Temel'in öğretilmiş çaresizliği!..

Geçen haftaki  bol fıkralı Pazar yazımıza okurlarımızdan oldukça olumlu tepkiler aldım.  “Devamını” istediler.
 “Okurumuza boynumuz kıldan ince”  diyelim ama gazetecilik hastalığı bu!
 Elimizde güncel bir haber varsa; o bizi rahatsız eder. Yanlış anlamayın!..
O haberi, sizlere duyuramamak bizi hasta eder. Bunun adı ince gazetecilik hastalığı.
Sıcak gündem maddelerinden biriyle ilgili gelişmeden haberi aktaralım sonra da devam edelim..
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu, 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den randevu isteyip, Güniz sokağa giderek   “71 muhtırası ve 80 ihtilalini, 28 Şubat sürecini” soracaklarını açıklamıştı. Sayın Süleyman Demirel’i aradım,  “Komisyona randevu verecek misiniz?” diye. Demirel,  “Şu anda bana gelen bir randevu talepleri yok. Hele bir talep etsinler o zaman düşünür ve cevap veririz” diye cevap verdi. Anlayacağınız,  “baba” ,  “şimdilik” , darbeleri araştıracak Meclis Komisyonuna kapıları kapatmadı.

***

Gelelim siyaset esprilerine..
TT Arena’da yapılacak AKP İl Kongresinde hedef, 100 bin kişiyi stada getirmekmiş. İl başkanlığı, GS, FB ve BJK amigolarından  “stat nasıl coşacak”  konusunda bilgi almış. Planlamadaki eksikliği görünce inanın bana çok üzüldüm!.. Bazı gazeteci-yazarlar,  “Bana da danışılmalıydı. Bizim neyimiz eksik. Onca emeklerimize yazık” diyerek kahrolmuşlardır.

***

Dünyaca ünlü şef Gürer Aykal, CHP’ye,  “şef disiplini” ,  “ritm, disiplin ve birlik ruhu” dersi verecekmiş. Kılıçdaroğlu’nun kendini ve Aykal’ı yormasına hiç gerek yoktu. AKP’nin orkestrasına baksınlar. Tek tip sazdan kursunlar orkestrayı. Hepsine de son delikten üfletsinler. Baksınlar bakalım  “bir sorun var mı?” diye..

***

Tayyip Erdoğan,  “Uludere haberi uydurma, maksat Obama’yı seçimlerde zora düşürmek”  deyince ABD Başkanı son sürat telefona sarılıp bizimkini aramış. Obama, telefonda dostu Erdoğan’a,  “Teşekkürler Tayyipçiğim. Bunu ben bile düşünemedim. Sayende tereyağından kıl çeker gibi seçimleri kazanacağım” demiş. Erdoğan’ın yeni tavsiyelerini dinleyen ABD Başkanı telefonu kapattıktan sonra Dışişleri Bakanı Clinton’a tüm kabine üyelerinin ortasında “ustaca” fırça atmış. Obama, bazı CIA ve Pentagon görevlilerini de,   “analiz fukarası oldukları”  gerekçesiyle görevden almış. Kulislerde, Necdet Özel Paşanın bir süreliğine yeniden ABD’ye gideceği konuşuluyor.

***

AKP üst üste seçimleri kazanınca siyaset dünyasında  “öğretilmiş-çaresizlik” in üstünde fazlaca kafa yoruldu. Kısaca olup bitenler,  “seçmen mecbur bırakıldığından oy veriyormuş” a dayandırıldı.
Temel’in de bir öğretilmiş çaresizliği varmış;
Sevdiği kızı bir türlü alamayan, sonunda Fadime ile mecbur kalıp evlenen Temel’e babası acırmış ve ona bir nasihat etmiş:
 “Bak uşağum!
Ben de senin gibiydum. Bu dünyada her istediğin olmay..
Fadime ile mecbur kalıp evlanduğunu bileyrum. Ama çok da mutsuz olmaman için sana bir nasihat vereyrum;
Ha bu yalan dünyada, sevduğunu alamaysan, aldığını sevacağsun!..
Sanal alemden bu hafta sizlere oldukça anlamlı sözler ve espriler toparladım.. Bakalım beğenecek misiniz?..
* 19 Mayıs 1919’da sadece Samsun’a ayak basılmamış; birilerinin de kuyruğuna öyle basılmış ki; kuyruk acıları hala dinmiyor!..
* Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki; orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır. (H.Friedrich)
* İnsanı yoran yaşadığı hayat değil, taşıdığı maskelerdir. (W.Shakespeare)
* Dünyada en adil dağıtılmış şey akıldır, çünkü kimse kendi payına düşenden şikayetçi değil.
* Hükümet memura ne önerdi?.. Yüzde 3+ yüzde 3+ yoğurt..
* Görünüşe aldanma! Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir. (Mevlana)
* Bütün gece annem uyutmadı!.. Bir şarkı tutturmuş,” neni de neni “Off ya!..
* Güven tek kullanımlıktır gitti mi gelmez!..
* Üç çeşit insan vardır;
olmazsa olmazlar, olmasa da olurlar, olmaması gerekenler.
* Neden hep insanlık bende kalıyor.. Gidecek başka yeri yok mu?
* İnsanlarla münasebetin, ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma; donarsın. Çok yaklaşma; yanarsın.
* Hadi simit satanı anlıyorum, kestane satanı da; peki dost satmak da ne oluyor!.. O da mı ekmek parası?..
* Biletine büyük ikramiye çıkan Temel’i üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda çevirmiş.
“Ula Temel, sana büyük ikramiye çiktiği halde üç aydir niye borcunu ödemeysun?
 “Zengin oldi, değuştu demasunlar”.
* Aldanma insanların samimiyetine!
Menfaatleri gelir her şeyden önce..
Vaad etmeseydi Allah Cenneti;
O’na bile etmezlerdi secde!..
(M.Akif Ersoy)
* Sırtından vurana kızma; ona güvenip arkanı dönen sensin. Arkandan konuşana da kızma; onu insan yerine koyan yine sensin.
* Çok uğraştım insanların söküklerini dikmek için, ama beceremedim. Anladım ki; sökük kişilikteyse, dikiş tutmuyor.
(Terzi Kelami)
İyi Pazarlar, efendim...

Yazarın Diğer Yazıları