Tayyip Erdoğan istedi böyle oldu... Beytüşşebap; Beyti-kebap...

Sakın ha!..
Büyütmeyin..
Bir sütun bile haber yapmayın...
Neyi? Şehit haberlerini..
Yoksa?
PKK propagandacısı olursunuz.
Sultan hazretleri böyle buyurdu ya!..
Olur..
Sanki, kınalı kuzuları biz gazeteciler gidip şehit ediyoruz.
Terör örgütünün eline her türlü silahı da bizler tutuşturduk..
Oslo görüşmelerini de bizler tezgahladık.
Barzani’nin evinden çıkmayan da bizleriz.
Habur açılımının mimarı da biziz..
Leyla Zana’yı kahraman ilan edip görüşüp, çözüm önerilerini almadık mı?
Teröre karşı mücadele eden o komutanlar yok mu?..
Onları da terörist diye biz içeri tıktık..
“İyi şeyler olacak”ı hangi ülkeye uçarken söylemiştim hatırlamıyorum bile..
Hele “o akil adamlar” buluşum yok mu ?
Kendimi Amerika’yı yeniden keşfetmiş gibi hissetmiştim..
Öcalan ve terör örgütü üyeleri affedilsin, Kürdistan kurulsun, Kürtçe ana dil olsun. Bunlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır.
Selahattin Demirtaş, Aysel Tuğluk..
Dişili-erkekli barış güvercinleri..
David Petraeus için “Başımıza çuval geçirdi” diyenler utansın. Adam bize don giydirmişti. Şimdi de diktirdiği takım elbiselerin provasını yapmak için geldi.
Eğer rengini beğenmezsek, yenilerini yaptıracakmış!..
Sultan hazretleri öyle buyurdu ya!..
Bize aksini düşünmek zinhar haramdır..
Gazeteci olarak neleri büyütmemiz lazım?
Tayyip Erdoğan’ı...
Sadece ve sadece Tayyip Erdoğan’ı..
Beytüşşebap’ta ne mi olmuş?
Hiiiç...
Yoksa bir şey mi olmuş?
Yok yok canııım. Ne olacak?
Sakın ha yanılıp da terör örgütünün tuzağına düşüp bir şeyler uydurmayın..
Uydurup, aslı astarı olmayan haberleri masa başında tezgahlarsanız(!) siz bilirsiniz. Sonuçlarına katlanırsınız..
Biz gazeteciler olarak, yapıp yapmayacaklarımızı çok iyi biliyoruz.
Test ettik, öğrendik, çok tecrübeli gazeteciler olduk.
Ya siz sade vatandaşlar?
Bu aralar vakit namazlarında camilere hiç uğramayın.
Namazınızı evde kılın.
Yoksa!..
Allah esirgesin. Her gittiğiniz caminin avlusunda Türk Bayrağına sarılı şehit cenazeleri gördüm sanırsınız. Bir de boş yere cenaze namazına durursunuz. Namaz sonrası kurduğunuz hayale dayalı olarak galeyana gelip “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atıp bölücü örgüt propagandası yaparsınız.
Paranoyaklığın sonu var mı?..
Hayal görüp de, evlat acısından yıkıldığını zannettiğiniz ailelere taziye vermeye kalkarsınız.
Sizin, bu boş boş, ortada bir şey yokken kendi kendinize yaptığınız hareketleri görenler ne yapar?
En iyimser tahminle; doğru akıl hastanesine veya savcının karşısına....
Bakın, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ne buyurmuş?
“4+4+4” ü eleştirenler de PKK’lılarmış..
Hükümeti ve yaptıklarını tenkit etmeyi bundan sonra aklınızdan geçirmeyi bile aklınızdan geçirmeyin.. Eğer yanlışlıkla, aklınızdan geçirdiğinizi bir çakarlarsa, birileri gelip “Senin adın Murat Karayılanmış. İşte seni yakaladık. AKP adaletinin elinden kimse kurtulamaz ” diye alır götürürler. Merkezde bir güzel sorgularlar, sonrasında kodeste gazetelerden verdiğin ifadeleri okuduğunda sen bile inanırsın Murat Karayılan olduğuna.
Sakın ha bana da darılma!..
PKK borazancısı olmamak ve tuzağa düşmemek(!) için ben de çanak yalamaya devam ederim.
Sultan Tayyip istedi böyle oldu.
Bugünkü gazetelerde, Beytüşşebap’ta şehit haberleri filan görürsen, ona da inanma!.. Bunların hepsi dezenformasyon.. PKK için yapılan bilinçli propaganda faaliyetleri.. Düşmüşlerdir yine PKK tuzağına. Allah kurtarsın!..
Sen en iyisi mi ne yap?
Git.
Bir Tayyip Erdoğan gazetesi al, oku ve de her ne olursa olsun kalbini ferah tut.
Beytüşşebap diye bir yer yokmuş. Bunların hepsi uydurmaymış. Oranın asıl adı, Beytül-kebapmış. İnsanları çok huzur ve güven içinde yaşarmış. Bunun aksini iddia edenler PKK borazanlarıymış.
Tayyip usta böyle buyurdu.
Paçası yiyen karşı çıksın!..

Yazarın Diğer Yazıları