TL ve yuanla dış ticaretin kuralları konulmalı...

Çin ile yapılan anlaşmaların içinde Çin ve Türkiye arasında yapılacak ticarette, dolar veya euro yerine TL ve yuan da kullanılacak.
Aslında hiçbir ülke dış ticareti dolar (yada euro) ile yürütmek zorunda değil? Dolar ve euro kullanmanın başta gelen nedeni, bu iki paranın da rezerv para özelliğinde olmasıdır. Ülkeler, cari açık verince, bu açığı kapamak için dolar veya euro cinsinden borçlanıyor. Cari fazla verdikleri zamanda, dolar veya euroyu, Merkez Bankaları rezerv para olarak tutuyor.
Ancak, dış ticaretin farklı şekilde, örneğin kliring sistemi ile yapılması da mümkündür.
Kliring sisteminde, ülkeler arasındaki dış ticarette, örneğin ithal edilen bir mal, mal bedeli yine bir başka malla ödeniyor. Başka bir ifade ile Kliringde anlaşmalı ülkeler arasında ithalat ve ihracat işlemleri döviz kullanılmadan mahsup ve takas yoluyla ve kliring kurumları aracılığıyla gerçekleştiriliyor.
Kliring anlaşması yapan ülkeler arasında yapılan dış ticarette, ithalatçılar ithal ettikleri malların bedelini kendi ulusal paralarıyla öderler.
Kliring anlaşmaları genellikle bir yıl için yapılır. Dönem sonunda iki ülke arasındaki ihracat ve ithalat birbirine eşitlenmediği takdirde yani taraflardan birinin alacaklı veya borçlu olması durumunda hesapların yine konvertibl dövizlerle denkleştirilmesi gerekmektedir.
Çin’le yapılan anlaşma bir kliring anlaşması değil. Ancak Çin’den yaptığımız ithalatın bedelini TL ödeyeceğiz. Çin de bizden yaptığı ithalatın bedelini bize yuan olarak ödeyecek.
Kliring anlaşması yoksa bize mal veren Çinli ihracatçı, TL kabul etmeyebilir. Dışarıda TL alış ve satış kuru arasında yüzde 10 kadar bir fark vardır.
Yine Merkez Bankası reel kur endeksine göre TL yüzde 25 aşırı değerlidir. Çin uluslararası kurun üstünde kur kabul etmez.
Buna karşılık yuan aşırı değer yoktur. Bunun içindir ki başta ABD olmak üzere Çin’e baskı yapmaktadır. Ayrıca TL’nin değeri değişmektedir. Yani iki para birimi arasında istikrarlı bir kur seyrini tutturmak kolay olmayacaktır.
Öte yandan Çin bankacılık sektörünün iki ülke para birimi değişimini yapması ve ihracatçılara akreditif vermesi gerekiyor. İki ülke arasında karar alındığı için bankalarla kendi Merkez Bankaları arasındaki ilişkiler diğer döviz işlemlerinde olduğu gibi olacaktır.
2009 yılında Çin’e 1,6 milyar dolarlık ihracat yaptık Buna karşılık aynı yıl 12.7 milyar dolarlık ithalat yaptık.
Bu sene ihracatımızın 2.2 milyar dolar, ithalatımızın ise 16 milyar dolar düzeyinde olması bekleniyor.
Bu demektir ki, Çin’le dış ticaretimizde 12 milyar dolar kadar açık veriyoruz. Sonuçta Çin’de daha fazla TL birikecektir. Çin Merkez Bankası bu TL’yi ne yapar? 5 milyar dolarlık TL rezervi tutacağı konuşulmuş... Bu rezervi Türkiye de devlet iç borçlanma kağıtlarına yatırabilir.
Türkiye’de Çinlilerin TL ile yapacakları yatırımlar teşvik edilebilir.
Aslında Çin üretime destek veriyor. Türkiye de bu destekler çok sınırlıdır. Rekabet edebilmemiz için bizim de üretime destek vermemiz gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları