Tekmeye tepkide çifte ölçü
"Türbanlı bacıma saldırdılar" diye dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük tepki gösterdiği ancak sonradan yalan olduğu anlaşılan olayı hatırladım şortlu hemşireye yapılan tekmeli saldırı gündeme gelince. Peki, neden Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar tepki göstermediler?
Türkiye'yi ayağa kaldıran bir saldırıyı (!) Haziran 2013'te Gezi Parkı olaylarının yaşandığı günlerde dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan açıkladı. Başbakanın adını vermediği başörtülü bir kadın, Kabataş'ta, güpegündüz saldırıya uğramıştı. Belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik bir grup, bebeğiyle birlikte durakta bekleyen genç kadını dövmüştü. Yetmemiş, üzerine idrarlarını yapmışlardı.
Bu vahşet, dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanları ve AKP yöneticileri tarafından günlerce eleştirildi, Gezi Parkı eylemlerinin ne kadar vahşi olduğu gazeteciler tarafından da gündeme taşındı.
Ancak aradan günler, aylar geçince anlaşıldı ki böyle bir saldırı asla olmamış. Gezi Parkı olaylarını kötülemek için tamamen bir kurgu imiş.
Şimdi bu kurgudan günümüzün gerçek olayına gelelim.
Kendini bilmez bir saldırgan, belediye otobüsünde şortlu diye bir hemşirenin yüzüne tekme atıyor.
Yakalanan tekmeci Abdullah Çakıroğlu, savcı tarafından mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı. Ancak kadınlardan ve medyadan büyük tepki gelince yine gözaltına alındı. Ve ardından da tutuklandı.
Şimdi iki olayı vicdanlarınızda karşılaştırın lütfen.
Eğer bu tekme, şortlu bir bacıma da türbanlı bir bacıma da atılsaydı, ben ayni tepkiyi gösterir, insanlık dışı olduğunu savunurdum.
Pekı, Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'dan, bakanlardan AKP'nin yöneticilerinden hangisinden çok sert bir açıklama gördünüz?
Hele hele o saldırganı serbest bırakan Sayın Savcı size soruyorum, "sizin kızınıza, eşinize böyle bir saldırı olsaydı ne derdiniz?"
Bu tür insanlık dışı saldırıların en ağır cezayı almaları gerekir ki caydırıcılık yaratsın.
Bu tür insanlık dışı saldırıların siyasiler tarafından da en ağır şekilde eleştirilmesi gerekir ki caydırıcılık yaratsın.