Taksim'e gelin; provokasyona gelmeyin!

Dün Arslan Tekin uyardı:
“Hocalı” derken nereden çıktı, “Srebrenitsa”, “Hama”, “Humus” ?..
Mitingi tertip eden grup “Hepimiz Hocalılı” diyor kendilerine... Kim olduklarını bilmiyoruz.
Belki ilk defa Hocalı katliamı bu derecede tel’în edilecekti.
Hocalıların şehadet kanlarına su katan/katanlar kim/kimler?
Srebrenitsa’da katliam olmuştur; Hama’da, Humus’ta insanlar ölüyor... Biliyoruz.
Biz Hocalı’yı dünyaya duyurmak isterken, “bütün” içinde bir “parça”ya dönüştürüp “anlam”ı yok ediyoruz!
“Hocalı” üzerinden bir oyun mu oynanıyor?
Yoksa, yoksa...
İnsanlarımız Suriye’ye müdahaleye mi ısındırılıyor?
Akşam saatlerinde Banu Avar bir e-postayla bu konudaki kaygılarını paylaştı:
“Hazır, meydanlar Hocalı’yı anan milliyetçilerle doluyken, miting, Suriye ile savaşa HAYIR diyen Türk milletini galeyana getirme aracı olarak kullanılmak istenmektedir... 26 şubat HOCALI KATLİAMINI lanetlemek içindir.. Batının Türkiye’yi komşularımızla savaşa itmesi için ikna mitingine çevrilmesine izin vermeyin...”

***

Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Hasan Sultanoğlu Zeynalov’u arayıp “Mitingi düzenleyenler”le ilgili giderek yayılan endişeleri aktardım. “Bu miting tek bir kişiye, kuruluşa değil bütün Türk Milleti’ne aittir. Hiç kimse sahiplenemez...” dedi.
Peki bu “Hama-Humus nasıl işin içine girdi?”
Cevabı, “Biz Hocalılıların sesini duyurmak istiyoruz. İran’la, Suriye’yle veya başka bir devletle işimiz yok. Böyle bir şey olamaz. Ben de Taksim’de olacağım ama yalnızca Hocalı soykırımını dünyaya tanıtmak için. Başka bir şey için değil...” oldu.

***

Ben de bugün Taksim’de olacağım; Ermeni işgalcilerin Hocalı’da Azerbaycan Türkleri’ne yaptığının “soykırım” olduğunu haykıracağım. Velakin, birileri Azerbaycan Türklerinden çıkan güçlü ve kararlı sesi, “kendi sesleriymiş” gibi göstermeyi denerse, bir etnik temizlik yapmak üzere işgal edilen Hocalı ile emperyalistlerin darbe kışkırtıcılığı yaptığı ülkelerdeki çatışmaları “eşdeğer” de göstermeyi denerse, taşeron siyasetine malzeme ederse susacağım. Benim sesimle kirli tezgahlarına dublaj yapmalarına izin vermeyeceğim.
İnancınızı, acınızı, öfkenizi, isyanınızı kullanmak isteyenler olursa buna siz de izin vermeyin.
Orada buluşacak olan farklı ideolojilere, farklı siyasi tercihlere sahip insanların “yegane ittifakı”nın Hocalı olduğunun altını mutlaka çizin...
Dolayısıyla bugün saat 14.00’te Taksim’e gelin ama provokasyona gelmeyin!

+++

Operasyon başladı
Semih İdiz’in Milliyet’teki köşesinde yazdıkları şüphelerimizin yersiz olmadığını kanıtladı. İdiz “soykırım” ifadesini kullanamadığı yazısında “Hocalı’da yaşanan feci olay” diye bahsediyor Azerbaycan Türklerinin kırılmasından. Daha fenası “katliam”ın “savaş sırasında stratejik bir noktayı ele geçirmek için yapılan saldırı”dan kaynaklandığını ifade ediyor.
Savaş değil “işgal”, bu bir!
Katliam değil “soykırım”, bu iki!
Sebep “mevzi kazanmak” değil katillerin itiraf ettiği üzere “Karabağ’da bir tek Türk bırakmamak”, bu da üç!
Asıl konumuza dönersek, İdiz diyor ki, “ Hocalı katliamını ne Fransa nedeniyle, ne de Bakü’den Fransa’ya karşı gelen desteğin yeterli olup olmadığını sorgulayan yazılara kızıp “Hocalı’dan ne haber?” diye mesaj gönderen Azeri kardeşlerimiz için anımsıyoruz.
Hocalı’yı 1915’in acılarını hâlâ taşıyan “Ermenilere nazire olsun” diye de anımsamıyoruz. Menşei ne olursa olsun sivillere karşı saldırılar sonuçta savaş suçudur.
İsrail’in geçmişte Gazze’de yaptıkları, Esad’ın ise bugün Suriye’de yaptıkları da öyledir.
Hocalı’da olan da budur.”
Hocalı üzerinden Suriye’ye kin biletmenin zemini döşeniyor, uyanık olun...

+++

Fransa’nin MİSNK’te olmasını sindiremeyen
Akyol, soykırımcı Sarkisyan’la
dostluğu nasıl sindiriyor

YARIN Hocalı katliamının yirminci yıldönümü. 26 Şubat 1992’de, Sovyetler’den kalma 336. mekanize alayının desteğindeki Ermenistan kuvvetleri Azerbaycan’ın Hocalı şehrine girerek katliam yapmışlardı.
Katliamı yapan Ermenistan kuvvetlerinin komutanlarından biri, bugünkü Cumhurbaşkanı Sarkisyan’dır...
Karabağ meselesinin çözümüyle ilgili MİNSK Grubu denilen üç devletten ikisi Rusya ve Amerika’dır, bunu anlamak mümkün, bölgeyle ilişkileri ve dünya siyasetindeki ağırlıkları sebebiyle... Fakat üçüncü devlet neden Fransa’dır?! İşte bunu anlamak ve içimize sindirmek mümkün değildir.
Türkiye ile Azerbaycan ve dost devletler Fransa’nın MİNSK grubundaki varlığını reddetmelidir!
Türkiye’ye karşı yürütülen “soykırım” kampanyasıyla Azerbaycan topraklarındaki işgal, aynı stratejinin unsurları olduğu gibi meselenin çözümü de aynı şekilde birbirine bağlıdır: İşgalin sona ermesi ve adil bir barış için imzaların atılmasına paralel olarak Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın Ermenistan’la dostane ilişkiler kurması, kapıların açılması...
Taha Akyol / Hürriyet

+++

SİZDEN GELENLER
MHP’lilerin Öcalan’la görüştüğü iddia edilen
tarihte MHP TBMM’de değildi ki!


BDP Milletvekilinin biri Öcalan’ın yakalanmasının ardından MHP’lilerin de Öcalan ile görüştüğü iddiasını ortaya attı.
Görüşme tarihine kimse dikkat etmedi yâda görmezden gelindi.
Önce unuttuğumuz tarihleri bir hatırlayalım. Öcalan 15 Şubat 1999 günü yakalanıp, Türkiye’ye getirildi ve İmralı’ya kondu.
MHP’nin Meclise girme tarihi 18 Nisan 1999.
57. Hükümetin protokolünün imzalanma tarihi 28 Mayıs 1999.
MHP’lilerin Öcalan ile görüştüğü iddia edilen tarih 12 Nisan 1999.
Yaratıcı ve yalakalıkta sınır tanımayan medya da bunu manşetlerine taşıdı.
İnsanların kafası bir anda karıştırıldı.
Yani suni gündem ile MİT, KCK, PKK tartışmaları gündemden düşürülüverdi.
Nazan Yavuz / Kocaeli Gazetesi

+++

O söyleyince
olur belki

Yıllarca “Türk demeyelim azınlıklar da var” dediler. Açılım manyağı yaptılar milleti. Sonra çıktı Rum Patrik, “Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür” dedi.
Biz söyledik olmadı. Belki o söyleyince olur.
Artık ayrıcalık beklemesin Patrik. Zira “Türk” dedi...
Tolga Unutmaz

+++

AY CAN
AZERBAYCAN

men sana kardaş diyerem
men sana yoldaş
men sana can diyerem
sen mene can
ay can, Azerbaycan


iktifa eyleyemem ne desem
kucahlamak istiyerem
men sana men diyerem
sen mene men
özlerem, özlerem can
ay can, Azerbaycan


menim köynüm sende
senin mendedir
közlerim yolda
üreğim sendedir
indi sene gelirem can
ay can, Azerbaycan


kagazlar yetmez kaleme
yazsam neçe kelime
dünnen de bugün de
sevirem seni
men de sana gel diyerem
gel mene can
ay can, Azerbaycan
Süleyman Yağız
DSP Eski İstanbul
Milletvekili



+++


Cumhurbaşkanı Gül atanmış mı!?..
Seçilmiş mi!?..
“Seçilmişler, atanmışlara kul” köle-kurban-feda
edilmeyecek ya; onun için sordum...
Halil Arık / Denizli

+++

Hitler’in çağdaşına mektup
Önce gazetelerde okudum, inanmak istemedim. Daha sonra televizyon kanallarında kendi ağzınızdan duydum. Heyecan ve sinir içinde halk dili ile “tohumu bozuk”ları “daha yürümeden imha etmeli” diyordunuz.
Bir eğitimci olarak, toplumun, vatanın , milletin kurtuluşu için bulduğunuz çareyi çok beğendim. Size katılıyorum. Keşke birileri bu çareyi çok daha önceleri, henüz siz ve sizin gibi düşünenler doğmadan önerseydi de sizi de daha “agu” demeden halletselerdi.
Mine Uysal

+++

İsrail’e gemilerle sefere çıkan iktidar Karabağ’a neden seyirci kalıyor? Başbakan Irak’ta cinayet işleyen Amerikan askerleri gibi Azerbaycan’da sivil katliamı yapan Ermeni teröristlerin de sağ salim evlerine dönmeleri için dua mı ediyor acaba? Türkiye Meksika’dan daha mı uzak Hocalı’ya?
Fatma Nur Baykal

Yazarın Diğer Yazıları