Türk ekonomisi için çıkış yolu (20 Kasım 2009)
2009 ilk 6 aylık eksi büyüme oranı, işsizlik oranı, dış borç yükü, bütçe açığı, iç tasarruf açığı gibi göstergeleri dikkate alırsanız, Türkiye G-20’ler içinde ekonomik krizi en ağır yaşayan ülke.
Sanayi üretimi, toplam talepte durgunluk, iç tasarrufun düşmesi, yatırım hacminde gerileme, ne yazık ki, bu krizi en geç atlatacak ülkenin yine biz olacağını gösteriyor.
Orta vadeli planda hükümetin, örneğin vergi kaçağının azaltılması gibi prototip niyetler var. Ancak resesyondan çıkışa iktisat ve maliye politikalarının hangi araçlarının nasıl kullanılacağı açık değildir.
Resesyondan çıkış ve kalıcı istikrar için, yeni bir ulusal program yapmamız gerekir. Bu programda, iktisat, para ve maliye politikalarını etkinliğin ve yapısal dönüşümün sağlanması için, koordineli bir şekilde uygulamak zorundayız. Dinamik bir planlama yapmamız gerekir.
2001 krizinde, enflasyonla mücadele için getirilen yangın söndürme programı, 2004 başında enflasyonu yüzde 10’lar seviyesine indirmiştir. Eğer AKP hükümeti, bu programı bırakıp, sektörel dengeleri, faktörel dengeleri, dış dengeyi sağlayacak bir “dinamik ve yapısal dönüşüm programı” yapsaydı, bu gün Türk ekonomisi en kırılgan ekonomi olmazdı. Şimdi yapılacak planın temel hedefi, iç tasarruf artışı, özel ve kamu yatırımlarının koordinasyonu, sektörel dengenin sağlanması (finans sektörü- reel sektör dengesi) faktörel dengenin sağlanması (sektörlere göre sermaye - emek bileşimi), piyasa kirlenmesinin engellenmesi, oligopol ve kartel yapıların önlenmesi ve gelir dağılımında denge sağlanması olmalıdır.
Yapısal dönüşüm için gerekli olan politikalara gelince:
I) Para politikası,
1) MB’nin özerkliğine dokunmadan mevcut MB kanunu değiştirilerek reel döviz kuru hedeflenmelidir.
2) Aynı amaçla, dalgalı kur sistemi yerine, kontrollü - yönetilebilir kur sistemi getirilmelidir.
3) Kısa vadeli sermaye girişlerini kontrol altına almak ve kırılganlığı artıran etkilerini azaltmak için, yüzde 0.5 oranında vergi alınmalıdır. Buna karşılık yeni yatırım yapacak yabancı sermayeye verilen teşvikler artırılmalıdır.
4) Konvertibiliteye sınır getirilmeli. İç ve dış para hareketlerinde, 10.000 doların üstünde paranın kaynağı sorulmalıdır.
5) Bankaların iştiraklerine sınırlama getirilmeli, kredi faizlerine reel faiz sınırı getirilmelidir. Bankaların gizli faiz almaları önlenmelidir.
6) Bankaların yabancıya satışına sınır getirilmeli, mevcut bankalarda yüzde 20’den fazla olan yabancı hisseler hazine tarafından satın alınmalıdır.
7) Off-shore bankacılık şeffaf kurallara bağlanmalıdır.
II) Maliye Politikaları
1) Dolaylı vergiler düşürülmeli, asgari ücretin tamamı vergi dışı tutularak, halkın satın alma gücü artırılmalıdır.
2) Kentsel rantlardan vergi alınmalıdır.
3) Meclis ve dolayısıyla Sayıştay denetimi dışındaki fonlar ve uygulamalar kaldırılmalı. Tüm kamu sektörünü kapsayacak, “global bütçe’’ uygulamasına gidilmelidir.
III) Reel sektör
1) Yatırım ve ihracatın teşviki için daha fazla kaynak ayırmak ve teşvik imkanlarını, yatırımlarda tamamlama aşamasına bağlı olarak orantılı bir şekilde artırmak gerekir. Ayrıca yatırım teşvikleri, hazineden alınıp yeniden planlamaya verilmelidir.
2) Tarım sektörüne spesifik ve müdahaleler yapılmalı. Tarımsal destekler artırılmalıdır.
IV) İstihdam - işsizlik yoksulluk
1) Yüzde 40 olan istihdam yükü, yüzde 25’e indirilmelidir.
2) İşsizlik sigortası fonu yalnızca işsizler için kullanılmalı ve uzun süreli ödenek verilmelidir.
3) Yoksullukla mücadelede aile sigorta sistemi getirilmelidir.
V) Kamu sektörü:
1. Altyapı yatırımları özelleştirme dışında kalmalıdır.
2. Merkezi devlet ve mahalli idarelerin, yetki ve sorumluğu yeniden tarif edilmelidir. Yetki çatışması önlenmelidir.
3. Kamu borçlarının yönetimi borç amortisman idaresi kurularak bu kuruma devredilmelidir.