Küresel işgalci güç ve bölgesel işbirlikçileri elbirliğiyle Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmeye çalışmaktadır. Bunun için Türkiye’nin Irak’taki doğal, demografik ve siyasi bağlantıları bir bir koparılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’yle Türkmenler arasında doğrudan bağlantı imkânı veren Telafer bölgesinin Kürt yönetimine katılması için yapılan çabaların amacı budur. Böyle bir oldubitti, Türkiye’nin bölgedeki stratejik çıkarlarına indirilen en büyük darbe olacaktır.
Türkiye, telekulak, türban ve parti kapatma davalarıyla meşgulken Barzani yönetimi bu amaçla Irak’ın kuzeyinde birbirinden ilginç entrikalar çevirmektedir. İtiraf etmek gerekir ki malum güçlerin uyguladığı Türkiye’yi iç çelişkilerle meşgul ve terörle muhatap ederek önceliklerini değiştirmek yöntemi son derece başarılı olmuştur. Türkiye’nin siyaset yapıcı aktörleri ise olayların arkasından sürüklenmeyi gelenek haline getirdikleri için durumun vahametini kavramakta sıkıntı çekmektedir.
Dick Cheney’nin Verdiği Mesaj!
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Türkiye’ye Erbil üzerinden gelmişti. Cheney’nin verdiği mesaj açıktı: “Kuzey Irak Yönetimiyle ilişki kurun ve kurulmuş olan fiili yapıyı tanıyın!” Nitekim Dick Cheney’nin ziyaretinden sonra Irak Cumhurbaşkanı sıfatıyla Celal Talabani Türkiye’yi ziyaret etti. Ardından da Türkiye’den giden heyetlerle bölgesel Kürt yönetimi arasında görüşmeler yapıldı. Türk heyetleri daha önce teröre destek vermekle suçladıkları Kürt yönetimiyle görüşürken, onlar da Kandil’deki terör kamplarına kamyonlarla teçhizat ve mühimmat taşıma işlerine devam ediyorlardı.
Bölgedeki son gelişmeler terör ve Kürt yönetimiyle yapılan görüşmelerden ibaret değildir. Kürt yönetimi Türkmen bölgesini kendi denetimi altına sokmak için BM ve ABD ile koordineli ve hummalı bir çalışma başlatmıştır. Bu bağlamda Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani, geçtiğimiz günlerde Kerkük konusunda referandumdan başka çözümlerin de olabileceğinden söz etti. Türkiye’de bazıları bunu “Barzani’nin U dönüşü” olarak nitelendirdi. Halbuki durum böyle değildir. Barzani, bu konuşmasında “Kerkük’te iktidarı Araplarla paylaşabileceklerinden” söz etti. Barzani, Türkmenlerden özellikle söz etmedi. Çünkü malum zat bölgede Türkmenleri yok sayıyor.
Kerkük’e Fiilen, Telafer’e Siyaseten El Koymak!
Kerkük Referandum’unu erteleme karşılığında -ABD’nin inisiyatifiyle- bir anlamda bölgedeki ihtilaflı yerlerle ilgili rapor hazırlamak görevi, BM özel temsilcisi sıfatıyla Barzani yanlısı Staffan de Mistura’ya verilmişti.
Staffan de Mistura ise bölgesel Kürt yönetiminin Irak içindeki sınırlarını Türkmenler, Yezidiler ve Araplar aleyhine genişleten bir plan hazırladı. Plan ihtilaflı bölgeler olarak Türkmenlerin ve Yezidilerin yaşadığı toprakları kabul ederek, bu bölgelerin büyük ölçüde Kürt yönetimine bağlanmasını öngörüyor. Özellikle rapor, nüfusunun tamamı Türkmen olan Telafer kentini ihtilaflı bölge sayarak bu toprakların Kürt yönetimine bırakılmasını talep ediyor. Telafer, Türkiye’yle sınır ve aynı zamanda Irak Kürtleriyle Suriye Kürtleri arasındaki en büyük bariyerdir. Bu bölgenin Kürt yönetimine bağlanması halinde Barzani’nin iredintist emellerinin önündeki önemli bir engel ortadan kalkmış olacaktır. Böylece Türkiye’nin de Irak coğrafyasıyla olan fiziki bağlantısı tamamen kopartılacaktır.
Bir yandan Mistura’nın planı devreye sokulurken, diğer yandan da Barzani’ye bağlı Peşmerge istihbaratı Telafer Bölgesinde provokasyon ve entrikalarını sürdürmektedir. Peşmerge istihbaratı bölgede el altından terörist ve kışkırtıcı eylemler planlayarak şiddeti Telafer üzerinde yoğunlaştırmaya çalışmaktadır. Böylece bölgeye ABD ve Peşmerge güçlerinin sözde terörle mücadele kapsamında müdahalesinin önü açılacaktır.
Not: Ümit Özdağ tarafından yazılan Telafer: Bir Türkmen Kentinin Direnişi adlı kitap Fark yayınlarınca yayınlanmıştır. İlgilenenler için telefon: 03124172730
