Tembel adam ideolojisi!
Sorunu anlamak yarı yarıya çözmektir. Ortaya çıkan sonuçlara akla uygun nedenler üreterek sorundan kaçmak tembel adam ideolojisidir. Sorunun nedenlerini başkalarına ihale etmek, sorundan kendini soyutlamak sorunun altında ezilmek anlamına gelir.
Gün bulup gün tüketmek, "yarın Allah kerim" diyerek, yalnız bugün için yaşamak yarın için bugün rahatına kıyamamak felaketlerin en büyüğüdür. Geleceğini düşünmekten aciz tembel adamların geleceği yoktur. Onların yönettikleri ülkelerin de…
Gelecek yarın için bugün rahatına kıyanların olacaktır.
Kehanetler ve senaryolar!
Koronavirüs dolaysıyla ortaya atılan görüş ve gösterilen kanıtlar akıl karıştıracak nitelikte olduğu gibi ABD/AB gibi ülkelerin geleceği nasıl yönetmeye çalıştıklarının da kanıtı niteliğindedir.
Bu görüşlerden birisi Türkçeye "Günlerin Sonu" olarak "End of Days" adıyla 2008 yılında çevrilen eserde vardır. Kitapta şu ifadelere yer alıyor: "2020'de akciğerlere ve bronşlara saldıran ve tüm bilinen tedavilere direnen ciddi bir zatürre benzeri hastalık dünyaya yayılacak." Kehanet adlı kitap insanlığın 2020 yılında karşılaştığı koronavirüsü önceden haber veriyor gibidir.
Bir başka öngörü de, Microsoft'un kurucusundan gelmiştir. Bill Gates, 2015 yılında yaptığı bir TED X konuşmasında, dünyayı bir sonraki büyük salgına karşı uyarmıştı ve "Önümüzdeki 10 yılda bir şey 10 milyon insanı öldürürse bu muhtemelen savaş değil, oldukça bulaşıcı bir virüs olacaktır" demişti.
Bill Gates, 'biyoterörizm'den bahsetmiş, savaş oyunlarına değil bakteri oyunlarına dikkati çekmiştir.
Bugünü dünden görerek gerekli hazırlıkları yapanlar var. Sözgelimi Alman Meclisi'ne, 10.12.2012 tarihinde sunulan bir rapor dikkat çekicidir. Rapor, Robert Koch Enstitüsü başkanlığındaki bir heyet tarafından hazırlanmıştır. Alman hükümeti de bu rapora dayanarak ülkedeki sağlık sistemini güçlendirip tüm önlemleri aldığı açıklanmıştır.
Raporda "Ülke olarak virüse karşı hazırlıklı olmalıyız. Salgının üç yıl süreceği virüsün iki kez mutasyona uğrayacağı ve aşısının ancak üç yılda bulunabileceği" ifadeleri var. Merkel'in sekiz yıl sonra açıkladığı tüm önlemlerin 8 yıl önceki raporda aynen yer aldığı da ifade ediliyor.
Türkiye'den yazar Ertan Özyiğit, virüs salgını atlatıldıktan sonra tüm yaşam biçiminin değişeceğini söylüyor. "Bundan sonraki tüm hayat krediler tarafından belirlenecek. Yakın zamanda Bill Gates'in yine koronavirüsü bahane ederek ortaya çıkardığı, bir türlü insanlara takılamayan çipi takacaklar. Artık bu çiplerle birlikte devletlere de ihtiyaç kalmayacak" diyor.
Diğer yandan uluslararası bilim ekibi tarafından yapılan bir çalışmada, yeni tip Kovid-19 virüsünün doğal kökenlerinin bulunduğu ve tamamen evrim yoluyla oluştuğu sonucuna varıldığı belirtilmiştir. Kovid-19 virüsünün yapay olarak veya laboratuvar ortamında üretildiğine dair hiçbir belirti göstermediği belirtiliyor.
Yalnız batılı bilim değil kültür, sanat insanlarının da insanlığı gelecekte neyin beklediğini, ortaya çıkması muhtemel sorunların dünyayı nasıl etkileyeceğine yönelik düşünceler ortaya koymuşlardır. Aya gitmeden önce "Aya Seyahat'le ilgili hikâyeleri yazmışlar, küresel ısınmanın sonuçları ortaya çıkmadan önce küresel ısınmanın dünyayı nasıl değiştireceğini, insanlar rüyalarında bile uyduyu görmedikleri bir zamanda uydunun insan hayatını nasıl etkileyeceğine yönelik düşüncelerini ortaya koymuşlardır.
Dahası Batı'da virüsle ilgili 1950 yılından bugüne sayısız film yapmıştır. Bunlardan bir kaçının adı şunlar: Panıc ın the streets (1950), The Andromeda straın (1971), Outbreak Twel ve Monkeys (1995), Virüslerin sebep olduğu ve herkesi zombiye ya da vampire çeviren film de var. "28 Days layter", "28 Weeks Later", "Underworld" gibi film ve seriler bunlardan bir kaçıdır.
Türkiye'de son on yıllık siyasetin, medyanın, aydının, bilim, kültür ve sanat dünyasının gündemine bakılırsa aradaki fark anlaşılmış olur!