TRT Müzik 10 yaşında

Zaman ilerlemiyor, adeta uçuyor. TRT Müzik'in açılış gecesini hatırlıyorum. İlk koordinatörü Necati Göksel'di. Kanal şaşaalı bir programla hizmete sokulmuştu.

Bu konuda baskı yapanlardan biri bendim. O güne kadar bir kaç yerel radyo ile idare ediyorduk. Bunlardan biri Radyo Alaturka idi. Yokluk döneminde onunla yetindik. Bugün dünyanın dört tarafında dinlenen TRT Nağme var. Müziğimizin televizyonu ise TRT'nin tekelinde. Kurumun Genel Müdürü ise o zaman İbrahim Şahin'di. Onu her zaman minnetle anıyorum. Son görevi Samsun Valiliğiydi. Oradan da emekli oldu.

Meşhur üçlü

TRT Müzik hazırlık safhasındayken üç ismi hatırlıyorum; Necati Göksel, Bahtiyar Sis ve Süleyman Bektaş. İnsanüstü gayretle çalıştılar. Bayrağı da sırayla devraldılar; Göksel, Sis ve Bektaş.

İstanbul'da Mesut Cemil Stüdyosu öncelikli, Tepebaşı'ndaki Şehir Tiyatrosu'ndan devralınan yerle yetinildi. Tiyatro eskisi, devamlı tadilatla ihtiyaca cevap verir hale geldi. Bu konuda Süleyman Bektaş'ın 5 yıllık çabalarını unutmayalım.

Şimdi bayrak, Kenan Bölükbaş'ta. Ondan da artık İtalya'da olduğu gibi "döner sahne" bekliyoruz. Ancak eldeki imkanlar, yani para meselesi en önemli sorum.

Mütevazı kutlama

Bütçeyi idareli kullanmak talimatı 10. yıl gecesinde farkedildi. Bu görev Mustafa Keser'e bırakılmıştı. Öncesine Hasan Esen yönetiminde muhteşem bir fasıl monte edilmişti. Işıl, ışıl avizeler ve özel hazırlanmış giriş kapısına benzer bordo perde ile gerçekten güzel çalışmaydı. Hele repertuar olağanüstüydü.

Cıvıtma

Daha sonra Mustafa Keser'in bilinen esprileriyle bezenmiş 3 bölüm izledik. Kahramanlık türkülerinden Atatürk'ün sevdiği şarkılara kadar söylendi. Ve sonrası, "Alo ne koyim" ucuzlukları, yani telefon istekleri...

İki takviye

Programa takviye olarak alınan Ayşe Ekiz ile Nusret Yılmaz görevlerini başarıyla icra ettiler. Finaldeki "Çile Bülbülüm Çile" stüdyodakileri koroya dahil etti. Son saniyedeki seyirci isteği olan "Haydi Abbas Vakit Tamam" sanki final için seçilmişti. "Al getir eski sevgiliyi Beşiktaş'tan" sözleriyle kapanış tamamlandı.

Özetlersek; tam bir ortadirek kutlamasıydı. En başarılı isim kimdi? derseniz yapım-yönetimi üstlenen Serpil Budak'ı söylerim. Eline verilen mütevazı malzemeyle en iyisini sundu.

Yeşilçam'dan

TRT Müzik'de daha sonra yeni bir program başladı; "Ömürlük Şarkılar". Bekir Ünlüataer ve Mine Geçili'nin birlikte sundukları yayın için önce CANLI yazısı bindirildi. Akışa baktım bu mümkün değil diye düşündüm. Nitekim bir süre sonra CANLI ibaresi kaldırıldı.

İzlemeyenler için bilgi vereyim. Bu yayının adı bile yanlış. "Yeşilçam Şarkıları" olmalıydı. Eski filmlerin görüntüleri eşliğinde söylenenlere tamam, fakat "N'ayır-N'olamaz" esprilerinden artık gına geldi. Aynı şeyleri tekrarlamaktan öteye gidemeyen bir program ne kadar devam edebilir?..

Kızmakla sevmek arası

TV8'in geleneksel hale gelen "O Ses Türkiye"sini sevenlerdenim. Beyaz'ın -Beyazıt Öztürk- yayına renk kattığı kesin. Athena Gökhan'ı bile unutturdu. Tabi kızdıran yönleri de var. Hatta sinirlendiren... Arslan gibi delikanlı çıkıyor, ses de var, görüntü de... Üstelik seçtiği şarkı "Kerkük Zindanı"... Dört acur dönmedi... Ayıptan da öte. Bu zırzoplar "Come on everybody" der denmez hepsi birden butonlara basıyorlar. Sizleri bilmem ama bu anlayış, bu kafalar bana ters geliyor, hatta öfkelendiriyor...

Yedi karılı Ömer

Anladığım kadarıyla Umur Hazangil'in uzmanlık alanları çoğaldı. THM bir yana, magazin programlarını takip etmeye başlamış. Aktardığı ilginç:

"Aziz üstadım; Son günlerde sıkça rastladığım bir haber var. Ömer üstadımız 7 kadınla evlenmiş. Çoçuklarının 5'i de büyümüş, durum kazara ortaya çıkıyor; adam, tuu kaka... Dünyanın haline bakar gülerim; 7 kocalı Hürmüz oluyor, filmi çekilip tiyatrosu oynanıyor... Ömer ise 7 karılı olamıyor. Adam, insan kaynakları uzmanı. Geçim ehli kadınları biliyor, onlardan anlıyor. Adam, son zamanlarda uydurulan ne kadar meslek varsa hepsinde ders verir. Ağzının tadını biliyor, gurme diye geçinir. Tek kadınla geçinemeyenlere yaşam koçu olabilir. Konu sıkıntısı çekenlere senaryo danışmanlığı yapabilir. Hatta şeyh bile olabilir, keşke rahle-i tedrisinden geçip feyz alabilsek..."

GÜNÜN SÖZÜ

Bencillik, insanın istediği gibi yaşaması değildir. Başkalarını kendi istediği şekilde yaşamaya zorlamasıdır. Oscar Wilde

Yazarın Diğer Yazıları