Trabzonspor'un şampiyonluk hesabı
Antalyaspor karşısında ikinci yarıda sergilediği futbolun getirdiği 3-0'lık skor ile 3 puanı hanesine yazdıran Trabzonspor, ligin tepesindeki Başakşehir'e 8 puan yaklaşınca, Trabzon'daki yerel gazeteler "Şampiyonluk neden olmasın" manşetlerini bile atmaya başladılar.
Oysa, Ersun Yanal'ın Trabzonspor'u zamanında, "Aman küme düşmeyelim" diye atılan başlıklar çok değil 2 ay önce endişeli bir şekilde gazeteleri kapsıyordu. Sanırım bu durumda, aynı futbolcular, aynı takım olduğu için bugünden geriye bakarak, "Aynı oyuncular, aynı takım" diyerek "Neden olmasın?" diye sorulması da pek acayip olmasa gerek!
Yani, "3 puan sisteminin bulunduğu yerde giderek toparlanan bir Trabzonspor'un şampiyonluk şansı vardır" diyenlerin dayandığı nokta sürekli artacak istikrarlı bir futbol ve tepedekilerden Başakşehir, Beşiktaş ve Fenerbahçe ile kendi sahasında oynayacak olmasıdır. Matematiksel olarak da çok imkansız bir şey olmadığına göre... Haa, şu da denebilir; "Şampiyonluk olmasa da Şampiyonlar Ligi."
Bana göre Trabzonspor için bu da şampiyonluk ile eşdeğerdir. Ama bunun için "İnşallah Burak sakatlanmaz. Ndoye'nin form grafiğindeki artış sürer. Castillo daha istikrarlı oynar hale gelir" diye öncelikle temennilerde bulunmak gerekiyor.
Ardına da, "Şu defansın ortasındaki karmaşaya son verecek 1-2 stoper de bulunsa yok mu..." diye ilave etmek de lazım. Ve de Sosa, Volkan, Bongonda'yı de her ne olursa olsun gerisin geri göndermekte hayırlı bir iş olacaktır.
Tabi, tüm bunların yanında kulübün içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların futbolcuların alacak-verecek hesaplarına da olumsuz yansımaması da başarıyı olumlu etkileyecektir.
Tüm bunların yanında, şampiyonluk ya da Şampiyonlar Ligi hedefine Trabzonspor'un ulaşması için "karşılıksız seven taraftarların" da her maçı en az 30 bin kişilik bir koro halinde izlemesi de gerekiyor.