Teröristine göre değişir
“Amanın bov polis devleti oluyoruz” yaygarasını ekşi bir tebessümle izleyen kaç kişiyiz?
***
Bu kadar çabuk unutmayın.
Polisin, faili meçhul bir ihbarı gerekçe göstererek ordunun kozmik odasına kadar girebildiği ve fakat; “yasa dışı” dinleme, izleme iddia/ihbarlarını soruşturabilmek üzere bir tek savcının -değil beyni- emniyetin bahçe kapısından dahi içeri giremediği günlerde, Türkiye ne devletiydi sizce?
“Bir kısım” polisin “delil ürettiği” günlerde...
“Bir kısım” polisin “iddianame yazdığı” günlerde...
“Bir kısım” polisin “hüküm verdiği” günlerde...
“Bir kısım” polisin “yargısız infaz” yaptığı günlerde...
Emniyet teşkilatımızın “destan yazdığı” günlerde...
Ne devletiydi Türkiye?
Hanefi Avcı’nın kitabını bir kere daha okuyun bence.
***
Mevzubahis vatan ise; terörle mücadele ise, teröristi önleyici önlem ise;
Yüzünü kapatan “gösterici(!)” evet cezalandırılsın. Düşsün yüzündeki maske. Görelim; kim bu hain. “Taş atan çocuk(!)” mu, “karanlık el”mi, kadın mı, eteklikli erkek mi; kim?
Türkiye Cumhuriyeti’ne silah çekmişse elini kolunu sallaya sallaya dönmesin tabii adliyeden mahallesine; açılım dokunulmazlığına sığınamasın; tutuklansın.
“Şamar oğlanı”na dönmesin Türk polisi, taş yağmuruna tutulmasın; bu manada “mukavemet” in tabii ki önüne geçilsin.
Kaçımız itiraz edebiliriz bunlara.
Karşı çıktığımız “husus” başka:
Ya bu “torba” gün gelir de iktidara muhalif kim varsa onu “çuvallamak” için kullanılırsa?!
Teröre, teröriste karşı “nokta atışı”her türlü önlemi, yetkilendirmeyi destekleyelim tamam da;
“Terör” ve “terörist”i siyasi-ideolojik değil hukuki ölçülere göre tanımlayacağının garantisini verecek mi hükümet bana?
Çabuk unutmayın;
Bu ülkenin en kahraman evlatlarını “terörist” diye yargıladılar; hâlâ da belli değil akıbetleri. Kimi Yargıtay safhasını bekliyor, kimi yeniden yargılanmayı, kimi Anayasa Mahkemesi’nden çıkacak kararı.
Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı “terörist” diye yaftalandı;
Kuvvet Komutanları, Ordu Komutanları.
Çocuklarınız;
Ülkenin en iyi üniversitelerinde okuyan, eli kalem tutan, yaratan, üreten, ne dehaların gözleri çıkarıldı İstanbul’un orta yerinde “terörist” diye!
çArşı işte; “her şeye karşı” olmanın neticesi “terörist” ilan edildi.
Hepsini geçtim;
Bu ülkenin kurucuları, Kuvayı Milliye’nin efsanevi fedakarları, cesurları, milliyetperver anıtları “terörist” sayılmadı mı?
Yasalar, yönetmelikler, düzenlemeler, paketler değil; onların nasıl uygulanacağını ölçmeli-biçmeli-tartmalı-tartışmalıyız her şeyden önce.
Sormalıyız;
“Terörle mücadele”nin elini rahatlatan her türlü önlem başımızın üzerine ama bu “güvenlik paketi” yle hedeflenen ne?
Kimin “güvenliği” esas alınıyor uzun vadede?
“Devlet”in ise eyvallah!
“Millet”in ise, canımızı sokakta bulmadık ya, en çok biz seviniriz.
Amaaaaa....
Ya “süreç zeval görmesin” diye saçının teline zarar vermediğiniz “terorişko”lara diye alınan “tedbir”ler tez vakitte “iktidardan olmayan herkes” için susturucuya dönüşürse!
Bu endişeleri gidermek için “açıklama” dan fazlasına ihtiyaç var; mesela samimiyse direksiyonu “kanun devleti”nden “hukuk devleti” ne kırmakla işe başlayabilir iktidar!
NOT: Bu gece 20.30’da, artı 1 TV’de, ’Hilal’le Artı Muhabbet’te Hilal Ergenekon’un konuğuyum; sizi de bekleriz, hep birlikte sohbet ederiz....