“Ermenilerden Özür Dileme” kampanyasının düzenleyicilerinden yeni bir hamle daha geldi. 31 Mart tarihli Haber Türk gazetesinin yazdığına göre, daha önce “Ermenilerden özür” dileyen ekipten olan bir avukat “Ermeni soykırımı tanınsın, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in heykeli kaldırılsın, Talat Paşa yargılansın, ismi bulvar ve sokaklardan kaldırılsın” diyerek mahkemeye başvurmuş. Bu talep sanıldığı gibi cüretkâr bir avukatın cesur (!) bir girişimi değildir. Bu Türkiye’ye karşı içeride ve dışarıda örgütlenmiş bir ekibin planlı, programlı ve stratejik saldırısıdır. Bu hamle, daha öncekilerin devamıdır. Türkiye’yi dize getirmek üzere örgütlenmiş bu ekip, emin adımlarla hedefine doğru ilerliyor.
ABD ve İsveç’te birer oy farkla kabul edilen tasarılar, içerideki malum ekibin harekete geçmesine sebep oldu. Bunlar sırtlarını dayadıkları malum çevrelerin gücüyle korkusuz, pervasız ve küstahça saldırılarına devam ediyorlar. Bir yandan dışarıdaki “soykırımcı lobi” diğer yandan da içerideki “Ermenici lobi”nin halkı tahrik girişimlerine alabildiğine hız verdikleri anlaşılmaktadır.
Sağduyu test ediliyor!
Türk milleti bir yana, tarihe, arşivlere, gerçeklere ve ahlaka aykırı bu davranışlar hiç de nedensiz değildir. Yapılanların her adımı planlıdır. İşe ilk önce sözde bilimsel toplantılarla başladılar. Ardından özür dileme kampanyaları geldi. Gelinen aşama “soykırımı tanımayı” dayatma aşamasıdır. Türk mahkemesinden Türk milletinin “soykırım” yaptığına yönelik karar vermesi isteniyor.
Hedef Türkiye ve Atatürk’tür
Bu girişimlerin arkası gelecektir. Henüz atılacak iftira, yapılacak itham ve açılımların sonu gelmiş değildir. Ardı ardına yeni iftira, itham ve açılımlar gelecektir. Bu had bilmez zevat gün gelecek Türkiye Cumhuriyetini ve Atatürk’ü yargılatmaya da kalkacaklardır. Bu gidişle Türkiye’yi “soykırım”ın mirası üzerine oturmuş ahlaka aykırı bir cumhuriyet olarak da ilan edeceklerdir. Kaymakam Kemal Bey’in heykelinin kaldırılmasını talep edenler, çok rahat onu “milli şehit” ilan eden Atatürk ve arkadaşları hakkında da “suçu ve suçluyu övmek ve insanlığa karşı suç” işlemekten dava açılmasını isteyebileceklerdir.
Yeni anıtlar yapılmalıdır!
“Türkiye geçmişiyle yüzleşmeli!” sloganının arkasına saklanan bu cenah, Türk tarihini lekelemeye çalışmaktadır. Bunlar, dünyayı sömüren, halkları köleleştiren ve ülkeleri sömürgeleştiren güçler adına Türk milletine bu iftirayı atmaktadır. Bugün “Ermeni soykırımı” tanınsın diyenler, dün saldırgan ve işgalci güçlerle işbirliği yaparak Türkleri arkadan vuranlarla aynı şeyi söylemiş oluyorlar: İçeriden vuruyorlar. 1915’lerde Fransız, Rus ve İngilizlerle birlikte saldırdılar, cevabını da aldılar. Bugün onlarla işbirliği içinde “soykırım” palavrası ile saldıranlar da benzer cevabı alacaklardır.
Tarihi, kan davası biçiminde ele alanlar, barışa değil kana susamış olanlardır. Bu tür tahrik edici taleplerle açıkça Türk milletinin sağduyusu test ediliyor. Bu testi Türk milletinin başarıyla geçeceğine kimsenin şüphesi olmasın.
Yeri gelmişken söyleyelim; burada Türk halkına düşen de Talat Paşa’nın ya da Kaymakam Kemal Bey’in adını yalnız sokaklara vermek değil, aynı zamanda onlar adına çok daha büyük anıtlar yapmaktır. Yapılacaktır!
