TRT ekranından gazetecilik dersi

Hendek'deki patlama faciasını saat 11.05'de duyduk. Hem de bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından. Tesadüfen TRT'de canlı yayındaydı. Hemen devreye girip gerekli yönlendirmeleri yaptı. Sonrasında ise TRT'nin başarılı haberciliğine şahit olduk. Seri patlamalarla birlikte TRT Haber, maytap fabrikasıyla ilgili olay yeri ve olay hakkında elde ettiği ilk bilgilerin aktarıldığı bir yayın başlattı. Facia öyle böyle değildi, ölü ve yaralı sayısıyla ilgili duyurulan ilk rakamlar dehşet vericiydi. Bu maytap fabrikası, depolarındaki 110 ton patlayıcıyı moral boza boza peşpeşe infilaklarla gökyüzüne boşalttı.

Bölgeden durumu aktaran TRT'nin bayan muhabiri bu görevini mükemmel şekilde yerine getirdi. Daha önce de aynı yerde 2009-2014 yıllarında toplam 4 patlama ve 2 can kaybı olduğunu ifade etmekten kaçınmaması da dikkatimi çekti. Özellikle stüdyodaki tecrübeli bayan sunucu da işinin hakkını verdi. Görevi devrettiği arkadaşı da aynı mükemmellikteydi. Böyle başarılı bir ekibi bünyesinde bulundurduğu için TRT'yi de kutluyorum.

Olayla birlikte aklıma gelen ilk soru soru şu oldu:

Bu kadar patlama çatlama üretmesine rağmen, bu kadar korunup kollanan fabrika sahibinin torpili kim?

Bu kişi MÜSİAD'ın Sakarya İl başkanı olmasa, bu kadar vurdum duymazlığı koruyup kollamakta kim ısrar edebilirdi?

O anda kafamdaki asıl torpilin kaynağını öğrenmiş oldum.

İlginç bir dönem yaşıyoruz. Sırtınızı MÜSİAD gibi yerlere dayayınca her türlü gıllı gışlı işleri yapmanız serbest mi oluyor?

Anlaşılan, devleti arkanıza alınca herşeyi atlatabiliyorsunuz, garibanlar ise öldükleriyle kalıyor. Böyle mi?..

Sayın Erdoğan'a tavsiyem ve önerim ne yapıp yapıp bu zihniyete acilen son vermesi...

Spor, pek tabii ki sadece futbol değil

Okurlarımın sporla ilgili mesajlarından bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum. Bunların ilki Erkan Karaaslan'dan:

"Değerli büyüğüm Burhan Ağabey;

Tekrar geçmiş olsun diyor afiyette olmanızı diliyorum. Yazılarınızı her zaman keyifle okuyorum. Değindiğiniz konularla ilgili müşteki olduğum bir hususu belirtmek istiyorum; Türkiye'de spor denilince maalesef akla hep futbol geliyor. Sizin için de öyle...

Lisanslı vücut geliştirme sporcusuyum. Basketbol da oynadım. Futbolda bulunduğumuz nokta ortada. Edirne'den ötede yokuz. Bu kadar meraklısı olan, her türlü imkanlar sunulan futbolda sonuçta ulaşılan başarının ölçüsü bu kadar sınırlı kalmamalı. Lütfen bu itirazımı da kabul edin."

M. Akduman ise, TRT Spor'da Orhan Ayhan'la programında 1975'de Tarzan'ın İstanbul'a gelişi anlatılırken benden bahsedilmesinden duyduğu mutluluğu dile getirmiş.

Spor yazarı meslektaşım Salim Taşçı da bir kaç gün önce Eskişehirspor hakkında yazdığım yazımla ilgili şu değerlendirmeyi yapmış:

"Burhan Bey, 'Efsaneye veda' başlıklı yazınızı hüzün bürümüş gözlerimle okudum. Fenerbahçe taraftarıyım ama Eskişehirspor'u seyretmek için pek çok defa Ankara'dan Eskişehir'e gitmişliğim olmuştur.

Başkan Aydın Begiter Ağabeyle her görüştüğümde 'Haydi say...' derdi. Ben de Es Es'lerin efsane kadrosunu saymaya başlayıp; 'Mümin, İlhan, Abdurrahman, Kamran, İsmail, Nuri, Nihat, Vahap, Fethi, B. Burhan, Ender ve Aydın Begiter' diyerek noktalayınca meşhur kahkahasını patlatırdı.

Hani derler ya, kimler geldi kimler geçti.. Ne diyelim, geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer."

Kadının adı var

Turgay Yılmaz'ın elimde kalan tespitlerinin son bölümünü de sizlere aktarayım:

*Vekil hanım buyurmuş; "AKP'den önce kadının adı yoktu"... Kadına ne diyorduk, hatırlayan var mı?..

*İBB'nin Fatih Sultan Mehmet'e ait tabloyu satın alıp İstanbul'a getirmesi manevi olarak çok güzel. Artık bu sultanın adı paraya, pula alet edilemeyecek.

*İstanbul Belediye yönetiminin Ekrem İmamoğlu'na geçişinin 1. yıldönümünde yandaş medya "Kayıp 1 yıl" değerlendirmesi yapıyor. Geçen 25 yılı nasıl değerlendiriyorlar acaba, muhteşem yıllar mı?

*Bülent Arınç konuşup duruyor. Galiba herkesi kör ve sağır sanıyor.

*Salgın yokmuş gibi davranarak koronayı yeneceğini sanmak epeyi ülkenin izlediği mücadele yöntemi olsa gerek. Ama başarı, sıfır...

*Hayat pahalılığı salgından beter. Salgın insanların psikolojisini fena etkiledi. İnanmayan çevresini gözlemlesin.

Günün sözü:

İnsanın gerçek mükemmelliği, neye sahip olduğunda değil, ne olduğunda gizlidir. Oscar Wilde

Yazarın Diğer Yazıları