Tarikat, cemaat, siyaset, ticaret
36 yıl Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Hazine Müsteşarlığı’nda Yatırımları teşvik uzmanı olarak görev yapan Mehmet Özcan’ın, “Tarikat, cemaat, siyaset, ticaret” araştırması çok dikkat çekici.
Özetliyorum:
“Cemaat ve tarikatlar her devirde sağ hükümetlerin devlet desteklerinden yararlanarak devasa holdingler haline geldiler…
Türkiye’nin tek iş adamları kuruluşu olan TÜSİAD’a üye olmayıp farklı iş adamları dernekleri adı altında örgütlendiler.
TUSKON: FETÖ’ye bağlı isimli iş adamları kuruluşuydu, 55 bin iş adamı ile 140 bin şirketi temsil ediyordu.
MÜSİAD: 7 bini aşan üyesi ve 35 bin işletmesi vardı.
TÜMSİAD: Menzil grubu ağırlıklıdır ve üye sayısı 15 bindir.
ASKON: 3 bin üyesi ve 15 bin şirketi vardı.
Birbiriyle dayanışma halinde olan bu şirketlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki payını siz hesap edin.
2003 yılından beri son 20 yılda o cenaha daha ne kadar kaynak aktarıldı onu da varın siz hesap edin.
Peki, Türkiye’nin her tarafına yayılmış her sektörle faaliyet gösteren bu devasa şirketler devlete acaba ne kadar vergi ödüyorlar hiç merak ettiniz mi?
Bunlar ya da hükümete yakın Limak, Cengiz, Kolin, Kalyon ve MNG gibi holdingler arasında hiç vergi rekortmeni çıkmış mıdır?
Duyan bilen var mıdır acep?
Ben duymadım.
Yeminli Mali Müşavir arkadaşlara sorunca bir gerçeği daha öğrendim.
Onlar, T.C.’nin Gelir İdaresi’ne vergi de ödemiyorlarmış meğer. Yani vergi kaçırmıyorlar, kanun önünde suçlu duruma düşmüyorlar ama, “Vergide Bağış Sistemi” adı altında vergiden muaf oluyorlarmış
İnternette bu konuda çok detaylı bilgiler var ama biz, Gazi Üniversitesi hocalarından Prof. Deniz Büyükkılınç’ın bir raporundan aktaralım.
Şöyle ki;
AKP Hükümeti, 02.01.2004 tarihinde Vergi Usul kanununda 40/10 madde eklemişler Bu maddeye göre Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri vergilerini isterlerse devlete ödemez, bünyesinde, “Gıda Bankacılığı” bulunan dernek ve vakıflara verirlermiş.
İçişleri Bakanlığı’nca bünyelerinde “Gıda Bankacılığı” yapmasına müsaade edilen 22 adet Cemaat ve tarikatlarla bağlantılı dernek var. İnternette bunların isimleri ve “Gıda Bankacılığı” yaptıklarına dair ilanları da var.
Bu dernekler örneğin 100 milyar vergi borcu olan şirkete diyor ki, “Arkadaş bizim derneğe 50 milyar liralık bağış yap. Bizde sana 100 milyar liralık kömür, erzak, giyim ve temizlik malzemesi gibi fatura verelim.
Bu faturayı götür maliyeye ver. Vergi borcunu kapatmış olursun.
Yanına kalan 50 milyar senin kârın olacak.
Bizim derneğe verdiğin 50 milyar lira ile de malzeme alıp valiliğe, kaymakamlığa vereceğiz.
Onlar da ihtiyaç sahibi fakir fukaraya verecekler.
Bu da senin zekatın olacak!..
Ama bir vergi mükellefi örneğin okul ya da hastane yaptırsa ya da Mehmetçik Vakfına, Çocuk Esirgeme Kurumu’na, Kızılay’a yaptığı yardımın sadece 5 milyon lirasını vergiden düşebiliyormuş
İşte bu ülkenin rejimi ödenmeyen vergi paraları ile böyle değiştirilmeye çalışılıyor!..
Şimdi de hazine tamtakır, acımasız vergi ve zamlarla hazineye kaynak bulmaya çalışıyorlar.
Kuzuların derisini yüzmekteler, koçları kırkmak akıllarından bile geçmiyor.”
Değerli okurlarım,
Denetimsiz ama tüccar cemaatler, siyaset ve ticaretin zirvesine yerleşmişler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu konudaki görüşü şudur:
-“Var olan tarikatların amacı kendilerine bağlı olan kimseleri dünyada ve manevi olan hayatta mutluluk sahibi yapmaktan başka ne olabilir? Bugün ilmin, fennin, bütün kapsamı ile medeniyetin ışığı karşısında filan veya falan şeyhin uyarmasıyla maddî ve manevi mutluluğu arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni toplumunda varlığını asla kabul etmiyorum.
-Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek yol, medeniyet yoludur.
-Medeniyetin gerektirdiğini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat reisleri bu dediğim gerçeği bütün açıklığıyla anlayacak ve kendiliklerinden hemen tekkelerini kapatacak, müritlerinin artık erginliğe ulaştıklarını elbette kabul edeceklerdir.”