Tabiat Varlıkları MUÇEV'in emrine amade
Bir süredir Sayıştay''ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı''na ait raporlarını okuyorum.
Ama ondan önce biraz gazetecilik eleştirisi yapacağım.
Günümüzde ilgi çekecek, sosyal medyada çok paylaşılacak, "like" alacak haberlere yöneliyor herkes. Halbuki Sayıştay raporlarında anlatması zor da olsa onlarca usulsüzlük hatta biraz araştırılsa ucu grift ilişkilere varacak skandallar var.
Ama anlıyorum...
Artık yolsuzlukları, hortumlamaları o kadar kanıksadık ki hep daha büyüğünü yazmak isterken bizim için çok büyük ama yolsuzluklar için çok küçük paraların çalınması, iç edilmesi pek ilgimizi çekmiyor.
Hadi gelin bir olaydan bahsedeyim.
Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından kiraya verilen, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler var. Bu araziler çok değerlidir. Adı üstünde tabiat varlığıdır. İhalelerinde, tahmin edilen bedel tespit edilirken çok iyi fiyat ve arazi araştırması yapılması lazım.
Ancak bırakın fiyat araştırmasını burada tüm yetkiler neredeyse bir şirkete devredilmiş.
Şirketin adı MUÇEV.
2014 yılında kuruldu.
MUÇEV, Muğla Valiliği "Muğla''ya Hizmet Vakfı" ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) ortak kuruluşu ve adının açılımı da "Muçev Tur. Tic. Ltd. Şti." olan bir şirket.
Yönetim kurulu şeffaf değil. Ancak çeşitli kaynaklarda yönetim kurulunun eski Muğla Valisi ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olan Esengül Civelek, Menteşe Kaymakamı Caner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı''na bağlı Strateji Geliştirme Başkanı Sadi Kızık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı''na bağlı Yapı İşleri Genel Müdürü Banu Aslan Can olduğu belirtilmiş.
Bizi neden ilgilendiriyor peki?
Anlatayım...
Genel Müdürlük tarafından yapılması gereken gayrimenkul değerleme raporları bu yerleri kiralayan meşhur MUÇEV tarafından yaptırılmış.
Yanisi şu...
Kendi kiralayacağı yerin değerini kendisi tespit ettirmiş, genel müdürlük de kabul etmiş.
Bakın dostlar ilgili kanunda açıkça; "Tahmin edilen bedelin, idarelerce tespit edileceği veya ettirileceği, işin özelliğine göre gerektiğinde bu bedel veya bu bedelin hesabında kullanılacak fiyatların belediye, ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulacağı, tahmin edilen bedelin, dayanaklarının da eklendiği bir hesap tutanağında gösterileceği ve asıl evrak arasında saklanacağı" diye belirtilir.
Sonuçta tahmin edilen bedel, idarelerce tespit edilmelidir.
Peki Bakanlık ne yapmış?
Yapılan incelemede ortaya çıkan pazarlık ile MUÇEVe Turizm Limited Şirketi''ne kiraya verilmiş, kiralama dosyalarına bakıldığında da, taşınmazların kira değeri tespitine ilişkin zaman zaman bir gayrimenkul değerleme şirketinden hizmet alındığı görülmüş. Bu kapsamda değerleme şirketine 48 adet rapor hazırlattırılmış.
Raporlarda, bedel tespitine esas olacak şekilde taşınmazların yıllık kira değeri hesaplamaları ile diğer değerleme hesaplamaları yer alıyor.
Kısacası şunu demeye çalışıyorum.
Kiraya çıktığınız evin kirasını siz belirlediğinizi düşünün.
Dosya eklerinde, MUÇEV tarafından gayrimenkul değerleme şirketine hazırlattırılan piyasa araştırma raporları dışında bir piyasa araştırması olmadığı için, başka fiyat araştırması yapılıp yapılmadığı idareye sorulmuş.
Sadece illerde düzenlenen ecrimisil tespit çalışmaları sunulmuş.
Bu durum açıkça da kanuna aykırı.
2886 sayılı Kanun''un temel ilkesi olan ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması hükmüne riayet edilmediğini gösteriyor.
Buradan şunu anlıyoruz.
Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü''nü resmen, bir şirket olan MUÇEV yönetiyor.
Aslında şunu yapıyorlar...
Böyle olunca Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü''nün mevzuatı, bağlayıcı hükümleri, şartları, denetimleri, Türkiye''nin doğal güzellikleri üzerindeki işlemleri, bir derme çatma şirket yapısıyla baypas ediliyor.
Yazının başına dönersek.
Önümüzdeki yıllarda bir tabiat varlığı üzerinde basitçe iş ve işlemler, inşaatlar, yapısal değişikler olduğunda gazeteciler "nasıl olur" diye boşuna sormasın. İşte böyle oluyor.
Bunu da Sayıştay, raporlarında açıkça tespit ediyor.
Kurdukları düzenin en güzel örneğini de Salda Gölü''nde yaşananlar üzerinden aslında izliyoruz zaten. Sırf rant getirecek büfe, restoran, kafe, paralı tuvalet gibi yapıları kurmak için Salda''nın eşsiz doğasına kamyonları, kepçeleri soktuğunu gördük.
Dahası Salda''ya kanalizasyon boşalttıklarını da gördük. Sonunda da NASA''nın bile övgüyle bahsettiği dünya harikasını yosunlar kapladı, rengi siyaha bürüdü.
Hani dedim ya Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü''nü resmen bir şirket olan MUÇEV yönetiyor diye, işte aynı zihniyetin sonucu bu...