Terk edilmiş bir vaha; Tokat
Cumhuriyet Meydanı tıklım tıklım. Hep bir ağızdan söylüyorlar:
“Aleviyle Sünni bir, diyorsanız MHP!”
Meydanı inleten bir slogan daha var:
“Hırsız Tayyip!”
Tokat, coşkusuyla tur bindirdi şu ana kadar gezdiğimiz yerlere. Özellikle Turhal’ın hakkını teslim etmeli; gece yarısı, yüzlerce araçlık konvoyla yaptığı karşılamadan sonra, MHP lideri sevgi gösterileri arasında adım adım ilerleyebildi oteline.
2009’da Tokat’ta 12 ilçenin 7’sini kazanmış MHP. Beldelerle birlikte toplam 20 belediyesi var. Artova Belediye Başkanı partiden ihraç edilince ilçe sayısı 6’ya düşmüş; Erbağ, Niksar, Reşadiye, Başçiftlik, Pazar ve Sulusaray halen MHP’de. Şehirdeki nabza bakınca MHP’nin Bekir Baklacı ile yarışacağı Turhal geri alınacak, kadın adayı Kübra Sever Taşkıran ile yarışacağı Yeşilyurt ve Adnan İncebay’ı aday gösterdiği Almus da “artı” hanesine yazılacak gibi duruyor.
MHP Tokat İl Başkanı Murat Polat fazla iddialı, “O kadarla kalmaz 12’de 12 yapacağız” diyor.
AKP 2009’da Tokat Belediyesi’ni yüzde 51 ile kazanmış, MHP ise yüzde 19’da kalmış. 30 Mart’ta “mühendis” adayları Hüseyin Erkan İkikat’la bu makası kapatmakla kalmayıp, öne geçeceklerine inanıyorlar.
“Nasıl olacak” diyorum.
Halkın şikayetlerini sıralıyorlar:
“10 yılda hiç hizmet gelmedi Tokat’a. Yerinde sayıyor. Küçücük bir şehir ama trafik bile sorun. Çözüm diye ürettikleri projeler daha da keşmekeşe çevirdi trafiği. Çevre ve bağlantı yolları 12 yılda 5 defa ihale edildi ve hâlâ bitmedi. Tokat Türkiye’de Ardahan’dan sonra en çok göç veren il. 2007’ye kadar 7 milletvekili vardı. Şimdi 5. Böyle giderse temsili 4 vekile düşecek...”
Kazova, Artova, Zile... Bu kadar verimli topraklardan göç akıl alır şey değil. Tokat Milletvekili Reşat Doğru açıklıyor nedenini:
“Tokat’ta icralık olmayan hane yok neredeyse. Bu borç yükü çiftçiyi üretemez hale getirdi. Her yan mera ve orman ama aynı nedenle hayvancılık da bitti. Sigara, meyve suyu fabrikası, tekstil fabrikalarının kapanması işsiz sayısını yükseltti. Bir de özelleştirme kapsamındaki şeker fabrikası ha kapandı, ha kapanacak korkusu var...”
Başçiftlik’te 30 yaşın altında nüfus bulamazsınız diyor Tokatlılar vahamete dikkat çekebilmek için.
Türkiye’nin en kaliteli sularının kaynağı Niksar. Büyük sermayenin “arsenikli” söylentisinden sonra bir darbe de doğal kaynaklarına yemişler. “Yok öyle bir şey” diyor Niksar Belediyesi; oluşturduğu iki ayrı markayla resmen kefil oluyor Niksar’ın suyuna.
İklim güzel... Kebap güzel... Pekmez, kiraz, asma bağ-bahçe güzel... İnsanları misafirperver de; Taşhan’a gittik; esnaf sinek avlıyor. Belediyenin tartışmalı şekilde tahsis ettiği arazide yükselen alışveriş merkezi açıldıktan sonra daha da kesilecek esnafın işi.
Gazeteci olduğumuzu duyan geldi şikayet etti. Bakalım bu kadar kan ağladıktan, yaka silktikten sonra ne olacak Tokat’ın sandıktaki tercihi?
Berkin...
Tokat’ta kaldığımız otelin balkonunda mis gibi yayla havasını içime çekerken yanıp sönmeye başladı haber, ekranımda:
“Berkin’i kaybettik...”
Okmeydanı... Gezi... Kapkara kaşları... Artık nasıl bir “sentez” oluşturuyorsa “algı” da, lafı “oh olsun” demeye getiren yorumlar bile vardı sosyal medyada.
Paralel bir devlet yapısı inşa ederken değil, vatan toprağını “babalar gibi satarken” değil, Mehmet’lerimize kurşun sıkarken değil, ordumuza “kumpas” kurarken değil, “beytül mal”ın içini boşaltırken değil mahallelerindeki fırına ekmek almaya giderken geldi o fişek Berkin’in kafasına!
Hepsini geçtim, 15 yaşında bir çocuktu ya!
Ölümü kullanmaya çalışanlar olabilir, etnikçilik, bölücülük levyesine dönüştürmek isteyen nebbaşlar olabilir. Ve aslında tam da bu yüzden, bu kanlı tezgaha malzeme edilmesin en çok sen sahip çıkmalısın Berkin Elvan’a...
Ve eyyy zulmün iktidarı;
Öcalan’ı fındık-fıstık-bademle beslerken ekmeğinin peşindeki bir çocuğun da katili oldun ya... Öteki dünyayı Allah bilir, fani ömründe bu günah bile yeter seni vicdanlarımızda cayır cayır yakmaya!