Troller Savaşı: Kaz Sofrası!
Her şey, Ankara'nın görevden alınan eski başkanı Melih Gökçek'in Twitter'daki video paylaşımıyla başladı.
Görüntülerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve yanında CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun bulunduğu bir yemek masası vardı.
Masada "muhalif" gözüken bazı gazeteciler de dikkat çekiyordu.
Kaz eti servis ediliyor, masada alkol alındığı iddia ediliyordu.
Söz konusu görüntüler, AK Parti Genel Merkezi'ne yakın troller tarafından sistematik bir şekilde paylaşılmaya ve eleştirilmeye başlandı.
Sonrasında sosyal medyanın gündemi bir anda değişti ve "kim alkol aldı, kim almadı, kim kaz eti yedi, görüntüleri kim çekti..." soruları yayıldı.
Olayın bu kadar büyümesinin ardından tablo da kısa sürede netleşti.
Masadaki isimlerden biri olan gazeteci Deniz Zeyrek, etkinliği kendilerinin organize ettiğini ve ikram edilen yemeklerin kendi köylerinden getirilen kazlar olduğunu açıkladı.
Zeyrek, notuna şunu da ekledi "Geçen yıllarda Sayın Binali Yıldırım ve Ahmet Arslan'ın katılımıyla Ankara'da da yapmıştık… C.Kaftancıoğlu ve E.İmamoğlu su içtiler."
Görüntüleri servis eden ise yemeğin yendiği mekandı. Sosyal medya hesaplarından "story" olarak paylaşmışlardı.
Masada kaz eti yendiği doğruydu, alkol alındığı yanlıştı, sofrayı İmamoğlu değil gazeteciler organize etmişti!
O andan itibaren troller savaşı başladı.
İktidara yakın hesaplar ile muhalefete yakın hesaplar birbirine girdi.
Muhalefet trollerinin tezi "Siz otellerde kaz yediniz, biz normal bir restoranda. Siz yediğinizde bir şey olmuyor, biz yediğimizde mi 'lüks' oluyor?" üzerine kuruldu.
Ama konuda atlanan ciddi sorunlar var.
Toplum önündeki siyasetçiler ve özellikle Ekrem İmamoğlu'nun halka yakın olması bazı sorunlar doğuruyor.
1. Gittiği ortamlarda çok rahat bir şekilde fotoğraflanıyor, kayda alınabiliyor. Bunu, iktidar için söylemeyiz.
2. Bu durum aynı zamanda bir güvenlik zafiyeti de oluşturuyor.
3. İster kabul edin ister etmeyin ama şaşalı sofralar toplum nazarında kabul görmüyor.
Örneğin, Saray'daki ziyafet sofralarından bir tanesinin görüntülendiğini duydunuz mu?
Sadece Ertuğrul Özkök, ikramları ağzından kaçıran bir yazı yazdı. Sonrasında ise "Ejder meyveli Smoothie" muhalefetin eleştiri sloganına dönüştü.
Konunun bir diğer dikkat çekici yanı da masadaki "muhalif" gazetecilerin konumu.
Geçmişte her şey yolundayken, iktidarın kanallarında her gün yorumlar yapılırken kaz etinin ikram edildiği adres farklıydı.
Ama ne zaman ki işler istendiği gibi gitmedi, kaz eti ikramları farklı bir siyasi tarafa geçti.
Ve en önemlisi gazetecilerin, denetlemesi gerektiği siyasetçilere bu şekilde yemek vermesini etik bulmuyorum.
Yemek verdiğiniz siyaseti nasıl eleştirecek, nasıl araştıracaksınız?
***
Gelelim troller savaşına…
Kaz etinin hangi sofrada ya da hangi şartlarda yendiği üzerinden bir siyaset yapılmaz.
Yapılan bu siyasetin de tek bir açıklaması olur; trollük.
Zaten siyasetin ve toplumun bu denli çirkinleşmesinin en büyük sebeplerinden biridir bu "troll kafa."
İktidarı da muhalefeti de sosyal medyada çalıştığı kişiler konusunda kendisine çeki düzen vermeli.
Vatandaşın derdi, "kimin nerede kaz yediği" değil; geçim sıkıntısı, ekonomik problemler, gelecek endişesi…
Ekonomik darboğazdan dolayı yaşanan intihar vakalarına bakın.
İnsanlar intihar etmesin diye siyanürün satışını yasaklayan başka bir ülke var mıdır?
Sorunlarımızı kaz sofralarına sıkıştıran zihniyetler, ülkeye zarar veriyor.