Tıbbın imkanları da bir yere kadar...
İktidar medyasının Afganistan''da yaşananları ibret gösterip de "Türkiye''deki ABD iş birlikçileri"ne gözdağı verdiği yazıları birleştirseniz, 5 sezonluk Netflix dizisi çıkar; müptelası olur trajikomedi izleyicisi.
***
Nasıl bir akıl, "Kabil Havaalanı''nda olanlar"dan ders alması gerekenin muhalefet olması gerektiğini yazabilir; büyük bir ciddiyetle!
Nasıl bir mantık, "Başkasının düdüğünü çalanların uçak tekerlerinden yere çakılmasının, kargo uçaklarıyla Afrika''nın ortasına bırakılmasının, binlercesinin satılmasının, kaderine terk edilmesinin" muhalefet için ibret vesikası olması gerektiğini savunabilir!
Nasıl bir izan, ABD''nin Orta Doğu''da "kaybetmiş olması"nı, "ABD''ye güvenip iktidar peşinde olanların hazin sonu"nu, muhalefet açısından "endişe verici gelişme" olarak değerlendirebilir?
Nasıl bir utanmazlık seviyesi, "Düğünleri, okulları bombalayan, binlerce kadın ve çocuğu öldüren, Irak''ta tecavüz kampları kuran ABD değil miydi" diye üste çıkmaya çalışabilir açıklamalarında Taliban vahşetine işaret eden muhalefet temsilcilerine?
Nasıl bir şuur yoksunluğu, "Taliban kötü" dediği için "Amerikan işgalini iyi bulmakla" suçlayabilir muhalefeti?
***
Ordusunu, 20 yıldır Afganistan''da "Taliban''ın karşısında ve işgalci ABD/NATO güçlerinin yanında" olarak konumlandıran Türkiye''yi CHP yahut İYİ Parti yönetiyor zahir yıllardan beri!
Bu durumda, CIA ajanlarının "cesur lider arayışı" sonucu keşfettikleri ve tercih sebebi "Erbakan''dan daha şehirli ve kravatlı" görünmesi olan lider de Kemal Kılıçdaroğlu olmalı!
Partisini Amerikan memorandumu uyarınca kuran, Meral Akşener…
Yoksa, ABD''nin çöküşü muhalefette neden/nasıl bir "iktidar kaygısı"na yol açsın ki!
***
İktidar medyası Taliban ile ABD arasında tahterevalli oynarken yazıp çizdiklerini umarım sadece "yandaşlığın gereği" sayarak, "görev icabı", "mecburiyetten" yazıyordur.
Yok eğer inanarak yazıyorlarsa, durum vahim. Bir yere kadar tıbbın imkanları da!
***
Türkiye, yandı bitti kül oldu. Dünya yangın yeri; pandemisi ayrı, mültecisi ayrı, ekonomik krizi ayrı, toplumların çöküşü ayrı, terör, işgal, savaş suçlarının birikmiş faturasının çok ağır bedelleri ayrı…
İnsanlar gibi devletlerin de "can derdinde" olduğu şu dönemde geçit vermeyin bari siyasi aidiyetlerinizin gözünüzü kör, kucağınızı sağır, vicdanınızı taş etmesine.
Orta Doğu''yu hedef alan işgallerin en kanlı günlerinde "Kahraman ABD askerlerinin sağ salim evlerine dönebilmesi" için dua edenler muhalefet liderleri miydi ki…
Orta Doğu''da çocukların üzerine misket bombaları yağarken, Amerikan gazetelerine "Dünya barışı için, barışı korumak, barışı yapmak için, son 50 senede dünyada en çok Amerikalılar kendi çocuklarını feda ettiler" güzellemelerini döşeyenler muhalefet liderleri miydi ki…
Irak''ı da kapsayan, Afganistan''ı da kapsayan, Suriye''yi de, Mısır''ı da, Libya''yı da kapsayan, ucu Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin "sınır bütünlüğü"ne kast edecek olan emperyalist projeyle ilgili, "Türkiye''nin Orta Doğu''da bir görevi var, biz GOP''un eşbaşkanlarından bir tanesiyiz" diye gururlananlar muhalefet liderleri miydi ki…
ABD, bu topraklardan çekip gittiği gün "Kabil''dekiler gibi ortada kalacak olan" bütün bu süreçlere karşı çıkan muhalefet olsun Türkiye''de!
***
Sene 2003…
21 Şubat…
Dünkü nüshasında iktidarı Amerikan emperyalizmine karşı canhıraş mücadele veriyormuş da "teslimiyetçi", "iş birlikçi" muhalefet ona engel olmaya çalışıyormuş gibi bir algı inşa etmeye çalışan gazete, o günkü nüshasında şu kaygılarını iletiyordu iktidara:
"Kimse birbirini kandırmasın, bu Amerikan çılgınlığının sonunda payımıza elimize bulaşan kanla hayallerimizi süsleyen IMF kredileri ve üç kuruşluk Amerikan kredisi ile ''ayazda'' kalabiliriz…
Şimdilerde Bush''un gönüllü savaş çığırtkanlığını yapanların umurunda değil belki ama, Amerikan saldırganlığına "stratejik ortaklığın" faturası çok ağır olacak. Çünkü bu yolla hem Amerikan saldırganlığı meşrulaştırılacak, hem de Türkiye dahil bütün bölge ülkeleri müdahalelere açık hale gelecek…
Nasıl bir kanlı ortaklığın tarafı olduğumuzu erken sorgulamakta yarar var. "Amerika''nın yanında yer almazsak batarız" palavrasının arkasına sığınarak Amerikan taşeronluğuna soyunmak, ne yazık ki Türkiye''yi mahvolmaktan kurtarmaya yetmeyecektir.
Eğer Amerikan yapımı "diplomatik fuhuş"un stratejik ortağı olarak ayakta kalacaksak varsın eksik olsun... Çünkü bu dünyada Amerikan saldırganlığının "meşruiyet kaynağı" olarak yaşamaktan daha zillet verici bir durum olamaz."
***
Ve bildiğiniz üzere "Amerikan saldırganlığının stratejik ortağı" olan "iktidar"ın sahibi CHP yahut İYİ Parti değildi o günde….
Gerçekleri ters yüz ederek mi savacağız memleketin başındaki bunca belayı?