Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Töre terörü Almanya'da

Adı “teşkilat töresi” konan alçak saldırılar sınır ötesine uzanıp Almanya’ya kadar vardı. Kötü gidişattan endişe duyup da bunu açıkça ifade edenlere Türkiye’de tahammül edilmediğine tanık olmuştuk. Ancak eleştiriye tahammülsüzlüğün Almanya’da şiddet boyutuna ulaşabileceğini tahmin etmiyordum.
Recep Küçükişsiz tam oniki yılını hapishanelerde geçirmiş onaltı yıldır da Almanya’da yaşayan yiğit bir ülkücüdür. O’nu Bursa E Tipi Cezaevinde yatarken tanımıştım. Bir dönem hapishanelerde baş gösteren fikir kırıklığı O’nun yanından bile geçmemişti. İdam, müebbet hapis gibi hakkında verilen cezalara aldırmayıp inandığı fikirleri duvarlar arasında savunmaya devam eden Çukurova delikanlısı, gençliğini darbenin hapishanelerinde bıraktı. Türkeşsiz Türk Milliyetçiliği senaryolarına karşı en sert tavrı takınan onulmaz Türkeşçi Recep, mahpus damlarında okumaktan, yazmaktan, yorumlamaktan ve araştırmaktan bıkmadı.
İdeallerinden ve ülküsünden asla vazgeçmeyen Recep Almanya’da da boş durmuyor. Başkanı olduğu Yusufiyeliler Vakfı adına Türk Milliyetçilerini ilgilendiren her toplantıya katılıyor. İnternet sitelerinde zaman zaman yeraltındaki şehidlerin yeryüzündeki temsilcilerinden birisi olarak hesap soruyor. Binlerce şehidi, onbinlerce gazisi, yüzbinlerce istikbali alınan nesil adına kötü gidişata bazen isyan ediyor. Ülkücü Hareketin şehidlerinin ölümsüzlüğüne inandığı için onların hayatlarını kitap haline getiriyor, ta Almanya’dan Türkiye’ye telefon ve internet ile ulaşıp ülkücü şehidlerin mezarlarının yapım ve onarımı için çaba sarfediyor. Yetimlerin okulları ve bursları için uğraşıyor. Kısacası birilerini yaptığı çalışmaları ile rahatsız ediyor.
Recep geçtiğimiz ay yani 24 Mart’ta Almanya’nın Dortmund kentinde Ülkü Ocaklarının düzenlediği “Çanakkale Geçilmez” isimli geceye eşi ve çocuklarıyla katılıyor. Ocak Başkanı olduğu söylenen Menderes Tokar tarafından “Almanya Türk Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Barbaros Çalışçı sizinle görüşmek istiyor” diye eşi ve çocuklarının yanından dışarı davet ediliyor. Çalışçı ve yanındaki altı tetikçi tarafından feci şekilde dövülüyor.
Aynı gece Ozanların Piri Arif Ağabeyim telefon edip durumu bana iletirken sesi titriyordu. “Bunu da yaptılar” dedikten sonra Recep’in telefonlarını verdi ama teknoloji fukaralığım yüzünden o gece ben ulaşamadım.
Recep de “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı yüzünden bir süre etkili ve yetkililerden özür bekledi. Ama bırakın özür dilemeyi tehditler artınca durumu yargıya intikal ettirmek zorunda kaldı.
Almanya’daki terör burada bitmiyor elbette. Meydanı boş bulanlar 20 Nisan günü yine Dortmund’da piyasaya çıktılar. Alparslan Türkeş’i Anma Toplantısı’na katılan iki ülkücü Almanya Federasyon Başkanı Şentürk Doğruyol’un bulunduğu salonda feci şekilde dövüldü. Aldığı ağır darbeler yüzünden halen hastahanede yatan yaralılardan birinin durumu ağır. Hayati tehlikesi devam ediyor. Töre terörüne ilişkin soruları cevapsız bırakan etkili ve yetkililer “Eleştiriye devam edenler cezalandırılacaktır” tehditlerini savurmaktan da geri durmuyorlar.
Teşkilatçılık adına teşkilata emeği geçenlere yapılan “şerefsiz saldırı”ları esefle kınarken bu ve buna benzer olayların ancak Türk düşmanlarını sevindireceğini hatırlatmak istiyorum. Yöneticilik, yukarıdakilerin tetikçiliği değildir. Bugün işgal edilen makamlar sonsuza kadar korunamaz. Yarın yüz-yüze geleceğiniz insanların yüzüne utanmadan sıkılmadan bakabilmek için, insani sorumluluklarınızı unutmayın. Recep Küçükişsiz hapishanelerde çile doldururken kısa don giyenler Recep’e el kaldırma cesaretini gösteriyorsa, vay onların haline demekten de kendimi alamıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları