Suruç’ta kanton yönetimini de kurdular!..

Şükürler olsun!.. Şaka gibi bir Genel Müdürümüz oldu..

Herhalde yakında en baba Temel fıkralarını bile aratmayacak bizlere..
AKP Genel Müdürü Ahmet Davutoğlu dün partisinin il başkanları toplantısında ne dedi? 
 “Çözüm süreci ile kamu düzeni birbirine alternatif değildir. İlk çözüm süreci toplantısında İçişleri Bakanımıza, güvenlik birimlerimize de bu talimatı verdim: Kim çözüm sürecini bahane ederek ya da istismar ederek Türkiye’de kamu düzeni ile ilgili olarak bir şüphe uyandırmaya kalkarsa devletin güçlü eli onun üzerinde olacak.” 
Yahu!.. Bırakın gazetelere zorunluluktan düşen yalnızca terör bölgesinde değil, büyük şehirlerimizin göbeğinde adam kaçırma, molotof bombalı, roketatarlı saldırı, bayrak yakma, Atatürk heykellerini yakma-yıkma gibi en rutin (!) hadisleri, tüm dünya biliyor terör örgütünün paralel devlet faaliyetlerini. Valileri, kaymakamları, kolluk güçleri her gün mesaide. Vergi topluyorlar, asayiş denetlemeleri yapıyorlar, yargılama yetkileri var!.. Var da var!..
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde terör örgütünün faaliyetlerinden diğer yapılması gereken bilgilendirmelere yer kalmadı. Kamu düzeninin en önemli unsurlarından Genelkurmay Başkanlığı canına tak etmiş olacak ki bağlandıkları kamu düzenini sağlamakla yetkili Valilerden operasyon taleplerini -resmi yazışmalardan sonuç alamayınca- internet sitesinden ilan etti. Sonuç; sıfıra sıfır elde var sıfır..
Genelkurmay Başkanlığı, terör eylemlerine karşı operasyon izni istiyor. Bölgedeki Valiler, “kışladan çıkamazsınız, yasak hemşerim” cevabı veriyor. Polis şehir merkezlerinde devriye gezmekten korkuyor..
Sonra da Genel Müdür çıkıyor bin bir afra tafra ile kamu düzeni nutku atıyor.   
Bunu size biri Temel fıkrası olarak anlatsaydı herhalde kahkahadan yarılırdınız.
Olmaz ama!.. Hadi bunları bir anlığına bir yana bırakıp geçelim..
Şu Suriye sınırımızın elek haline getirilmesinden sonra kendi topraklarımız içinde kurulan paralel kamu düzeninin son çarpıcı örneğini sizlere aktarayım.
Malumunuz olduğu üzere, PKK uzantısı PYD-YPG, Ayn el Arap’ta bazı yerleşim bölgelerini ele geçirince “Kobani Kantonu Özerk Yönetimini” ilan etmişti.
Sonraa!..
Suriyeli Kürtleri silah zoruyla “Kobani”den Türkiye’ye süren PYD ne yaptı biliyor musunuz?
Kamu düzenlerini Türkiye toprakları üzerinde icra etmeye başladılar. Ankara ve bölgedeki güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere terör örgütü Suruç ve çevresinde kurulan çadır kentler ve diğer yerleşim merkezlerinde “geçici sürgün yönetimi” oluşturdu. Şöyle anlatılıyor;
 “Kobani Kanton yönetimi sınırlarımızın içine soktuğu Suriyeli Kürtler ile geçici sürgün yönetimi adı altında bir düzen kurdu. Kobani’deki sözde bakanlarının ve sözde yöneticilerinin sınırlarımızın içinde birer temsilcileri var. Hatta bunlardan bazıları o kadar havaya girdi ki korumalarla birlikte dolaşmaya başladı. Bu isimlerden bazılarının sınırlar arasında gidiş geliş yaptıklarını bile tespit ettik.” 
Bunun bir sonraki adımı ne?
Herhalde; geçici kanton yönetimi, genel merkez bina ve yönetimlerinin  Güneydoğuya taşınması.
Vee!..
Dünkü yazımda da belirttiğim gibi büyük bir tiyatro ile karşı karşıyayız.
Türk toprakları, bebek katili Abdullah Öcalan’ın fantezilerinin gerçekleştiği- yaşandığı bir yer haline geldi.
Sonra da fıkra gibi Genel Müdür çıkıyor, milletin zekasıyla alay edercesine kamu düzeni nutukları atıp ahkam kesiyor.
Ha!.. Muhterem, bizimle alay ederken bununla da yetinmiyor. Bir şey daha ilave ediyor;
 “Askerimize taş atan milletvekiline sesleniyorum. Biz size gül atmaya devam edeceğiz.” 
Askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, imamımızı şehit ediyorlar..
Gül atıyoruz!..
Kafamıza taş yağdırıyorlar..
Gül atıyoruz..
Okullarımızı yakıyorlar, bayrağımızı yakıyorlar, Atatürk büstümüzü parçalıyorlar..
Gül atıyoruz!..
T.C.’ye her türlü küfrü ediyorlar..
Gül atıyoruz!..
Milletvekili denilen mahluklar, güvenliği sağlamakla yetkili görevlileri tekme tokat dövüyor.
Gül atıyoruz!..
Şehir merkezlerinin göbeğinde terör örgütü militanları paçavraları ile sırıta sırıta resmi geçit törenleri yapıyor..
Gül atıyoruz!..
Sonunda adamlar dayata dayata sınırlarımız içine yığılıp vatan topraklarımızda devlet kuruyorlar..
Gül atıyoruz!..
Çok çok özür dilerim ama..
......içine ben böyle kamu düzeninin!..

Yazarın Diğer Yazıları