Önce Milliyet’ten Hasan Cemal Kandil’e çıkmıştı. PKK’nın fiilen liderliğini yapan bir numaralı ismiyle görüşmüş ve dönmüştü. Kendisi “PKK’nın eski PKK olmadığını” ve “silahların susmasını” istediğini yazmıştı. Karayılan’ın “Kürt sorununda silahları devre dışı bırakabiliriz. Devlet de anlayış göstermeli”, “Hükümet açılım yaparsa, biz de gerekeni yaparız. Keşke bir adım atılsa...”, “Biraz empati! Artık ne asker ölsün, ne biz ölelim” dediğini altını çizerek anlatmıştı.
“Eller tetikten çekilsin!”
Hasan Cemal, o sıralarda karşılıklı olarak “eller tetikten çekilsin!” türünden popülist ve provokatif başlıklar atmaktan çekinmemişti. Ardından medyanın büyük bir kısmı da bu yaklaşımı alkışlamış ve desteklemişti.
Mehmet Ali Birand, 7 Mayıs 2009 tarihinde “Eski DEP Genel Başkanı Yaşar Kaya’dan tutun, Osman Öcalan’a kadar, Hasan Cemal’in temas ettiği hemen herkes, artık PKK’nın silah bırakma zamanının geldiğini, silahla bir yere varılamayacağının anlaşıldığını anlatıyor” diye yazmıştı. Hatta Yaşar Kaya’ya atfen Hasan Cemal’den yaptığı alıntıda Birand şöyle yazmıştı: “Bugün gelinen noktada ABD de, AB de, Irak da, Irak Kürdistan Yönetimi de kararlı. PKK meselesi tezgâhta, yürüyor. Bu iş artık bitecek. Gizli örgütler, silahlı mücadeleler devri kapandı. Kürt silahlı ayaklanmasının miadı doldu. Önşartsız silah bırakması en doğru yoldur PKK için” .
Kanla beslenen örgüt!
Hasan Cemal’in Kandil’e çıkmasının ardından gelişen süreçte Cumhurbaşkanı Gül’ün “İyi şeyler olacak!” söylemi gündeme düşmüştü. Ardından da Öcalan’ın İmralı’dan “barış için yol haritası” hazırlıklarından söz edilmeye başlanmıştı. İslamcı, neoliberal ve bölücü basın hükümete “hadi ne duruyorsunuz! Öcalan’dan önce yol haritasını siz açıklayın! Yoksa önümüzdeki günlerde hükümetin değil İmralı’nın yol haritasını tartışır olacağız!” türünden baskı yapmaya başlamıştı. Sonuçta AKP iktidarı alelacele bir “Kürt”, “Demokratik” ve “Milli Birlik” açılımı gerçekleştirdi. Habur’da ve devam eden süreçte yaşananlar herkesin malumudur. “Açılım” isteyen örgüt için açılım yapılmış ancak kanla beslenen örgüt kan dökmeye bir an bile ara vermemişti.
Örgütten yeni taktikler!
Bu kez Radikal’den Ertuğrul Mavioğlu Kandil’in yolunu tutmuş. O da terörün patronu Murat Karayılan ile görüşmüş. Radikal de Karayılan’ın “Özür dileriz!” dediğini manşetten vermiş. Gazeteye göre Murat Karayılan, “Evet, bizden kaynaklı hatalar oldu, siviller öldü. Bunlar için özür dileriz. Telafi etmek isteriz” demiş.
Örgütün elebaşısı bu söylemleriyle adeta sivillere “annenizi, babanızı ve çocuklarınızı katlettik ya da sakat bıraktık ama bu hataydı. Telafi etmek isteriz!” diyor. İlginç değil mi? Aynı zat Hasan Cemal’e “Hükümet açılım yaparsa, biz de gerekeni yaparız!” demişti. Bilindiği gibi AKP hükümeti de “Kürt açılımı” yapmıştı. PKK da buna gereken cevabı terörle verdi. Şimdi de örgüt, “siviller öldü, özür diler, telafi etmek isteriz!” diyerek yeni bir taktik atak geliştirmiş oluyor. Muhtemelen bundan sonra öldürdükleri sivilleri güvenlik güçlerinin üstüne atacakları yeni bir gerekçe yaratmış oluyorlar.
Karayılan malum röportajında “Devlet bizi yenemeyecek. Biz de devleti yenemeyeceğimizi anladık” demiş. Hâlbuki Tarafın anlı/şanlı yazarı, bir süre önce “Devlet yenildi”, “Dağdan inecek olan devlettir!” türünden salya sümük yazılar yazmıştı. Karayılan’ın açıklamalarından dersini bir kez daha almış olmalı.
Karayılan’ın bu söylemi üzerine malum odaklar “Örgüt bir yaklaşım sergiledi. Devlet de faili meçhul cinayetlerle ilgili adım atmalı”, “Hatadan dönmek erdemdir. Örgüt bir kapı araladı, bundan sonra karşılıklı olarak bunu yapmak lazım” türünden açıklamalar yapmaya başladılar.
Anlaşılan gazetecilerin Kandil’e çıkması, Karayılan’ın kabahatinden büyük “özrü” ve malum odakların devlete karşı adım atması için çağrıda bulunması tesadüf değil. Zira terör örgütü her atraksiyon öncesi taktik adım atıyor. Terör konusunda yeni gelişmelere herkes hazırlıklı olmalıdır.
