Terörle mücadele en büyük engel!

“Bölücü terörle mücadelede aşmamız gereken en büyük engel nedir?” sorusuna cevap verebilmemiz için meselâ Yiğit Bulut’un Radikal’deki köşesinde dört ay önce dile getirdiği bir gerçeği sizlerle paylaşmamız gerekir:
“-Bill Clinton Mayıs 1997’de ’Yeni bir yüzyıl için Ulusal Güvenlik Stratejisi’adı verilen belgeyi imzaladı. Belgenin özü ABD çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin, gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılınması üzerine bina edilmişti. Aynı belgede Türkiye ve bulunduğumuz bölge ile ilgili şu cümleler yar aldı: ’İki yüz milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, İran, Kuzey Irak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) dünyanın artan enerji talebini karşılamada önemli bir rol oynamaya adaydır. Kendi petrol kaynaklarımız tükeneceğinden bu bölgedeki kaynaklara ulaşmak, ABD’nin yaşamsal çıkarlarından biridir’.”
Bilmemiz gereken işte bu, “ABD gerçeği” dir.
Yani ABD, Afganistan ve Irak’ı “ekonomik milliyetçiliği” gereği, “petrol için” işgal etmiştir.
Yine “Büyük Ortadoğu” ve “Ilımlı İslam Projeleri” de işte bu, “ABD’nin petrol için hayata geçirdiği ekonomik milliyetçiliği” ne bölge ülkelerinin millî ve imâni dirençlerini sıfırlamak için servise verdiği projelerdir. Bu projeler, “iki yüz milyon varillik petrol rezervine sahip Hazar bölgesinde” petrolleri millileştirmiş bir Saddam’ı, ABD ve İsrail’i şeytan gören bir İran’ı, emperyalizme karşı milli mücadele vermiş ve arkasında ABD dahil bütün Batı’nın olduğu PKK’yı dize getirerek silahlı kuvvetlerini Batı’ya bağımlı olmaktan kurtarma yönünde adımlar atmaya başlayan bir üniter Türkiye’yi devre dışı bırakma projeleridir.
ABD ve müttefikleri bu projelerle, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 30’a yakın, (petrol denizi üzerinde oturan) Müslüman ülkelerin sınırları değişecek ve “Müslüman’ım” diyenlerin, “Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır” düsturları örselenip, “Cihad” ruhları ellerinden alınacaktı. Bu projede ABD’nin tabii müttefiki elbette PKK ve elbette Irak’ın kuzeyindeki Barzani ve Talabani aşiretleri idi. Zâten ABD, Birinci Körfez Harbi sonrası, Irak’ın kuzeyinde bu aşiretler için “güvenli bölge” oluşturdu. Yetinmedi, sınırlarımız içinde bir yandan, Çekiç Güç vasıtasıyla, PKK’ya her türlü maddi ve lojistik desteği sağladı, diğer yandan da Türkiye’deki diplomatlarıyla bölgeyi mesken tutup Kürt vatandaşlarımıza, “Türklerle ayrı yönlerinizi öne çıkartın, desteğimizi arkanızda bulacaksınız” telkinlerinde bulundu, yani, bugünlerin temelini işte o günlerden atmaya başladı.
Türkiye’yi o gün yönetenler ABD ve müttefikleri İngiltere ve İsrail’in “art niyetini” göremediler, görseler bile göğüslemeye cesaret edemediler. Yine o günküler ne Öcalan’ın “asılmamak şartıyla” teslim edilişindeki sırrı çözebildiler, ne de başlarına geçirilen Kemal Derviş çuvalının farkına varabildiler. Ufaktan ufaktan bir şeyler anlamaya ve “Ne oluyor yahu?” demeye başladıklarında ise, altlarından sandalyeleri çekildi ve AKP’nin yoluna kırmızı halılar döşendi, biz bir de baktık ki, 28 Şubat’ın “kahramanı” Çevik Bir’ler ile 28 Şubat’ın mağduru rolünü oynayan Erdoğan-Gül ikilisi Yahudi lobilerinde ABD aklıyla sarmaş dolaşlar ve yine bir de baktık ki Erdoğan, “Büyük Ortadoğu Projesi” nin hayata geçmesi ve Diyarbakır’ın bu projede yıldız olması için dua ediyor, proje hayata geçsin diye “Eş Başkanlığa” koşuyor, yetmiyor, “Ilımlı İslâm Projesi” de hayata geçsin diye Türkiye’nin bütün imkanlarını Başbakan olarak seferber ediyor.
Özetlersek, bölücü terör ile mücadelenin önündeki en büyük engel ABD, İsrail ve İngiltere’nin bölge ve Türkiye için servise koydukları Büyük Ortadoğu Projesi ve Ilımlı İslam stratejileridir.
Üzülerek ifade edelim ki Erdoğan her iki projede de bu üçlünün “stratejik ortağı” dır? Bu projelerin uygulayıcısıdır, böyle olmaktan mutluluk ve şeref duymakta, bu akılla “bölücü terörle mücadele edebileceğini” sanmakta, hâlâ Bush, Rice ve Olmert’in gözünün içine bakmaktadır. Bu, esrar satıcısının aklıyla uyuşturucuyla mücadele etmek gibi, abes bir iştir.
Bu mücadelede milletimizin aşması gereken en büyük engel, işte bu engeldir.

Yazarın Diğer Yazıları