bırakmaksızın iyice araştırmış.
Evet, tüm okurlara hararetle tavsiye ederim efendim...

Yazarın Diğer Yazıları