Ticaret savaşının biyolojik silahı!...
"Çin malı" deyimi, bundan birkaç yıl öncesine kadar küresel ekonomideki payını giderek arttıran bir ülkeyi küçümsemek için de kullanılırdı...
Çünkü eskiden Çin ipeği dışında neredeyse bütün ürünler "kalitesiz" olarak adlandırılırdı...
Ancak ucuz-kalitesiz-fason ürünleri tanımlamak için de kullanılan bu cümle bir süre sonra etkisini yitirmeye başladı...
Artık tırnak çakısından otomobile, televizyondan cep telefonuna, plastik ürünlerden ahşaba kadar Çin'den dünyanın dört bir tarafına dağılmayan tek nesne kalmadı...
Dünyanın birçok ülkesi ucuz işgücü ve yüksek teknoloji nedeniyle kendi özel markalarını bile Çin'de üretmeye başladı...
Bugün dünyanın bütün coğrafyalarında yaygın olarak kullanılan en küçük araç- gereçten en büyük makinalara, en önemsiz nesnelerden teknoloji harikası haberleşme cihazlarına kadar, elektronik aletlerin çoğunun kapağında da "Madde in China" yazıyor...
Dünyada artık Çin'in taklit etmediği tek ürün de kalmadı...
İşte bu yaygın üretim-ihracat ağı ve ticaret devinimi "Çin malı" deyimini öylesine şaşırtıcı biçimde yerle bir etti ki, tüm dünya Çin mallarına alışıverdi... Yüzlerce ülke, milyonlarca kalem ürünü Çin'den ithal ediyor artık...
Ve bu devasa sanayileşme hamlesiyle Pekin'in dünya ekonomisindeki payı ve etkisi de şaşırtıcı biçimde yükseliyor...
İşte 3 Eylül 2019'da gazetelere bu yüzden "Çin ekonomisi 2020 yılında yüzde 5.7 büyüyecek" başlıklı analizler yansımıştı...
Peki; Çin'in tam da 2020'nin başlarında, bu tür haberlerin ardından bir kez daha virüs felaketiyle karşılaşması rastlantı mı?..
Çöküşün ayak sesleri...
Neredeyse 1.5 milyara ulaşan şaşırtıcı büyüklükte bir nüfus yapısının yanı sıra, devasa bir ekonomisi de olan Çin, artık pirinç tarlaları ile değil akıllara durgunluk verecek fabrikalarıyla büyümeye devam ederken, bir yandan da ekonomisine büyük darbe vuracak salgınla mücadele ediyor...
2002-2003 yılları arasında 800 kişinin ölümüne neden olan ve küresel ekonomiye maliyeti 33 milyar doları bulan Sars'tan daha tehlikeli bir salgın bu...
Şimdi de dehşet verici Corona virüsünün gazabıyla baş etmeye çalışıyor Çin...
İşte bu virüs dünya pastasında daha fazla pay sahibi olan Çin ekonomisinde büyük bir sarsıntı yaşatacağının işaretlerini vermeye başladı...
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'ın geçtiğimiz Çarşamba günkü basın toplantısında en önemli gündemi Çin'di...
Powell, "Çin ekonomisi yavaşlarsa biz de bunu Çin'e yakın ya da Çin'le aktif ticaret yapan bazı Batı Avrupa ülkeleri kadar olmasa da, yine de hissederiz" şeklinde konuşmuştu...
Nitekim olanlar oldu, Corona virüsü salgınının vurduğu Çin'de, 23 Ocak'tan itibaren kapalı olan piyasalar önceki gün açılırken, CSI 300 Endeksi yüzde 9.1'lik sert kayıpla başladı...
Çin'deki Şangay borsası günü yüzde 7'lik değer kaybıyla kapattı... Gelişmeler yabancı ajanslara ve gazetelere şöyle yansıdı;
"Çin'de 10 günlük aranın ardından açılan borsalarda bir günlük kayıp 393 milyar dolara ulaşırken, Yuan/Dolar kuru da kritik 7 seviyesini aştı... Çin Merkez Bankası piyasaya bol para enjekte edip faizleri düşürerek paniği yatıştırmaya çalıştı."
Tüm bu sıkıntılar yaşanırken, ABD'li yatırım bankası JPMorgan, Corona virüsü salgınının Çin'deki ekonomik büyüme oranını ciddi şekilde düşüreceği öngörüsünde bulundu... Ajanslar bu durumu şöyle duyurdu;
"2020'nin ilk çeyreği için Çin büyüme tahminini yüzde 6.0'dan yüzde 5.6'ya çeken banka, tüm yıl içinse tahminini yüzde 5.9'dan yüzde 5.8'e düşürdü... JPMorgan analisti Haibin Zhu, turizm, perakende ve eğlencenin salgından en çok etkilenecek sektörler olduğunu söyledi..."
Kuşkulu virüsün arkası!..
Gelelim asıl meseleye... Yani, Çin ekonomisini adeta devasa bir savaşın ortasında hedef alan bu dehşet verici virüsün nasıl bulaştığına...
Bu konuda komplo teorileri öylesine başını aldı gitti ki, yazılanlar-konuşulanlar perde gerisinde bir "biyolojik harp" olduğu konusundaki iddiaları güçlendirmeye başladı...
Virüs'ün Vuhan'da bir yılandan bulaştığı iddiası netleşmedi...
Ve o yılanın yaşadığı suda füze kalıntıları bulunduğu, virüsün Çin malı ürünlerle dünyaya yayıldığı gibi çok sayıda iddia da ortalıkta dolaşmaya devam ediyor...
Virüsün, ortaya çıkmasından çok daha önce tespit edildiği konusunda kuşkular da yok değil...
Örneğin, ABD'de ilk virüslü kişinin tespit edilmesinin ardından sosyal medyada yayılan patent dosyaları kuşkuları arttırdı!..
İddiaya göre virüsün tedavisiyle ilgili bir aşının patenti çoktan alınmıştı!!!
Çin'i her açıdan teyakkuza geçiren virüsün perde gerisinde nasıl bir karmaşa olduğu konusundaki iddialara hiç kuşkusuz önümüzdeki günlerde yenileri eklenecek...
Virüsün Çin'in gizli biyolojik silah programının bir parçası olduğu, Vuhan Viroloji Enstitüsü'nden dışarı sızarak yayıldığı iddiaları, salgının aslında bir biyolojik savaş sonucu olduğu iddiasını güçlendirecek... Bu konudaki sorular da dehşet verici;
- ABD, Avrupa ve diğer süper ülkelerin, sanayi devrimi ile tüm dünyayı kuşatan Çin'e karşı gizli bir mücadelesi mi bu virüs?..
- Bu virüsün ardında, Çin ekonomisini çökertecek küresel istihbarat savaşları mı var?..
"ÇKP asıl tehdit"miş!..
Yukarıdaki saptamalar ve iddialar "komplo teorisi" olarak nitelendirilebilir... Ancak Çin'i direkt bir tehdit olarak nitelendiren açıklamalara ne demeli?..
Örneğin; geçen hafta, Londra ziyareti kapsamında düşünce kuruluşu Policy Exchange tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun aşağıdaki açıklamaları ne anlama geliyor;
"11 Eylül sonrası terörizm tehdit olarak ortaya çıktı... Ancak verilen mücadeleyle artık eskisi kadar büyük bir tehlike oluşturmuyor. Terör konusunda ciddi şekilde tetikte olmakla birlikte dünya çapında karşı karşıya olduğumuz başka zorluklar da var... Çin Komünist Partisi, zamanımızın asıl tehdidini temsil ediyor."
Şimdi söyler misiniz; ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının yoğunlaştığı bir dönemde, bir yandan devasa bir ülke dehşet verici bir virüs salgını ile mücadele ederken ve bu salgın neredeyse tüm dünyayı tehdit ederken, ABD Dışişleri Bakanı'nın Çin'i adeta bir terör örgütü gibi lanse etmesi ne anlama geliyor?..
Ya da; "Corona aslında bir biyolojik harp silahı" şeklindeki iddialar Mike Pompeo'nun açıklamaları kapsamında değerlendirilirse, virüsün biyolojik harp saldırısıyla yayıldığı iddialarını "komplo teorisi" olarak nitelemek ne kadar doğru?..