TFF Başkanı cevap ver...

Nihat Özdemir'in laflarını manşetlere taşıdılar. "Ben böyle bir tweetle falan ürkecek adam değilim. Sakin olun. Ben PKK'nın ne tehditlerini göğüsledim. Hep dik duracağız" şeklindeki saçmalamasına yarım sayfa yer verildi.

Sağ duyu sahibi birisi çıkıp da "PKK'yla Galatasaray'ı nasıl olup da aynı kefeye dahil ediyorsun" diye sormadı.

Kaldı ki Trabzon da feryat ediyor. Yedikleri ikinci golü izah edecek bir TFF yetkilisi ortaya çıkmadı.

Alet etmek

Spor, özellikle futbolda ağırlığı olan iki gazetede yer alan haberlere niye itiraz gelmedi. TFF Başkanı ortaya çıkıp "Bu haber yanlış" ya da "yalan" diyemedi. Demek ki koca camiaları hedef alacaksınız, ondan sonra soluğu Erdoğan'ın yanında alacaksınız; "Üstüme gelmeyin. Bakın arkamda kim var!"

Bir kabulü de araya sıkıştıracaksınız. Her ne kadar konu geçmişteki şampiyonluklarla ilgili olsa da yine hepsi birbiriyle bağlantılı...

Öneri

Rıdvan Dilmen'in NTV ekranlarından yaptığı çağrıya aynen katılıyorum:

"Daha yolun başındayken Federasyon, gecikmeden olağanüstü kongre kararı almalı."

Nihat Özdemir'in TFF Başkanlığı için destek veren olduğumdan da bin pişmanım.

Ya Trabzon

Maçları genelde canlı izlerim. Trabzon-Gençlerbirliği'nde de öyle yaptım. Bu yüzden "eyyam yorumcuları"na itibar etmem. Bu defa -aslında her defa- Bordo-Mavililerin 2 puanı gasp edildi. Yedikleri beraberlik golü öncesi kartlık faul vardı.

Eski yorumla, gözlerinin önündeki olaya düdük çalmayan hakemin kokartı sökülür!

Haksız mı?

Trabzonspor Kulübü Başkan Yardımcısı Ertuğrul Doğan da et, kemik ve sinirden yaratılmış bir insan. Kulübünün uğradığı haksızlıklara isyan etmesinden doğal ne olabilir?

"Artık şuna eminiz ki, TFF ve MHK tarafından Trabzonspor'a sistemli ve kasıtlı şekilde operasyon çekilmektedir. Tüm bunlar yarıştan koparma amacı gütmektedir.

Tek kulüp çatısı altında birleşenler ve bunların perde arkasındaki destekçilerinin neyi amaçladığı meydanda. TFF'yi ve bağlı kurumlarını yönetmeye çalışanların egemenliği acilen sonlandırılmalıdır."

Ertuğrul Doğan'ın özetle buraya aldığım isyanını savunacak kimse çıkacak mı? Bana göre bu kafalar cevap yerine ceza vereceklerdir.

***

Aynı yüzler

Akıl Çemberi'ni yönetme görevi Semiha Şahin'e verilmişti. Katılımcılar ise alıştığımız isimlerdi. Sadece CHP Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer ender gözükenlerdendi.

Fazla gürültüsü olmayan bir tartışmaydı. Aksaklık bazı bilgisizlik sergilenmesindendi. Adam çıkıp "İzmir BB Encümeni"ndeki önergeyi ısıtmaya kalktı. Belli ki bu işin nasıl sonuçlandığından haberi bile yok.

Kimileri de "HDP kıyamete kadar açık kalsın ki, PKK ile ilişkilerinde ne hale geleceği görülsün" diyebildiler. En çarpıcı laf da eski savcıdan çıktı; "Sana devlet bir şeyler sızdırıyor ki, sen de bize anlatıyorsun."

Kabine değişikliği

NTV'nin Siyasi İşler'inde yeni parti çalışmalarının işleniş şeklini beğendim.

"Kabinede değişiklik zor ama, partideki revizyon kolay" diyen Okan Müderrisoğlu idi.

"Tek tek yapın"

Burhanettin Duran da Ak Parti'deki görev değişiminin öne alınması gerektiğini söyledi. Bunun da formülünü önerdi; "Topluca değil de, tek tek yapılabilir."

Prof. Dr. Mithat Baydur kendi istihbaratını açıkladı; "Kabinede en az 5-6 bakan değişecek."

Büyük başkan

Hani bir laf vardı; "Hükümet gibi adam." Örnek mi istiyorsunuz; Hasan Akgün. Büyükçekmece Belediye Başkanı iki okul daha hizmete soktu. Hem de peş peşe. Önce Kumburgaz'da bir ilkokul. Adına dikkat edin; "Kuvayi Milliye." İsmi bile pek çok şeyin cevabı. Sonra Güzelce'deki Nezihe-Hasan Kılıç Anadolu Lisesi.

Başkan Akgün'ün sadece hükümet gibi özelliği yok. Arı gibi çalışıyor. Cami bile yaptırdığını hatırlatmak istiyorum.

Ne yapıp edip hayırseverleri teşvik ediyor. Böylece tüm önemli yatırımları devam ettirebiliyor. Teşekkürlerimiz bizim başkana...

DÜZELTME: Önceki günkü yazımda TRT'nin Tepebaşı stüdyolarındaki tadilattan söz etmiştim. Ancak "gecikme" lafını yanlış kullanmışım. Firmanın teslim için taahhüt ettiği tarih Ekim sonu imiş. Düzeltir, özür dilerim.

GÜNÜN SÖZÜ

Sağ elinin verdiğini, sol elin görmesin. Türk Atasözü

Yazarın Diğer Yazıları