Trabzon Limanı NATO'ya mı hazırlanıyor?
“Karadeniz’in ikinci üssü Trabzon’a” başlıklı haberi okuyunca kafamda soru işaretleri oluştu. Hürriyet’in dünkü haberine göre; “Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ABD’nin Gürcistan’a insani savaş gemisi soktuğu Karadeniz’de ikinci bir üs açıyor” diye başlayan haber “Gücün bir kısmı Karadeniz Ereğlisi’nden 600 kilometre daha doğuda olan Trabzon’a taşınınca Türkiye, Gürcistan’da yaşanan bir sorunu daha yakından izleyebilecek.
Bu sayede yalnızca gelişmelerden daha erken haber alınmayacak. Batum’a 150 kilometre mesafede olduğu için yardımda zamandan tasarruf edilecek. Gürcistan’a insani amaçlı yardım gerekirse Türkiye bu yardımı çok daha kolay ve hızlı bir şekilde yapabilecek.”
Özgür Ekşi imzasıyla yayımlanan haber doğrusu garibime gitti. Gazete mutfağı olarak değerlendirilen yazıişlerinde bir hayli çalıştığım için bu haberin, haber formatında olmadığını hissettim. Kaldı ki Hürriyet’in editörleri bu konuda son derece titizdir. Bütün bunları hatırlayanlar bu haberin “sipariş” olduğu şüphesini uyandırıyor.
Malumunuz 1 Mart tezkeresinde Trabzon’dan üs talebi vardı. Önümüzdeki günlerde Türkiye’ye gelecek olan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ziyaretinde de Trabzon üssünün gündeme geleceği belirtiliyor.
Arslan Bulut, memleketi ile ilgili yazılarında rahip cinayetinden, Dink olayına kadar Trabzon’un hedef seçilmesinin tesadüf olmadığının altını çizmiştir. Trabzon halkının ABD’nin üs kurma planlarına şiddetle karşı çıktığını herkes biliyor. Bunun kısa vadede gerçekleşemeyeceğini bilen ABD’nin Türk Deniz Kuvvetleri’nden böylesi bir talepte bulunabileceği iddialarını ister istemez ciddiye almak durumundayız.
Türk ordusu ile Rusya arasında Karadeniz’e ABD’nin sokulmaması konusunda mutabakatı delmek için formüllerin arandığını savunanlar, Trabzon’a kurulması planlanan üste “ortak çalışma” dan bahsedemez mi?
Selçuk Üniversitesi’nin Türkçe Topluluğu tarafından verilecek Türkçe ödülü için Konya’ya giderken Arslan Bulut ile beraber okuduğumuz bu haberden bizim çıkardığımız sonuçlar gibi değişik düşüncelere dalanlar olmuştur.
İhtimal vermemekle beraber Trabzon’da kurulacak olan üste bir süre sonra “ortak çalışma” ya da “NATO anlaşmaları gereği” ABD’li askerlerin gelmesi hangimizin canını sıkmaz?
1 Mart tezkeresinin geçmeyişine halen fena halde içerleyen ABD’nin bu defa Irak’tan geri çekilme programı çerçevesinde İskenderun Limanı’ndan üs talep etmesi de tesadüf değil.
Geri çekilmeyi Türkiye üzerinden yaptığı takdirde 200 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağını iddia eden ABD’den bunun karşılığında ne kadar hibe yardımı alınacağına dair at pazarlığının yeniden başladığı da rivayet ediliyor.
Irak’ın kuzeyindeki kukla devletin ABD’nin geri çekilmesinden sonra Türkiye’nin himayesine bırakılacağına dair planlarla beraber yap-bozun parçalarını birleştirince mide sancılarım arttı. Migren krizim patladı.
Şimdi birileri çıkıp, her zaman olduğu gibi “komplo teorisi” yapmakla itham edileceğim. Olsun... adına komplo teorisi denen benim endişelerim birilerinin uyanmasına vesile olursa ne mutlu bana.