Tırtıllar cehennemi!
Haberi sabah erken saatte okuyunca şüpheye düştüm;
Herhalde tam uyanamadım.
Yüzümü bir kere daha yıkayayım. Bir kahve alayım. Yeniden okuyayım.
*
Trakya "Maymunlar Cehennemi"nin "tırtıl" versiyonunu yaşar ve çiftçi günlerdir "Sesimizi duyan var mı" çığlıkları atarken, Trakya''daki üç ilin Ziraat Odası Başkanı birden, "Altın yıl memnuniyeti" açıklaması yapıyor olamazdı herhalde!
Eyvallah; buğday hasadı önceki yıla nazaran, üretici açısından nispi bir fayda sağlıyor gibiydi ancak tam da ayçiçeği üreticisinin can çekiştiği günlerde, çiftçi STK''ları bu kadar da mutlu ve mesut gözükebilir miydi?
*
Kaldı ki…
Buğday üreticisinin yüzünün ne kadar güldüğü mevzuu da göreceli.
İklim koşulları yardım etti rekolte yükseldi.
Hasat arifesinde buğday ithal etme kararı alan Toprak Mahsulleri Ofisi hatasından döndü, ihaleleri iptal etti; uzun bir süre sonra ilk defa ofis kapılarında çiftçi kuyruğu oluşturan bir politika izledi.
De…
Çiftçiyi kâra geçirdi mi?
*
Hukukçu ve siyasetçi olmakla birlikte kendisi de Trakyalı bir çiftçi olan ve çayır tırtılı belası dolayısıyla vermeye çalıştıkları mücadelede nasıl yalnız bırakıldıklarını anlatmaya çalışan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın''a sordum.
"Maliyetin yüzde 400''lerde arttığı, üçe-dörde katlandığı yerde alım fiyatının iki buçuk katına çıkması kâr sağlar mı? TMO, bozuk saatin günde iki kere doğruyu göstermesi gibi, bu yıl doğru karar aldı ama çiftçinin kârını kurtaramadı. Çiftçiye kalan ancak yaşam istihkakı."
*
Sözün özü;
Buğday üreticisi bu yıl da ölmedi ama sürünmeye devam!
*
Gelelim, Ziraat Odaları buğday bayramı yaparken biraz mübalağalı bir ifade belki ama cenaze kaldırmaya hazırlanan ayçiçeğine…
Onu da yine bir siyasetçiye ve fakat yine çiftçinin halinden anlayan bir siyasetçiye sordum.
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, hem ziraat mühendisi, hem de bu alanda sayısız yayını olan bir bilim insanı. Aynı zamanda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu''nun da tarım politikaları danışmanı.
Trakya''nın 2 milyon dekarlık ekili alanının yarısına yakını ayçiçeği tarlası.
Okan Hoca''nın dediğine göre, dün itibarıyla, bu alanın 350-400 bin dekarına "çayır tırtılı" bulaştı.
*
İnsanlığa musallat olan korona virüsünün en hızlı yayılan varyantı gibi düşünün; ayçiçeği için müdahale/mücadelede ihmal durumunda ölümcül bir salgın bu da.
Çok ama çok hızlı ürüyor; aşağıdan yukarıya bütün ürünü işe yaramaz hale getiriyor.
İlk vakanın görülmesinden itibaren sadece bir hafta içinde bütün Trakya''yı sardı. Zira, ilgili kurum ve kuruluşların aksine "tırtıl bayram tatili yapmadı".
Sosyal medyada da hızla yayılan o iş makinalarını sarmış kımıl kımıl binlerce tırtıl görüntülerinden anlamışsınızdır manasını.
*
"Bu iş uçaksız olmaz" diyor Okan Hoca;
"Ekin boy verdiği için çiftçi traktörle tarlaya girip ilaçlama yapamaz. Yer pompasıyla ilaçlamaya kalksa, kendi zehirlenir. Geç de olsa devreye droneları soktular ama onlarla yüzde yüz sonuç almak zor, çünkü drone ilacı ancak ekine 3 metreye kadar atabiliyor; uçağın attığı 1 metreye kadar iniyor. Ama uçakla ilaçlama da yasak."
*
Uçakla ilaçlama izni verilmemesinin sebebi, atılacak ilacın çayır tırtılı bulunmayan ve başka ürünlerin yetiştirildiği tarlalar ile başta arı olmak üzere canlılara zarar veriyor olması.
Ama "Ortada olağanüstü bir durum var ve böyle durumlarda uçak kullanılabilir" diyor Okan Hoca.
Diğer canlıları öldürmek pahasına mı?
Değil.
"Arı da lazım. Özellikle ayçiçeğinde arı verimi yüzde 20''lere kadar arttıran önemli bir etken. Ama arı dostu ilaçlar var. Endişe duyulan zarara yol açmıyor. Sadece tırtılı öldürüyor. Tabii daha pahalılar. Bu yüzden kullanılmıyor."
*
Yağ fiyatları artınca, fırsat bu fırsat deyip dağa taşa ayçiçeği ekmişti çiftçi Trakya''da; bu da gol olmadı.
Bu defa da en son 1989''da lokal görülen tırtıl yıktı umutları.
Zarar mı?
Ancak hasatta anlaşılır diyor Gaytancıoğlu.
Sanılandan az olmasını dileyelim;
Dünyanın kıtlığı konuştuğu bir ortamda, üç kuruş fazla ilaç parası ödememe belasına bunca kayba değer mi diye de sorarak…
Olağanüstü durumlarda inisiyatif kullanmaktan aciz bir yönetim anlayışı olur mu diye de sorarak…
*
NOT:
"Sormadın mı" olmasın…
Hem Gaytancıoğlu hem de Akalın''a "Buğday tarlaları yakılıyor" haberlerinin perde arkasını da sordum elbette. Biçerdöverin iki kablosunun sürtmesinin bile bu sıcakta buğdayı yakabildiğini, anız yangını yahut yoldan geçenin attığı bir sigaranın anında tarlayı sarabildiğini, her yıl yaşananlar dışında "komploya dayalı" bir olay görmediklerini söylediler.
Aynı şekilde tırtılın da, yine "komplo"suz, Trakya''daki iklim koşullarından kaynaklanan "doğal" bir tehdit olduğunu bildirdiler.