Tek suçlu Emniyet mi?..

Ankara katliamı...

Fatura, İl Emniyet Müdürü ile ona bağlı çalışan iki şube müdürüne kesildi..

Milletin gazının alınmasına yetti mi?..

Hamlenin millet/devlet için değil saltanatın bekası için yapıldığı belli!..

Ne demişti AKP iktidarı?.. Neler yapmıştı?.. Sözde kalan "milletin güvenliği" için;

Ekim 2014'teki "Kobani" ayaklanmaları sonrasında bizzat "Başbakan" Davutoğlu'nun da ifade ettiği gibi "ulusal güvenliğimiz için iç güvenlik yasasına ihtiyacımız var" dendi... Bu yasa ile polise adeta olağanüstü hâl yetkisi verildi. Polis, makul şüphe ile istediği kişiyi, yeri arayabiliyordu, gözaltına alabiliyordu vs...

Bundan önce de AKP, MİT'e, diktatörlerin muhaberat teşkilatlarında bulunan yetkileri istemişti. MİT'e sınırsız yetki veren yasayı çıkardılar ve dediler ki "MİT mevcut yasa ile istihbarat toplamakta zorlanıyor, bu yasa ile MİT süper olacak."

Şimdi sormazlar mı?.. Polise yetki istediniz aldınız. MİT'e yetki istediniz, aldınız. Ee! Şimdi Cumhuriyetin en ağır terör saldırıları bu yasalar çıktıktan sonra oldu. Bunu neyle izah edeceksiniz?..

Yasa iyi de siz ve atadıklarınız mı beceriksiz? Yoksa, halen yasalar yetersiz mi?..

Dünyada demokratik ülkelerdeki hiçbir polis gücünde bizdeki iç güvenlik yasasının verdiği yetki, dokunulmazlık yok.

Dünyada hiçbir demokratik ülkenin istihbarat teşkilatında bizim MİT'teki yetki, dokunulmazlık yok.

Haydi diyelim ki; Ankara İl Emniyet Müdürü ve altındaki şube müdürleri başarısız oldular ve görevden alındılar. Peki MİT'e ne diyelim?

MİT yasası tartışılırken dünyada etkin bir istihbarat teşkilatından dem vuruldu. Hakan Fidan, MİT'in kuruluş yıldönümünde, 6 Ocak 2012'de dünyanın en iyi beş istihbarat servisinden biri olmayı vaat ediyordu.

MİT yasasını TBMM'de savunan Beşir Atalay, adeta MİT'in bu yasa ile müthiş bir istihbarat teşkilatı olacağını anlatıyordu.

Ne oldu peki?..

MİT, PKK konusunda en yetkili kurum oldu. Uludere yaşandı. Sonra MİT'le "çözüm süreci" başlatıldı. Derken süreç "dolaba konuldu." Şimdi bu sürecin erken sonuçlarını 3 ayda yaklaşık 200 şehit ile gördük. Daha ne getireceğini bilmiyoruz ama fatura kabarık gelecek gibi. Ülkenin birçok yerine güvenlik güçleri bile giremiyor artık.

Bölgenin 1 numarası olması vaat edilen MİT, Suriye konusuna da el attı. Meşhur TIR'lar... Suriye'ye yönelik çalışsın diye "özel adamlar" getirildi kuruma.

"Esed 3 ayda gidecek" dediler. 5 yıl geçti halen daha sağlam durumda yerinde. 2 milyon Suriyeli topraklarımızda yaşam savaşı veriyor. Dilenen, satılan, Akdeniz ve Ege'de boğulanlar.

Süleymanşah Saygı Karakolu'nu taşımak zorunda kaldık. PKK'nın kolu PYD, PKK'nın Türkiye'de 40 yıldır yapamadığını Suriye'de 2 yıl içinde yaptı 3 kanton devlet ilan etti. Suriye'de varlığını koruyan Türkmenlerin neredeyse kökü kazınacak. IŞİD gibi radikal örgütlerle ilişkiler nedeniyle ülke teröre destek veren ülke oldu.

MİT'in kendi personeli Esad'a çalıştı ve muhalif komutanı Esad'a teslim etti. Tüm komşularımızla ilişkiler bozuldu. IŞİD, Suriye'den gelip birkaç kez katliam yaptı...

MİT Orta Doğu'ya el attı. 5 ülkede elçimiz kalmadı.

Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz. Zira MİT'in el atıp batırdığı işler çok, ama başardığı iş yok.

"Şimdi, birileri ulusal güvenliğin diktatörlük yasalarıyla değil, özgürlükler ve etkin devlet kurumları, en başta da etkin istihbarat kuruluşu ile olduğunu anlamıştır umarım" desem!.. Bana "Polyanacılık mı oynuyorsun" diye şaşkın şaşkın bakar mısınız?..

MİT, dış operasyonlarda çok güçlenecekti. Ne oldu?.. Suriye konusunu başından beri yürüten, içeride operasyondan anlayan yokmuş gibi dışarıdan getirilen Operasyon Daire Başkanı, yıllardır aynı yerinde. Bu süre zarfında Suriye'de ne fiyaskolar yaşadık.

Güvenlik istihbaratının başındaki MİT yöneticisi. En az Müsteşar Yardımcısı kadar "çözüm süreci"ni biliyor. PKK'nın hazırlıklarını biliyor. IŞİD'i biliyor. Eylemcilerini biliyor.

İstihbarata Karşı Koyma Başkanı, AKP'lilerin en çok kullandığı "dış güçlerin Türkiye'de oynadığı oyunları" çözmekten sorumlu. Suriye istihbaratı ülkede operasyon yapmış. Fakat, hâlâ herkes yerli yerinde!..

MİT'in içinde analizden anlayan yokmuş gibi, dışarıdan getirilen Stratejik Analiz Başkanı. Türkiye birçok fiyaskoyu yaşıyor ama olayların doğru analiz edildiğine dair emare yok. Doğru analiz olsaydı Suriye, Çözüm Süreci, Mısır, Libya, İsrail vd. konularda çuvallamazdık herhalde.

Ankara İl Emniyet Müdürü'nü herkes biliyor o görevden alındı. Ama MİT'in Ankara Bölge Başkanı'nı kimse bilmez. Onun için ondan kimse de hesap sormuyor.

Lafı uzatmayalım. Muhaberat yasalarıyla "Süper MİT" olunmuyor. Tarihin en ağır fiyaskolarının neden son dönemde yaşandığını sorgulamak gerek. Ama bunu önce ülkenin istihbarat kurumu MİT'in yapması gerek. MİT başarısızlığını sorgulamaya başladığında, yasası olmasa da başarı gelecektir.

İstihbaratçı ön alandır, uyarandır. Sürekli sizi tasdik eden istihbaratçı olamaz, başka bir şey olur. Tüm başarısızlığına rağmen onları tutuyorsanız, onların yaptığı hoşunuza gidiyor demektir.

Etkin istihbarat kuruluşu, dokunulmazlık yasaları ve her istediğini yapmaya yetkili olmakla değil, akıllı yönetim ve kabiliyetli insanların çalışmasıyla mümkündür.

Devletin salonuna açılan odasının altına kazılan gizli tünelin bir an önce kapatılması gerekiyor.

Ancak bu kadar söyleyebildim...

Siz anladınız!..

Yazarın Diğer Yazıları