Tarihten ve Tanrı’dan saklanacak bir şey yoktur!
Büyüklerimizi sohbet ettireceğim bugün, arada bir ben de karışacağım söze. Dileyen dinleyebilir bizi.
Bilge Kağan: İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini, töresini tutuvermiş, düzene sokuvermiş. Dört taraf hep düşman imiş. Ordu sevk ederek dört taraftaki milleti alıp kendine bağlı kılmış. Başlıya baş eğdirmiş, dizliye diz çöktürmüş.
Atatürk: Bizim milletimiz eski ve şerefli bir millettir. Zaten Orta Asya’nın Altay yaylasında yetiştiği için kartalın meziyetlerini daha gençliğinde kazanmıştır. Ta uzakları görüşü, hızlı bir uçuşu vardır ve bu ruhu barındıracak kadar kuvvetli bir beden sahibidir. Zaten maddi olsun, dimağî olsun hiçbir sıkıcı kudret içinde durmaz. Bu yaratılışta olduğundan, yüksek ana yurdunun dünyadan uzak vaziyetine karşı isyan etmiştir.
Arif Nihat Asya: Bu kartal, tarihlerde, müzelerde, unutkanlıklarda dinlendikten sonra yeniden havalandı.
Osman Pamukoğlu: İnsanları mutluluk halinde anlamaya çalışanlar yanılırlar. Onları felaket anlarında tanımak gerekir. İnsanları tanımanın mihenk taşı zorluktur. Bir ulusun gerçek karakteri de tarihinin önemli buhranlarında meydana çıkar
Yusuf Has Hacip: Yüreksiz kişiler orduyu bozar, ordu bozulunca er eri bozar. Yüreklilik gerek, çok zekâ gerek. Mertlik gerek, hem de çok geniş yürek
Osman Pamukoğlu: Yürek neredeyse gerçek vatanseverlik de oradadır. Özgür bir millet, sınırlarını kimseyle pazarlık konusu yapmaz. Tanrı’dan ve tarihten saklanacak bir şey yoktur
Cazim Gürbüz: Yılanlar yenilirler. Direnci kırılanlar, yılanlar yenilirler. Başından biraz büyük başkaldırır sürüngen, başına basılınca yılanlar yenilirler.
İsmail Habip Sevük: Çeşit çeşit iklimlerden gelen tarihlerin çalkantısı onun ruhuna çeliklik, birbirleriyle çarpışan çeşit çeşit iklimler de onun bünyesine peklik verdi. Dayanıklı olan, tabiatla cenkleşendir. Anadolu’ya dünyanın küçültülmüş altıncı bir kıt’ası denebilir. Onun bir ülkelik toprağında, bir kıt’alık iklim var.
Ceyhun Atuf Kansu: Türk halkı yediveren bir güldür ki, devletin battığı yerde devlet kura, bağımsızlığın ala, yattığı yerden kalka doğrula, bayrağını da doğrulta.
Cazim Gürbüz: Türk’ü, özü ve sözü bir olan yavuz ve bilge başbuğlar bir eder. Ender olarak tekdirle, ama çoğu zaman tekbirle, tekmille ve tedbirle bir olur Türk.
Osman Pamukoğlu: Güçlü bir ulusun bireyleri ak günlerde mutlu, kara günlerde dayanıklı, kanlı günlerde düşmanlarına ezici olabilmişlerdir.
Arif Nihat Asya: Ey günümüzün Bozkurtlarıyla, Bozkartalları, sizi birbirinizden ayrı düşünmek, ayrı göstermek isteyen çıkarsa onun sizden olduğuna şüphe edin. Bu milletin milletliğine kastetmek isteyenlerin ise yanaklarına Selçuk kartalının kanatlarından yiyecekleri tokat müthiş olacaktır, çarpılmak nasıl olurmuş, o zaman görülecektir. Bu kartal, daracık anlamıyla filan büyüğün, falan küçüğün değil, bir milletin fedaisi olduğunu şimdiye kadar unutmadı. Şimdiden sonra da unutmayacaktır.
Hasan Âli Yücel: Millet için yaşamada biriz, ölmede beraberiz. Türk olmanın bahtiyarlığında kardeş, Türk’ü bahtiyar etmede arkadaş ve ülküdaşız.
Osman Pamukoğlu: Selam söyleyin eşe dosta, her şeyden vazgeçer, vatandan geçmeyiz.