Tayyip’in sırrı!

“İktidar fındık üreticisine üvey evlat muamelesi yaptı. Alım fiyatlarını düşük tuttu. Perişan üretici eylem üstüne eylem yaptı... Ordu’da AKP yüzde 61 aldı.. Deprem Simav’ı vurdu. Devlet üç gün sonra yardıma koştu. Vatandaş AKP’ye tepkiliydi. Bir de siyanür olayı yaşandı. Kütahya’da AKP yüzde 65 aldı(Sözcü,15.6.2011)”
Perişan olmuş üretici Ordu’da, deprem ve siyanürün vurduğu Kütahya ve tabii Türkiye’nin dört bir yanında oyunu niye Recep Tayyip Erdoğan’a batman batman veriyor da diğerlerine adeta koklatıyor? Oy oranları yüzde 10 ve 20 küsur civarlarında olan mağlupların bir tek mazereti var: “Erdoğan devletin bütün imkânlarını kullandı. Valiler, kaymakamlar bile AKP’nin hizmetindeydi.”
Tek başına bu savunma dahi aslında kendilerinin hak ettikleri oydan bile fazla aldıklarının ispatından başka bir şey değil. Beyler, 1946 seçimlerinde Demokrat Parti ile CHP hangi şartlar altında yarıştı siz bunu biliyorsunuz. O gün valiler CHP’nin İl Başkanı, kaymakamlar da İlçe Başkanı idi. Sadece bu kadar mı? Seçimlerde “Açık oy/Gizli tasnif” uygulandı. Yani seçmen jandarma ve onların amirleri CHP İl ve İlçe Başkanı Vali ve Kaymakamlara göstere göstere mührünü basmak zorunda kaldı. Ensede dipçikle DP’ye oy vermek kolay mı? Yetmedi “açık” verilen oylar “gizli” sayıldı. Bu ne demekti? Bu, her şeye rağmen DP’ye oy veren babayiğit oldu ise bu oyun tutanaklara geçirilmemesi demekti. Nitekim silme CHP’nin kazandığı ilân edilen bazı sandıklarda DP’ye oy veren vatandaşlar sandıklara el koymak zorunda kaldı. İşte bu şartlarda bile Demokrat Parti yüzde 13 oy almayı başardı. AKP devleti ve devletin imkânlarını ne kadar kullanırsa kullansın 2011 seçimleri 1946 seçimleri ile mukayese edilebilir mi?
Bir de, “MHP’yi barajın altında bırakmak istiyordu, olmadı” deyip “MHP başardı, AKP başaramadı” veya “CHP milletvekili sayısını artırdı, AKP hedefini tutturamadı” denmiyor mu; insanın aklı duruyor. Siyasete fiilen girdiği 1983’ten beri her seçimde sürekli kazanan ve 2007 seçimlerinde aldığı yüzde 46.6 oyu bu seçimlerde yüzde 50’ye çıkaran AKP ve Erdoğan başarısız, girdiği her seçimde oylarını düşüren ve iktidar koltuğunu hedefledikleri ufuklarda bile göremeyenler başarılı, öyle mi? Bu halleri başarı ise Erdoğan’ın yüzde 50’sini onlar alsaydı o zaman ne diyeceklerdi acaba? Mağluplar, “Başarılıyız” deyip teşkilâtları zapturapt altına almaya çalışırlarken Erdoğan, “Yahu biz yüzde 50 oy aldık tamam da, diğer yüzde 50 niye bize oy vermedi, şunu bilimsel olarak ciddi bir şekilde araştıralım” diye daha sandıkların açıldığı akşam düğmeye bastı... Ve yine.... Erdoğan’ın sürekli kazanmadaki sırlarından biri galip geldiği her seçimin hemen arkasından yeni bir ruh ve heyecanla teşkilâtını bir sonraki seçimlere motive etmesi ve sonuca ulaşmak için ne lazım geliyorsa tamamının yapılması için bütün unsurları harekete geçirmesi ve süreci çok yakından takip etmesi ise; rakiplerinin mağlubiyet sebeplerinin biri de seçimlere birkaç ay kalana kadar bir daha seçim olmayacakmış gibi atalete kapılmaları ve partideki koltuklarını tahkimle meşgul olmaları değil midir?
Ve gelelim esas meseleye...
Erdoğan’ın AKP’si halkın gözünde namaz kılan, oruç tutan, namaz kılıp oruç tutmasa bile bunun ezikliğini içinde hisseden, başörtülüyü, Osmanlı’yı seven, Atatürk’e minnet duyan ama CHP’yi sevmeyenleri temsil ediyor. Bu kesim ortalama bu milletin yüzde 70’idir. Atatürk’ü sevip CHP’yi sevmemek nasıl olur demeyin? Bu millet Türk Ordusunu Peygamber Ocağı olarak görür ama bazı komutanların kimi uygulamalarını içine bir türlü sindiremez, işte bu da öyle bir şeydir. Camideki Erdoğan’ın BOP Eş Başkanı olduğunu bu millet camide görmediklerinden duyduğunda bunun hiçbir anlamı olmaz. Hatta Erdoğan, “Ben BOP eş Başkanıyım” der, millet de, “Demek ki o iyi bir şey diye” oyunu BOP konusunda doğruyu söyleyen size değil, Erdoğan’a verir. Nitekim öyle de oldu.
Yazacak o kadar çok şey var ki...

Yazarın Diğer Yazıları