Toplumlar üzerindeki algı senaryoları

1947-1991 yılları arasında süren soğuk savaş döneminde ABD önderliğindeki Batı Bloku ile Sovyetler Birliği'nin başını çektiği Doğu Bloku, hem doğrudan ve hem de istihbarat teşkilatları kanalıyla örtülü operasyonlar gerçekleştirerek belirledikleri hedefler doğrultusunda öncelikle birbirleri üzerinde, sonra da diğer ülkelerin siyasal ve sosyal yapılarını değiştirmeye çalışmışlardır. 1991'de Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ve yeni bir dünya düzeninin kurulmasının ardından aynı algı senaryoları ülkeler arasında devam etmekte, toplum mühendisliği taktikleriyle şekillenen psikolojik operasyonlarla başka bir ülkenin toplum düzenini bozmaya ve sistemlerini değiştirmeye çalışılmaktadır.

Algı senaryoları ve psikolojik operasyonlarla ilgili olarak geçmişte yaşanan bir olay halen de tartışmalara neden olmaktadır. 1970 yılında Sovyetler Birliği'nden (SCCB) kaçarak Kanada'ya sığınan eski üst düzey KGB ajanı olan Yuri Bezmenov, takma isimle bir yayın şirketinde iş buldu. Sesinin eski bir KGB ajanı tarafından tanınmasıyla Kanada'dan ayrılmak zorunda kaldı ve CIA'nin yardımıyla ABD'ye geçti.

Bezmenov, 1984 yılında G. Edward Griffin adlı bir Amerikalı gazeteci/yazar ile televizyonda yaptığı röportajda, aradan 35 yıl geçmesine rağmen bugün bile birçok insanı ürperten sözler sarf etmiştir. KGB'nin çalışma yöntemleri, ABD'nin ilgili kurumlarının yanı sıra araştırma merkezleri uzmanları tarafından da incelenmektedir.

Bezmenov'un açıklamalarına gelince; SSCB'nin Amerika'ya uyguladığı uzun vadeli psikolojik savaş planına göre KGB tarafından kullanılan halk üzerinde beyin yıkama dört aşamada özetlenmiştir; İlki ''demoralizasyon''dur. Bir ulusun moral değerlerinin bozulması 15-20 yıl sürer.

Neden bu kadar yıl? diye kendisine sorulduğunda, çünkü bu bir ülkede başka bir ideolojiyi genç nesle benimsetmek için gerekli olan asgari yıldır. KGB'nin bu yöntemi insanların gerçek algılarını değiştirmeyi ve böylece zihnin gerçeği görmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Buna ideolojik yıkım adı da veriliyordu.

Besmenov, 1960'lı yıllarda beyinleri yavaş yavaş yıkanan ve Marksist-Leninist değerlerle büyüyen Hippileri misal göstererek bu neslin daha sonra 1980'lerde Amerikan hükümetinde ve işletmelerinde görev aldıklarını söylemiştir. Hedef Amerikan halkının dengesini bozmaktı. Demoralizasyon tamamlandıktan sonra, ikinci aşama "istikrarsızlaştırma"dır. Bu da 2-5 yıllık bir süreçtir.

Üçüncü aşama ise "kriz" dönemidir. Bir ülkeyi krize sokmak sadece 6 hafta kadar sürer. Bu süre içerisinde ekonomide ve toplumsal yapıda şiddetli bir güç değişimi olur ve "normalleşme" ile sonuçlanır. Böylece ülke temelde ele geçirildiğinden, yeni bir ideoloji ve realite altında yaşamaya başlar. Bu doğrultuda KGB'nin amacı, ABD demokrasisini yok etmekti.

Günümüze gelirsek; bazı Amerikalılara göre, Rusya'nın her zaman Amerikan toplumu ve siyaseti üzerinde gizli gizli etkilerinin olduğu iddia edilmektedir. Diğer bir iddiaya göre, Donald Trump'ın başkanlık seçimleri kampanyası sırasında Rusya'nın etkin rol oynadığı ileri sürülmektedir. Trump, 2016 seçimlerini Demokrat rakibi Hillary Clinton'a karşı kazanmıştı. Clinton'ın elektronik postalarının Rus hackerlar tarafından siber saldırılarla ele geçirildiği iddia ediliyordu. Trump'ın da, Ruslar tarafından dinlendiğine dair iddialar vardı.

Amerikan Dış İlişkiler Konseyi (CFR)'ın 6 Mart 2019 tarihli raporuna göre, Trump'a yardım etmek üzere tasarlanan 2016 seçimindeki Rus müdahalesi, ABD'nin siyasi sürecinin bütünlüğüne, eşi benzeri görülmemiş ve başarılı bir saldırıydı.

Rusya, bilgisayar korsanlığı ve sosyal medya manipülasyonu yoluyla propaganda yaptı ve ABD seçimlerinde çok önemli bir rol oynadı. Nitekim Ulusal İstihbarat Başkanı Daniel Coats, 2018 ara seçimlerinin dış müdahaleden etkilendiğinin kanıtları yetersiz olsa da, Rusya'nın seçim sonuçlarını değiştirme konusunda çalışmalara devam edeceği konusunda uyarı da bulundu.

Daniel Coats ''Rusya'nın ABD'yi zayıflatmaya ve bölmeye yönelik ısrarcı bir kampanya yürütme çabalarını görüyoruz, bu ülkenin en büyük hedefi ülke içindeki sosyo-politik kamplaşmaları daha kötü hale getirerek bu durumdan faydalanmak olduğu'' şeklinde açıklama yaptı. Bezmenov'un, 35 yıl önce yaptığı açıklamalar ve 2016 seçim sonuçları, Amerika'da sosyo-politik yönden hâlâ araştırılmakta ve ABD yönetimi konuya "cadı avı" olarak yaklaşmaktadır.

ABD'nin de kendi çıkarları doğrultusunda dünyanın her ülkesinde farklı projeler yaratarak çalışmalar yaptığı aşikârdır. DEAŞ küresel bir proje olduğu gibi, Büyük Orta Doğu Projesi de emperyalist güçlerin hedeflerine hizmet etmektedir.

Batı ve emperyalist güçler, özellikle Müslüman toplumlar üzerinde yeni tarikat ve cemaatler yaratarak toplum üzerinde ayrışmalara sebep olmakta ve hatta ülkeleri karıştırmak amacıyla terör örgütlerini de organize etmektedirler.

Bu vesile ile Türk ordusunun bölge barışına katkı sağlayacağı Barış Pınarı'na katılan askerlerimize muvaffakiyetler diliyor, harekatın başarı ile sonlanmasını ve bölgeye huzur getirmesini niyaz ediyorum. Cenab-ı Hakk yar ve yardımcıları olsun.

Yazarın Diğer Yazıları