Tarafları belli oldu!
Taraf gazetesi, ideolojilerini tanımlamakta zorluk çeken kafası karışıkların ikamet adresi olduğunu ortaya koydu. Bir yandan ABD karşıtları ile dalga geçen gazete; diğer yandan da anti emperyalist 68 kuşağına övgüler yağdırdı
Sap,saman ve gazete... Piyasaya çıkan onlarca gazete arasında farklı olduğunu ortaya koyma adına çok iddialı söylemlerle yayın hayatına başlayan Taraf denilince akla gelen ilk kelimeler olmaya başladı. Taraf, ideolojilerini tanımlamakta zorluk çeken; kendilerini kimi zaman ikinci cumhuriyetçi, kimi zaman sosyal demokrat veya solcu , kimi zaman da liberal demokrat olarak tanımlayan kafası karışık isimlerin ikamet adresi olduğunu dün bir kez daha ortaya koydu. Dün piyasaya “Kemalistler Moskova’ya” başlıklı manşetle çıkarak bir taşla iki kuş vurma kurnazlığına kapılan gazete, dünyanın tek efendisi olmayı hedefleyen ABD’nin karşısında varolma mücadelesi veren Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i ve Türkiye’deki milli unsurları hedef aldı. Putin’in, Türkiye’nin sözde rahatsız olduğu ve kaldırmayı düşündüğü kurumların benzerini Moskova’da kurmaya başladığını iddia eden Taraf, bu ülkedeki ABD fonlu sivil toplum kuruluşlarının varlığından rahatsız duyanları da “ABD altımızı oyuyor” cular diyerek dalgaya aldı. Benzer söylemlerin Türkiye’de de Kemalistler tarafından dilendirildiğini ima eden gazete, “Ancak AB yoluna girip bu zihniyeti sandığa gömen Türkiye, Kemalisler için sıkıcı hale gelirken Putin, onların yitirdiği cenneti Moskova’da yaratıyor” ifadeleriyle de AKP’ye olan desteğini ve milli söylemlere allerjisini açıkça dillendirdi.
Yaman çelişki!
Ancak aynı gazete, dün 1960’lı yıllarda Amerikan emperyalizmine karşı duruş sergileyen “68 kuşağı” na üstü örtülü övgüler yağdıran bir habere yer verdi. “68 ruhu ” Barış ve Kardeşlik Ormanı “nda başlıklı haberde, Mersinli 68’lilerin 200 dönümlük çöplükten orman oluşturduğuna dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi: Öyle bir şey yapmalıydılar ki 68’in özgürlük, kadeşlik idealleri yaşasın, hem de tarihe geleceğe kayıt düşülsün.” Yani kısacası “solcu” imajlı kafası karışıkların çıkardığı gazetenin net olduğu tek “taraf”, ABD, AB ve AKP taraftarlığı...
**
GÜNÜN TEKLİFİ
Hadi gelin bugünlük “rol” yapalım, “hayat normal devam ediyormuş gibi” başka konulardan bahsedelim... “Dünyanın en ünlü insanı kimdir” diye soralım, mesela
*Yılmaz ÖZDİL / Hürriyet
**
Özdemir İnce’den Vakit’e ayet sorusu
Kuran’daki “Hıristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin” ayetini Özdemir İnce de köşesine taşıdı ! İnce, Vakit Gazetesi’ne seslenerek, “Mesajın çağa uymadığını ileri süren görüşlere katlanabilecek misiniz?” dedi. İşte İnci’nin Hürriyet gazetindeki yazısından bir bölüm:
Dini dünya düzenine karıştırmayın, karıştırırsanız onu tartışmaya açarsınız. Tehdide başvurmadan, hedef göstermeden dogmaları tartışabilir misiniz?
“Ey inananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin” (Kuran, Maide, 51) ayeti günümüzde, uluslararası ilişkilerde geçerli midir? Bu ayetin anlamı yoruma yer bırakmayacak kadar açıktır. Müslümanlara, Yahudilerle, Hıristiyanlarla dost olmayın denilmektedir. Arapça’dan yorum yapılmasın. Ayetin Fransızca ve İngilizcesini de yazıyorum:
“O vous qui croyez! Ne prenez pas pour amis les Juifs et les Cretiens.”
“O believers, do not hold Jews and Christians as your allies.”
Japoncası, Çincesi de aynı anlamdadır. Tartışılsın mı? İsteyen bu türden onlarca ayet bulabilir. Mesajların çağa uymadığını ileri süren görüşlere katlanabilecek misiniz?
**
‘Hitler, CNN’in patronu olurdu’
Venezüela lideri Hugo Chavez’in ilginç çıkışları sürüyor. Chavez, bu kez de ABD çıkarlarına hizmet eden basın yayın kuruluşlarını topa tuttu. Amerikan CNN TV’sinin ırkçılık yaptığını belirten Chavez, “Hitler, bu kanalın patronu olurdu...” dedi. Venezüela’da yapılacak anayasa referandumuna yaklaşırken CNN’i, kendisini öldürtmek için “çağrıda bulunmakla” da suçlayan Chavez, düzenlediği basın toplantısında, CNN’de birkaç gün önce yayınlanan Venezüella ile Kolombiya arasındaki diplomatik kriz konulu röportajı gösterdi. Görüntülerde Venezüella ve Kolombiya liderlerinin resimleri peşpeşe geçiliyor ve altta şu yazıyor: “Onu kim öldürdü?” Chavez, “Bunun teknik arıza olduğuna kim inanır?” diye sordu ve CNN’nin başka bir yayınında da kendi fotoğrafının El Kaide lideri Usame Bin Ladin’le yan yana kullanıldığını belirtti. Chavez, CNN’i mahkemeye vereceğini de sözlerine ekledi.
***
40 yıllık CHP’li AKP’li olursa...
Atatürk’ün kurduğu CHP’den ayrılarak, AKP’ye katılan, önce vekil ardından da Bakan olan Ertuğrul Günay, şaşırtan çıkışlarını sürdürüyor. Daha önce Türkiye’yi, Türk milletini soykırım yapmakla itham eden Orhan Pamuk’la tanıtma girişiminde bulunan Günay, bu kez de küfürcü Orhan Pamuk’a danışmanlık teklifinde bulundu. Posta gazetesine açıklama yapan Günay, “ Pamuk’a Bakanlık olarak ilgimizi ve sevgimizi göstereceğiz. O’nu bu ülkeden kaçırmamalıyız. Orhan Pamuk Türkiye’de yaşamalı ve bunu tüm dünya bilmeli. Eğer Orhan Pamuk kabul ederse danışmanım olmasını çok isterim” dedi.
**
Yürkekli savcı aranıyor
Vatan gazetesi yazarı Necati Doğru, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu Abdullah Unatıkan hakkındaki son iddiaları köşesine taşıyarak savcıları göreve çağırdı. Doğru özetle şunları yazdı: ... TEKEL’e 8 adet “karton kutu makinesi alınsın ya da kiralansın” diye karar çıkmış.İhale açılmış. Şenol Çelik diye 49 yaşında bir yaman girişimci ortaya çıkmış. İhaleyi kazanmış. Çelik, İspanya’da sigara fabrikaları için karton kutu üreten bir firmanın (MTS Tobacco) ortakları arasındaymış. Ortağı olduğu firmadan 8 karton kutu makinesini 3 milyon euroya almış, fakat makineleri TEKEL’e değil, Dubai’de kurduğu MTZ Fzco adlı bir şirkete satmış. Yine Şenol Çelik’e ait olan Dubaili şirket de bu 8 makineyi TEKEL’e 14 milyon euroya kiralamış. 3 milyon euroya al, 14 milyon euroya Tekel’e geçir. (...)Yaman iş adamı Şenol Çelik’in Tekel’e makine kiralayan şirketi Dubai MTZ Fzco’dan Üsküdar’ın yoksul mahallelerinden birinde oturan, 21 yaşında Sedat Güngörmüş adında bir garibana 30.000 (otuz bin) dolar para havale edilmiş. Tesadüfe bak! Gariban Sedat, Maliye Bakanı’nın oğlu Abdullah Unakıtan’ın şirketinde 2.5 yıldan beri “santral memuru” olarak çalışıyor fakat paranın kendine değil Bakan’ın oğlunun olduğunu söylüyor. “Şenol Çelik’in de Bakan’ın oğlunun arkadaşı olduğunu” belirtiyor. Hikâye bu! (...) Bakan’ın oğlu da hiçbir şey olmamış gibi dolaşıyor. Bu nedenle Bakan’ın oğluna uzanacak bir yürekli savcı aranıyor. Çıkar mı?...
*Necati DOĞRU / Vatan
**
Bu ucuz söylem niye?
“Batılılar bir konuya tırnak iliştirdiler mi, onu koca bir delik yaparlar.” Tarihçi Cevdet Paşa böyle formüle eder, Osmanlı’nın çöküşünü. Bu deyiş aynı zamanda, Batı’nın başarı formülüdür: Kararlılık ve zaman. Günümüzde çarpık bir tarih anlayışı kol geziyor. Adı: Yeni Osmanlılık . Dışarıdan destek alan, Osmanlı’yı yaşıyor gösterip, Türkiye Cumhuriyeti’ni gereksiz ve yok sayan. Oysa bu yaklaşım, tam anlamıyla tarihe ihanet. Osmanlı’nın neyi varsa, özel üniversite ve belediyeler desteğinde. Konuyu, Brüksel’de AB toplantılarına katılan akademisyenlere sordum. 150 yıl önceki Cevdet Paşa’yı haklı buldular: “Kendileri yararına, bir virgül veya bir paragraf için saatlerce konuşup sonuna kadar direniyorlar.” Bugün birçok bilimsel etkinlik ve kitap yayımında, Batı desteğini görüyoruz. “Birilerine yaltaklanmayan” bir çalışmayı, yayımlamakta zorluk çekiyoruz. Her biri, Türkiye karşıtlığından nemalanıyor. Bugün Osmanlı’yı savunanlar, dün onu yıkmak için “koalisyon gücü” oluşturmuştu. Örnek verelim: 1838 Gümrük Anlaşması. Önce ekonomiyi çökerttiler. Ardından 1854’te “zorla” dış borç verdiler. 20 yıl sonra da, Osmanlı maliyesini iflas ettirdiler. “Bu devlet borç almadan yaşayamaz” diyen Sadrazam Fuat Paşa , yanlış politikanın adını doğru koyuyordu. Bu virüsten kurtulmak tam 100 yılımızı aldı. Son dış borç taksitini, 1954’te ödedik... Yeni Osmanlılık“ yapanlara, şunu sormalı: Macaristan’dan Yemen’e, 10 milyon kilometre kare toprağı kim verir? O zaman bu ”ucuz söylem “ niye? Eski deyişle ” hayal-i muhal “ yani olmayacak düş. Öyleyse amaç; Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık ve Türk insanını kandırmak.
*Mahir AYDIN / Cumhuriyet