Tayyip Beyin Kıbrıs çılgınlıkları
Anavatan Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan merakla beklenen ‘Çılgın Projesi’ni’ açıkladı. Kanal İstanbul projesinin açıklanması tartışmaları da beraberinde getirdi. Projenin yeni olmadığı, Osmanlı’dan beri İstanbul’a ikinci Boğaz açmayı öngören planların mevcut olduğu ortaya kondu; Başbakan eleştirildi. Bana göre Tayyip Erdoğan’ın en çılgın projesi Kıbrıs’ta gerçekleşmiştir. Tayyip Beyin en çılgın projesi KKTC’nin yıkılması-Kıbrıs Türkünün yok oluşu demek olan Annan Planını desteklemesi olmuştur. Ancak çılgınlıklar Annan Planı ile sınırlı değildir.
24 Nisan’da Annan Planı Referandumu’nun 7. yıldönümü idi. Ezkaza Rumlar da referanduma onay verseler başımıza gelecekleri düşündükçe dehşete kapılmamak elde değildir. Eğer Annan Planı onaylansa idi bakınız başımıza neler gelecekti:
1. Egemen KKTC yıkılacaktı. 2.Türk askeri Kıbrıs’tan çekilmiş olacaktı. 3.Binlerce Kıbrıslı Türk göçe zorlanacaktı. 4.Anavatan Türkiye’den 1974’ten sonra adaya yerleşen, KKTC topraklarını vatan olarak kabul edip benimseyen, aynı zamanda KKTC vatandaşı olan binlerce kardeşimiz Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalacaktı. 5.AB norm ve prensipleri ışığında serbest dolaşım, mülk edinme ve yerleşme özgürlüklerinden faydalanan binlerce AB vatandaşı Rum kuzeye yerleşmiş olacaktı. İki bölgelilik,iki toplumluluk sulandırılmış olacaktı. 6.Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti içinde Kıbrıs Türkü tamamen azınlık statüsüne indirgenecekti. 7.Kıbrıs Türkünün güvenliğinden bahsetmek söz konusu olamayacaktı. 8.Kıbrıs Türkünün anlaşmalardan doğan tüm kazanılmış haklarından söz etmek mümkün olmayacaktı. 9.Kısacası Kıbrıs Türkü yok olmaya mahkum olacaktı. 10.Akdeniz’de Anavatan Türkiye ve Yunanistan arasında kurulmuş bulunan denge AB üyesi Yunanistan lehine bozulmuş olacaktı. 11.Türkiye sömürgeci güçler tarafından abluka altına alınmış olacak ve stratejik gücünü önemli ölçüde yitirecekti. 12.Adadaki Türklük mücadelesine sahip çıkamayan Türkiye en haklı davasını kaybetmiş olacak ve telafisi mümkün olmayan kayıplara uğrayacaktı.
Anlaşılacağı üzere Annan Planı’ndan daha büyük çılgınlık tarihimizde görülmemiştir. Tayyip Beyin Kıbrıs çılgınlıkları Annan Planı ile kısıtlı değildir. Ek Protokolü imzalayıp sözde ’Kıbrıs Cumhuriyeti’ ile ilişkileri normalleştirme, deniz ve hava limanlarını açma taahhüdü de ayrı bir çılgınlıktır. Kıbrıs’ta konfederasyon tezinden vazgeçerek federasyon tezi çerçevesinde müzakerelerin devamını desteklemesi de çılgınlık değil de nedir? Müzakerelerin, tamamı aleyhimize olan BM parametrelerine ve üyesi olmadığımız AB normları doğrultusunda ve tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek temsiliyete dayalı sürdürülmesi çılgınlık değil de nedir? Emperyalist güçler istiyor diye ucu açık -zaman sınırı olmadan- sürdürülen müzakereler çılgınlığın daniskası değil de nedir?
Kıbrıs sorununu bir adım önde çözeceğini vaat eden AKP’nin Kıbrıs siyaseti muhteşem bir fiyasko hikayesidir. AKP’nin Kıbrıs Milli Davamıza verdiği zararı hiçbir Anavatan iktidarı vermemiştir. Siyaset, sorunları çözme sanatıdır diyenler Kıbrıs Türküne inanılmaz zararlar vermiş ve vermektedir. Davamızın lideri Denktaş’ı tasfiye etmeye kalkanlar, Denktaş olmazsa muhakkak çözüm olur diyenler bugün Ankara’da iktidardadır ve üstüne üstlük iflas etmiş Kıbrıs siyasetleri ile de sıkılmadan övünmektedirler. Bu maskaralığa, çılgınlıklara artık dur denilmelidir.
AKP’ye çılgınlar kulübü demek dilime varmıyor. Umarım AKP içerisindeki sayıları az ancak duyarlı olanlar Kıbrıs’taki çılgınlıklara son verirler. Ancak en isabetlisi bu çılgınlıklara 12 Haziran’da Büyük Türk Milleti’nin son vermesidir...