Travmanı da al git
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mir Dengir Fırat’ın, New York Times’ta yayımlanan
“Atatürk devrimleri, Türk toplumunda travma yaşattı” sözlerine tepkiler sürüyor
“Turkish society has been traumatized.”
Dengir Mir Mehmet Fırat’ın “çevirisi”ni beğenmediği cümle bu. Yol açtığı fırtınayı dindirmek için düzenlediği basın toplantısında, toplumun ’bazı’ kesimlerinin sosyal yaşamdaki ani değişimden rahatsızlık duyduğunu savunuyor. Ama New York Times’ta yayımlanan cümlede “toplumun bazı kesimleri” değil, “Türk toplumu” ifadesi var. Can alıcı olan, Fırat’ın “travma yaşadı” değil de, “travma yaşatıldı“,
”travmatize edildi “türünden bir ifadeyi tercih etmesi. İşte bu ifade, tartışılan sözleri ”sosyolojik bir tespit“ olmaktan çıkararak, siyasi maksatlı/özenle seçilmiş mesajlara dönüştürüyor.
++++++
Şeyh Sait’in torunu değilmiş ama...
Geçen gün Dengir Mir Fırat Beyefendi Şeyh Sait’in torunu olmadığını söylüyordu... O açıklamayı verirken: “Önemli olan Şeyh Sait’in torunu olmak veya olmamak değil... Torunu olduğunu çağrıştıran, toplumu kamplaştıran açıklamalar yapmamak” dedim...
Dengir Mir Fırat Beyefendi bizim Mülkiye’de “sosyoloji asistanı” değil... Politikacı... Kimse durup dururken New York Times gazetesine “tarihsel sosyolojik genellemeler yapmaz...”
Ne diyor Dengir Bey:
“Yeni bir Cumhuriyet kurulmuştur.. Ve o Cumhuriyet toplumun o güne kadar ki birçok değer yargısını ve kurumlarını ortadan kaldırmıştır... Sanki sosyal psikiyatrdır Dengir Bey ve ” bugünün rahatsızlıklarını anlatmak için, Türkiye toplumuna psikanaliz yapmaktadır... Çocukluk travmalarını anlatmaktadır... O travmalar da Atatürk’ün devrimleridir...
* Reha Muhtar/ Vatan
++++++
Yabancıdan medet ummak
New York Times muhabiri Tavernise adı bu köşenin okurları için yabancı değil. Bundan aylar önce bu kadın muhabirin AKP tarafından finanse edildiğini, AKP’liler tarafından hiçbir Türk gazetecisinin sokulmadığı evlere götürüldüğünü, Güneydoğu’da kendisine sınırsız olanaklar sağlandığını yazmıştım. Bu gazeteci de AKP’ye borcunu yazdığı yazılarla ödüyordu.
Ancak bu kez AKP yönetimini, büyük ihtimalle farkında olmadan, iyilik yapıyor zannederek, sıkıntıya soktu
Siz kendi çıkarınız için hiçbir kural tanımaz ve sürekli yabancılardan medet umarsanız, Türkiye gerçeklerinden habersiz yabancılar, güya size destek olmak isterken ağır hasar görmenize neden olurlar.
* Can Ataklı /Vatan
++++++
Babahan, Fırat’ın gönüllü avukatı mı oldu?
Ergun Babahan aldığı paranın hakkını son kuruşuna kadar vermek için çırpınıyor. Sözleriyle Türkiye’de partili-partisiz herkesin tepkisini çeken Mir Dengir Fırat’ın arkasında duruyor. Babahan’ın kalkanı her zamanki gibi “düşünce ve ifade özgürlüğü”... İşte gönüllü avukatın yazılı savunmasından cümleler:
“Danimarka’daki karikatür krizinde düşünceyi ifade özgürlüğü yönünü görmeyip sadece dine hakaret unsurunu ele alırsanız, Kürt Enstitüsü talebine ”Bekâra karı boşamak kolay“ yanıtı verirseniz, bunu yapmış olursunuz.
Türkiye’de bugün yaşanan sıkıntı budur.
Herkes karşısında olduğu her türlü düşüncenin serbestçe ifade edilmesine karşı çıkmakta, kendi fikrine ise sonsuz özgürlük talep etmektedir.
Demokrasiyi içselleştirdikçe, bu konuları daha seviyeli tartışma olanağına da kavuşuruz diye ümit ediyorum.”
* Ergun Babahan/Sabah
++++++
Ne oldu bize?
”Acaba bu konuşmalar, AKP hakkındaki kapatma kararını çabuklaştırsın diye Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bir tahrik mi?“ diye düşünürken Fırat basının önüne çıktı ve bu izlenimin uzun konuşmasına uygulanan hatalı özetlemeden ileri geldiğini öne sürdü.
Aslında hata inkârcılığın egemenlik alanını genişletmesindedir.
Yıllar önce Fransız Noell Roger gazetesi şunu yazmıştı:
” Atatürk’ün kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.
Ne oldu bize?
* Güngör Mengi/Vatan
++++++
Yolun Sonu
Fırat, genel başkandan sonra parti adına konuşma yetkisine sahip 3 kişiden biri. AKP “Fırat’ın sözleri partimizi bağlamaz” diyemez... Öyle anlaşılıyor ki, Fırat da AKP ile alınacak yolun sona erdiğini görüyor, yeni yol haritasını AKP’yi aratmayacak taşlarla örüyor!
* Mustafa Balbay/Cumhuriyet
++++++
Takiyye
O üç dönemdir milletvekili. Ve üç dönemin de başında yemin etti: “... Demokratik ve laik Cumhuriyet’e ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma... Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
İşte Fırat’ın açmazı veya ikilemi burada başlıyor: En hafif ifadeyle mesafeli durduğu Atatürk devrimlerine milletvekili olarak bağlı kalacağına yemin ediyor. Türk toplumunda travma yarattığını iddia ettiği Atatürk ilke inkılaplarını, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla “Toplumsal barışın unsuru” olarak kabullenmek zorunda kalıyor. Fırat aslında çifte kişilikli Türk aydınının zaman zaman travmalarla dışa vuran şizofrenisini, trajik takiyyesini sergiliyor.
* Erdak Şafak/Sabah
++++++
Bıktık sizden
Yüzüne bakıyorsunuz; sakin, huzurlu... Yaşına bakıyorsunuz; ermiş, olgun...
Tavrına bakıyorsunuz, anlamak mümkün değil!
Bıktık sizden ve bu “örtülü” hakaretlerinizden Dengir Bey...
Bıktık!
Duyuyor musunuz?
* Mustafa Mutlu/Vatan
+++++++
Asıl travma AKP’de
Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözünü ettiği bir travma hakikaten varsa, yaşayan Türkiye değil AKP’dir. Türban kararından sonra baş gösteren kapatma korkusu ne yazık ki partinin en akil isimlerini bile dengeden çıkartıyor...
* Enis Berberoğlu/Hürriyet
+++++++
Recep Terim
Aslına bakarsanız, ahalinin kendini “otorite” hissetmesinin sebebidir, bizzat Fatih Terim ile Tayyip Erdoğan...
Ona bakar, bir de kendine bakar, pek bir fark göremediği için “o yapıyorsa, ben de yaparım” diye düşünür...
Ve, aslına bakarsanız, Fatih Terim’le Tayyip Erdoğan’ın bunca başarıya, bunca oya rağmen, bu kadar gergin, bu kadar tahammülsüz, bu kadar tedirgin olma sebebi de, budur... “Ben olduğuma göre, başkası niye olmasın” diye düşünür... Olabilir çünkü.
* Yılmaz Özdil /Hürriyet
+++++++
ARPALIK
Şahin saltanatı
-Cumhuriyet’ten Fırat Kozok’un haberine göre, İbrahim Şahin, “yandaş medya” dan transferlerin de aralarında bulunduğu 110 kişiyi, işçi sayılmayan geçici personel statüsüne geçirerek, yeni TRT yasası uyarınca sözleşme ücretinin tavanının dört katına kadar maaş almalarının önünü açmış. Habere göre, Kanal 7, Cihan Haber, Aksiyon, Samanyolu gibi kurumlardan TRT’ye gelen ve bu statüye geçecek personelin girdiği sözlü sınava kurumda yıllardır çalışan sanatçılar çağrılmamış.
+++++++
Ceylan derilerini de, fakir fukaraya dağıtsınlar, iyi oy getirir.
Koltuk kavgası
10 yıl önce davalık olan “ceylan derisi koltuklar” bir kere daha ortalık karıştırdı. Bakan Faruk Çelik, milletvekillerinin “herşey bitti, bu mu kaldı” tepkisine aldırmadan “değiştirin” talimatını verdi. Vekiller “geren renk değil AKP” diyor. Bu durumda Çalışma Bakanı gerçekten de vekillerin haleti ruhiyesiyle yakından ilgileniyorsa, koltukları değil, AKP’yi değiştirse daha yerinde olmaz mı?
+++++++
Doğrucu Dengir
Kişisel görüşüm o ki Dengir Bey bugüne kadar kamuoyunun önünde görüş açıklayan üst düzey AKP yöneticileri içinde en doğrucu olanı.
Böylece büyük bir yalanın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz.
AKP’nin Cumhuriyet değerleriyle barışık olduğu, bu değerlerin baş savunucusu olduğu palavrasından söz ediyorum.
Başbakan’ın, AKP ileri gelenlerin ağzından çok sık duyduğumuz sözlerdi bunlar. Laiklikse laiklik, demokrasiyse demokrasi! Atatürk devrimlerine bağlılık vs!
Demek ki bugüne kadar söyledikleri, yaptıkları takiyeden başka bir şey değilmiş.
Tevekkeli değil, bir dedikleri, öteki dediklerini tutmuyor! Travmanın etkilerinden olsa gerek!
* Mehmet Y. Yılmaz/Hürriyet
+++++++
Ucuz formül
Atatürk devrimi “Türk toplumu” nda olmadı, devrim, Osmanlı İmparatorluğu’nun kalıntısı üzerine bir “Türk toplumu” ve “Türk devleti” kurmak için yapıldı. O günlere bugünden bakıldığında “seçeneğin” ne olduğunu düşünmek de zorunludur. Seçenek, dönemin büyük güçleri arasında parçalanmış ve çağdaş dünyada yer alması mümkün olmayan bir küçük “sömürge” idi.
Kürt milliyetçilerinin dini referanslara dayanan topluluklarla aynı paralelde düşünmeye devam etmesi, bunların “demokrasi anlayışı” ile ilgili kuşkular yaratıyor. AKP’li Fırat ve benzeri biçimde kafası karışmış olanlar, ucuz formüllerle hareket ederlerse sadece demokrasiye ihanet etmiş olurlar. Dertleri demokratik bir Türkiye değilse doğru yoldadırlar.
* Okay Gönensin/Vatan
++++++
MİNİ YORUM
“Mucize” de olsa maç bizim olsun
Gündem malum Mir Dengir Fırat “travması”... Sayfayı teslim ettim bari şu mini egemenlik alanımı ’yaşadığımızı iddia ettikleri’ değil de ’yaşatmayı iddia ettiğimiz’’ travmaya tahsis edeyim. Çünkü gün etkiye tepki edilgenliğinden, iddialı etkin duruşa geçiş günü! Atlattığımız badirelerin tecrübesiyle dahi başarılamamış gerilimsiz-kamplaşmasız-öfkesiz, yasaksız ama seviyeli, ama saygılı, ama tahammüllü olan, “dinli” ve “milli” buluşmayı sağlayan A Milli Futbol Takımımızı şu saatlerde herkes gibi birçok şeyden, en azından bu yapay ve değişken gündemden daha çok önemsiyorum. “Mucize”den sebep de olsa fark etmez yeter ki bu maç da bizim olsun!
* Selcan TAŞÇI