​​​​​​​Trump'un "Uçar Birliği"

Size samimi olarak bir şey söyleyeyim. Trump'tan incilere yeni eklerin yapılmadığı tek gün hatırlamıyorum. Daha güneş doğmadan bunları öğreniyoruz. Betty Teyze'nin -Aunt Betty- yumurtladıkları yıllar yılı unutulmayacak. Sam Amca'nın yerini ise Uncle Trump aldı.

-Uçar Birlik-

ABD Başkanının 2. plana atacakları arasında epeyi isim de olacak. Atandıkları görevde en az kalanlar şanslı. Koltuklarında uzun kalanlar bu kadar eziyete nasıl tahammül ediyorlar. Adam kesinlikle çatlak. Buna rağmen ağzından çıkanın hepsi emir. "Riyad'a git" dedi mi anında yola çıkılıyor. "Ankara'ya uç" dedi mi derhal uçağa koşuluyor.

Öyle böyle değil her biri 8-10 bin km'lik seyahatler. Nasıl dayanıyorlar bilemiyorum. Körfez ülkeleri dışındaki yerlerden dönüşte genellikle fırça bekliyor. Bana göre bunlara "yönetimin kurmayları" denemez, isimleri kesinlikle "Uçan Birlik"e yazılmalı. Bunların son durağı başkentimiz oldu. Onlar adına bir boş gezi daha... Yanlarında getirdikleri öneriler seyahat kıyafetlerini giymeden çoktan reddedilmişti. Amerikalılar herkesi geri zekâlı mı sanıyor?

-Hediyeler-

Bugüne kadar hiç söz edilmeyen bir konuya gireceğim. Bizimkiler AB ülkeleri, Rusya ve ABD ziyaretlerinde çok bonkörler. İçlerinde en eli açığı da Dışişleri Bakanı'mız Mevlüt Çavuşoğlu. Müslüman Noel Baba sanki... Demre'li atası gibi dağıtıma yılda bir kez çıkmıyor, hep veriyor... Erdoğan'dan bahsetmeyeceğim, malum; "Cısss"...

-Paylaşım hazırlığı-

Uzun yıllardır Washington DC'de yaşayan bir arkadaşım aktardı. Mevlüt Çavuşoğlu'nun geleceğini öğrenen ABD hariciyesinin bazı görevlileri anında paylaşım pazarlığına oturuyorlar. "Bak bu defa fıstıklı lokumlardan ben de alacağım" ya da, "Baklavaları kimseye bırakmam" diyenlerin kapışmaları epeyi gırgır konusu olmakta.

-Zeki Müren-

Bu işler AB ve NATO'da da geçerli. Peki soruyorum; Amerikalılar bize ne getiriyor. Merhum Zeki Müren'in tanımladığını: Elma Şekeri... Yine Müren'in tanımlamasıyla yalayıp yedikçe elimizde sapı kalan meyve... Bu paragrafı tamamlarken doğrusunu belirteyim; bunlar kimseye bir şey vermezler.

Bu arada aklıma Serdar Turgut geldi. Genel yayın müdürüyken ziyarete gelen anaokulu çocuklarına çikolatalı gofret dağıtmıştı, tanesi 75 kuruş... Harcama hanesine kaydettirip akşam tahsil etmişti. Böylece Türk Basını'nın başına düşmüş en büyük felaketin kulaklarını da çınlatmış olduk.

Aynı tas aynı hamam

Tarafsız Bölge'nin konukları karşılıklı 3'er 3'er mevzilenmişlerdi. Bir taraf "sahibinin sesi" ekibi, karşılarında CHP sempatizanları... Barış Pınarı Harekâtı'ndan çok Sezgin Tanrıkulu'nu tartıştılar. Sezgin Bey eğer bunları gerçekleştirdiyse savunacak en son kişi benim. Ancak kelimelerin hatta virgüllerin çarpıtıldığı günlerde yargısız infaz yapılmamalı. CHP'nin aykırı ismini savunanlar da mevcuttu. Öncelik Ömer Lütfü Avşar'ın oldu. Bu bölümde Ömer Lütfü Mete'nin adının geçmesi rastlantıydı. Merhum kardeşimize bir Fatiha da ben yolladım.

-Boykot-

Tanrıkulu'nu en sıkı savunanlar arasında Kadir Gökmen Öğüt de vardı. 24. Dönem CHP Milletvekili. "Yandaşlık üstüne" verdiği çarpıcı örneklere bayıldım:

"Hükümet, bakanları veya müdürleri bilgilendirme toplantısı yapıyor. Çağırılanların tamamı kendi takımlarından. Çağırılmayanlar ise muhalefet."

Hani size Bakü'den dönüşte Erdoğan'la fotoğraflananlardan söz ettim ya, işte bu durumdan şikâyet etti. Doğrusu biz de "aforozlular listesi"ndeyiz. Bu aralar hangi dağda kurt öldüyse harekât hakkında bilgilendirme toplantılarına davet edilmeye başlandık. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun'dan söz etmiştim. Ne zaman halledilecek derken anlaşılan devreye girdi.

-Şaşırtanlar-

Nedim Şener belki de ilk defa CHP tezlerini savundu. İfade özgürlüğünü öne alıp Sezgin Tanrıkulu'nu bile müdafaa etti.

Merve Şebnem Oruç'a fazla söz vermeyen Ahmet Hakan'ı da tebrik ediyorum. Bu bayan gazetecinin konuşma tarzı, Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Gurabahaneyi Laklakan'ını hatırlatıyor... Bilmeyenler için açayım; Leylekler hastanesi.

CNNTürk'e yeni yeni alışmaya başlayan bir başka yandaş da Oruç'tan farksız. Bağırırsa daha etkili olacağını sanıyor. Oysa, "son sözü ben söyleyeyim" taktiği uygulayan akademisyenler gibi davranmalı.

İlle de DEAŞ

Sınırdaki harekât içerideki operasyonları unutturmuyor. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasında 25 ilde 146 DEAŞ militanının yakalandığı yer aldı. Peşinden de sınırdan giren 3 canlı bomba adayının... DEAŞ, IŞİD adına ne derseniz deyin bu melanet odağı asla ihmal edilmemeli.

GÜNÜN SÖZÜ

Hayırsız ot tez büyür. Carlo Goldoni

Yazarın Diğer Yazıları