Taş Medreseliler...
MHP'deki tüzük değişikliği için kurultay talebi kelimenin tam anlamı ile "halk hareketi" haline dönüştü. Uzun yıllar ülkücülüğe gönül vermiş milyonlar, partinin kötü idaresi sebebiyle umutlarını kesip köşelerine çekilmişlerdi. Türk Milliyetçilerinin tarihten bu yana meselelerini tartışma geleneği yoktur. Çatışma günlerinin, soğuk-sıcak savaşlar esnasındaki "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışları hep ön plana çıkardı. Ancak kırılan kol bırakınız tedavi edilmeyi müdahale edilmediği için tefessüh ediyor, çürüyor açıkçası. Kolun kesilme tehlikesi yanında bütün vücudu sarması söz konusu. Bir dönem "öz kardeşlik"in ötesine geçen "Ülküdaşlık hukuku" Balgat baronları tarafından tanınmayınca, memleketin dört bir yanındaki ak saçlılar, kanlarını, canlarını verip, hayatlarının en güzel yıllarını heba ettikleri günlerin hatırına sık sık bir araya geliyorlar. "Ne olacak bu memleketin hali?" geyiği yerine, sağlam adımlar atıp somut önerilerle, mensubiyetleriyle onur duydukları hareketi ayağa kaldırmak için manifestolar yayınlıyorlar.
***
"Yusufiyeli" terimini Artvin'in Yusufeli ilçesi mensubu sananların işgali altındaki Balgat yönetimini uyarmak için "Taş Medreseli" olarak tabir edilen, 12 Eylül'ün öncesi ve sonrasında cezaevlerinde yatmış binlerce ülkücü birbirleri ile irtibat halinde. Yılın belli günlerinde yıllardır toplanırlar. İftar sofralarında sohbet ederler. Alçak pusularda şehit edilen, darbe mahkemelerince idam edilen ülküdaşlarının yıl dönümlerinde geçmişi yad ederken, geleceğe dönük öneriler sunarlar. İletişim teknolojisine çağ atlatan sosyal medyanın imkanları ile gece yarılarına kadar yurt içi, yurt dışındaki gönüldaşları ile konuşuyor, yazışıyorlar. Tabiri caiz ise unlarını eleyip eleklerini asmışlar. İş ve ekmek gailesine rağmen gönül verdikleri hareketin tek başına iktidarını özlüyorlar. Kendi adlarına hiçbir talepleri yok. Milliyetçi-ülkücü hareketin hak ettiği yeri alması, gayeleri. Çocukluk, gençlik yıllarından bu yana hayal ettikleri "Türk Asrı"nı doya doya yaşamayı arzuluyorlar. Çocuklarına, torunlarına "Milliyetçi Türkiye" ideallerini miras bırakmak istiyorlar.
***
Taş duvarlar ardında yıllarını geçirip, idam sehpaları gölgesinde hayata tutunmayı, ayakta durmayı başaranlar, MHP'deki tartışmalar üzerine bir araya gelip Genel Başkan adayları ile görüşüp, istişare ettikten sonra tarihi bir bildiri yayınlama aşamasına geldiler. Antalya'nın Alanya ilçesinde yarından itibaren üç günlük bir kampa girecekler. Aralarında çok sevdiğim ağabeylerimin, dostlarımın bulunduğu, Mehmet Yetkin, Nihat Şanlı, Özkan Atar, Ekrem Seçkin, Raşit Doğan Enhoş, Ali İhsan Göksel, Telem Kahveci, Mustafa Dülger ve Ahmet Tuncer'den oluşan tertip komitesinin çağrısına şu ana kadar "katılıyorum" cevabı vererek, Konaklı'daki Arancia Oteli'nde rezervasyon yaptıranların sayısı bini geçti.
***
Taş Medreseliler daha önce de 25-30 kişilik gruplar halinde MHP Genel Başkan adaylarının bazıları ile bir araya gelmişti. Sayın Meral Akşener, Prof. Dr. Ümit Özdağ ve Sinan Oğan katılacağını bildirmiş. Süleyman Servet Sazak, Said Gönen, Suat Başaran ve Koray Aydın'dan ise yazının kaleme alındığı saatlerde haber bekleniyordu. Genel Başkan adayları ayrı ayrı saatlerde gelip hitabetlerinden sonra soruları cevaplayacak. Bu tarihi toplantı basına kapalı olmakla beraber bu satırların yazarı ve Yeniçağ Gazetesi için ayrıcalık var. Bir nevi istisnai kadrodanız. Gözlemci olarak orada konuşulanları ve izlenimlerimi yansıtmaya gayret edeceğim.
Bu arada Sayın Meral Akşener'in Antalya ve Burdur gezilerini takip ederek, "bir halk hareketine" dönüşen heyecanı okuyucularımızla paylaşacağız. Ancak kapalı salonların coşkusu yerine sokaktaki vatandaşın nabzını tutmaya çalışacağız. Geçmişten bu yana çeşitli kademelerde görev yapmış ülkücülerin kanaatlerini yansıtma çabasında olacağız. Ve ömrü boyunca "muhalif kalem" olarak eleştirilerimizi kaleme alacağız.